“Krallıklar ve krallarla yakın ilişkiler insanları güçlü kılabilir mi gerçekten? Kralların mutlu yaşamı sürdüğü sürece neden olmasın? Ama tarih kralların mutluluğunun bir anda felakete dönüştüğünü kanıtlayan örneklerle dolu, yaşadığımız çağ da öyle! Kendisini bile korumaktan aciz bir iktidar ne görkemli bir şey! Bir an için krallıkların gücünün mutluluk kaynağı olacağını düşünsek bile bir şekilde yoksunluğa düşüldüğünde mutluluk azalmaz mı, sefalete düşülmez mi sanıyorsun? İnsanların başında bulunduğu krallıklar geniş kitlelere yayıldıkça yayılsa bile her zaman için hüküm süremeyecekleri pek çok ulus da var olacaktır. Kralları mutlu kılan güç sona erdiği noktada iktidarsızlık devreye girer ve onları zavallı duruma düşürür. Bu yüzden her zaman krallar sefillik pastasından büyük bir dilimi yutmak durumundadır. Bulunduğu mevkinin tehlikelerinden haberdar olan ünlü bir tiran, krallık yetkisinden duyduğu korkuyu, bir adamın tepesinde asılı duran kılıcın yaratacağı dehşete benzetmiştir. O halde bir adamın içini kemiren kaygılarını defedemeyen, iğne gibi batan korkularından kurtaramayan bu iktidar da neyin nesi? Krallara kalsa güvende yaşamak isterlerdi, ama bunu yapamıyorlar. Bunun yerine yetkeleriyle övünüyorlar, istediği şeyi başaramayan bir adam gördüğünde, ona güçlü diyebilir misin? İki yanını da korumalarının çevirdiği, korkuttuğu kişilerden daha çok korkan, güçlü görünmek için kendisini kölelerinin eline teslim eden bir kişinin kudretli olduğuna inanabilir misin? Krallıkların bu kadar zayıf olduğunu kanıtlayınca, krallarla samimi olanlara söyleyecek söz bulamıyorum” (s. 140-141).
Boethius (2017). Felsefenin Tesellisi, (çev. Çiğdem Dürüşken), Alfa, İstanbul.
Bir Cevap Yazın