''en kötüsü örgütlü olmamamız, her binada, her sokakta, her semtte bir örgüt olmalıydı, Bir hükümet olmalı, dedi karısı, Bir örgüt, bedenimiz de örgütlü bir sistemdir, örgütlü kaldığı sürece hayatta kalıyor, ölüm ise örgütsüzlüğün sonucundan başka bir şey değil, Bir körler toplumu yaşamını sürdürebilmek için nasıl örgütlenebilir, Örgütlenmek yeter, örgütlenmek bir bakıma görmeye başlamak demektir,''(s.297).... Continue Reading →
Karl Marx – 1844 El Yazmaları
''Ne var ki, Hegel insanın kendi bilincine varmasındaki yabancılaşmadan, Feuerbach da tarihi olmayan, bir sınıfı olmayan, soyut insanın yabancılaşmasından söz ediyordu. Marx, işçinin 'yabancılaşma'sından söz eder. 'Yabancılaşma' kavramına bütünüyle yeni iktisadi sınıfsal ve tarihi bir içerik kazandırır. Marx'ın 'yabancılaşma' terimiyle anlatmak istediği, işçinin kapitalist için zorla çalışması, işçinin çalışmasının ürününü kapitalistin kendine mal etmesi, ve... Continue Reading →
Thomas Bernhard – Bitik Adam
''Ama basit insanlar karmaşık insanları anlamazlar ve onları kendi iç dünyalarına iterler, hem de herkesten daha insafsızca, diye düşündüm. Basit insan denilenlerin kişiyi kurtaracağına inanmak en büyük yanılgıdır. İnsan en bunalımlı zamanında onların yanına gider ve onlardan resmen kurtuluş dilenir, onlarsa kişiyi daha da derin bir umutsuzluğa iterler. Zaten onlar nasıl olur da karmaşık birini... Continue Reading →