"Şimdiye dek söylediklerimi, vurgulamaya çalıştığım tezimin ışığında özetleyeyim: Bilgi candır, canlılığımızdır, toplumsallığımızdır. Tarihimiz, kültürümüz. Bilinmeyene karşı, gerçekliğin henüz bilemediğimiz yanlarına karşı bizi var kılandır. Belki, bilgimize böyle bakamadığımız, onu canımızın bir parçası olduğunu anlayabilme gücünü gösteremediğimiz için bilgimize böyle bir bilgiyi, bilgisel tutumu katamadığımızdan, bilgimiz hayatımıza, hayatımız bilgimize yakışmıyor. Bilginin yozlaşmasında, iki uç görebiliriz:... Continue Reading →