Gilles Deleuze – Bergsonculuk

  "BİRİNCİ KURAL: Problemlere de doğruluk ve yanlışlık atfetmek, yanlış problemin geçersizliğini göstermek, doğruluk ve yaratmayı problemler düzeyinde uzlaştırmak.   Aslında doğru ve yanlışın yalnızca çözümlerle ilgili olduğuna, ancak çözümlerle başladığına inanmakla hata ediyoruz. Bu önyargı toplumsaldır (çünkü toplum ve onun kurallarını aktaran dil, bize hep "devletin idari dosyaları"ndan çıkmış gibi hali hazırda bulunan problemler "verir",... Continue Reading →

Gilles Deleuze – İki Delilik Rejimi (Metinler ve Söyleşiler 1975 – 1995)

İKİ DELİLİK REJİMİ "Guattari göstergesel bir düzene ilişkin bir tabloyu çizmekte; burada tarihsel olduğu kadar patolojik olarak da tanımlanabilecek bir örnek vermek istiyorum. 19. yüzyılın sonunda, psikiyatride önemli bir vaka olarak iki işaret rejimi ortaya çıktı, fakat bu tüm bir gösterge bilimi ilgilendirecek bir şekilde psikiyatrinin dışına doğru yayıldı. Karmaşık bir şekilde işleyen fakat anlaşılması... Continue Reading →

G. Deleuze – F. Guattari – Felsefe Nedir?

  " Felsefe, bilim ve sanat gökkubbeyi yırtmamızı ve de doğruca kaosun içine dalmamızı isterler. Kaosu ancak bu bedel karşısında yenebileceğizdir. Ve ben üç kez utkuyla katettim Akheron ırmağını. Filozof, bilgin, sanatçı ölüler aleminden dönmüş gibidirler. Filozofun kaostan beraberinde getirdiği, sonsuz olarak kalan, ama kesitsel bir içkinlik düzlemi çizen yüzeylerin üzerinde ya da mutlak oylumların... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Claire Parnet Diyaloglar

  "Gitmek, kaçıp kurtulmak, bir çizgi çizmektir. Lawrence'a göre, edebiyatın en üstün nesnesi: <<gitmek, gitmek, kaçıp kurtulmak... ufuğu geçmek, başka bir hayata girmek...>> İşte Melville pasifiğin ortasında kendini böyle bulur. O gerçekten ufuğun çizgisini geçti. Kaçış çizgisi yersizyurdsuzlaşmaktır. Fransızlar bunun tam olarak ne olduğunu bilmezler. Tabii ki onlar da herkes gibi kaçar giderler, ama yalnızca... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Felix Guattari – Felsefe Nedir?

"Bir düzlemin bir ötekinden "daha iyi" olduğu, ya da en azından dönemin zorluklarına yanıt verip vermediği söylenebilir mi? Zorluklara yanıt vermek ne demektir ve bir düşünce imgesinin devinimleri ya da diyagramsal belirticileriyle, bir dönemin devinimleri ya da toplumsal-tarihsel belirticileri arasında ne tür bir bağlantı vardır? Bu sorular, ancak, felsefenin tarihi yerine felsefenin zamanı dikkate alınarak,... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Leibniz Üzerine Beş Ders

  "Ne demektir günümüzde Leibnizcı olmak? Bu iki şey olabilir; biri pek ilginç değil, öteki çok ama çok ilginç... Daha önce kavramın çığlıkla özel bir ilişkisi olduğunu söylemiştim. Günümüzde Leibnizcı ya da Spinozacı olmanın ilginç olmayan bir tarzı var - meslek icabı bu tipler belli bir yazar üzerine çalışırlar; ama filozofa talip olmanın başka bir... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Proust ve Göstergeler

  "Proust, felsefenin sunduğu düşünce imgesine karşıt bir düşünce imgesi kurar. Rasyonalist tarzda klasik bir felsefede en temel olan şeye saldırır. Bu felsefenin ön varsayımlarına saldırıdır. Filozof, zihnin zihin olarak, düşünürün düşünür olarak doğruyu istediğini, doğruyu sevdiğini ve arzuladığını, doğal olarak doğruyu aradığını varsayar. Düşünmenin iyi niyetini baştan kabul eder; bütün araştırmasını "önceden planlanmış bir... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Ampirizm ve Öznellik (Hume Açısından İnsan Doğası Üzerine Bir Deneme)

  "Hume'un toplum hakkındaki geliştirdiği kavrayış, bu bakımdan çok kuvvetlidir. Bize sırf yararcıların değil, Doğal Hukuka karşı çıkacak bir çok hukukçunun da yeniden ele almaktan başka bir şey yapmadığı bir sözleşme eleştirisi sunar. Temeldeki fikir şudur: Toplumun özü yasa değil kurumdur. Yasa aslında girişimlerin ve eylemlerin sınırlandırılmasıdır ve toplumun yalnızca olumsuz yanını hesaba katar. Sözleşmeci... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Kritik ve Klinik

YARGININ İŞİNİ BİTİRMEK İÇİN "Yunan trajedisinden modern felsefeye kadar, hazırlanıp gelişen, bütün bir yargı öğretisidir. Trajik olan, eylemden çok yargıdır ve Yunan trajedisi öncelikle bir mahkeme kurar. Kant, gerçek bir yargı eleştirisi icar etmez, çünkü bu kitap, tersine, öznel bir düşsel bir mahkeme kurar. Yahudi-Hristiyan gelenekten koparak eleştiriyi sürdüren Spinoza'dır; ve bu eleştiriyi yeniden ele... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Foucault

  "Bütünüyle hazır bir söylemin dediğinin aksine, direnmek için insanı ileri sürmeye gerek yoktur. Direnişin eski insandan çekip çıkardığı şey, Nietzsche'nin dediği gibi, daha büyük, daha etkin, daha olumlayıcı, olanaklar açısından daha zengin bir yaşamın kuvvetleridir. Üstinsan asla bundan başka bir anlama gelmemiştir: Yaşamı bizzat insanın içinde özgürleştirmek gerekir zira insanın kendisi insan için bir hapsetme biçimidir.... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Müzakereler

ANTİ-OEDİPUS ÜZERİNE MÜLAKAT (Felix Guattari ile birlikte) ... G.D. - "Oedipus'un, hadımlığın, ölüm içgüdüsünün... vs. oldukça tekdüze ve hüzünlü bir uğultu olduğunu düşünenlere sesleniyoruz. Protesto eden bilinçdışlarına sesleniyoruz. Müttefikler arıyoruz. Müttefiklere ihtiyacımız var. Ve sanıyoruz ki bu müttefikler şimdiden oradalar, bizi beklemediler, artık yeter diyen, benzer yönlerde düşünen, hisseden ve çalışan çok insan var: Söz... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Perikles ve Verdi (François Chatelet’nin Felsefesi)

  "Eylemin kendisi, ilişki olarak daima siyasidir. Bu sitede olabilir, ama benim içimde, başka gruplarda, küçük gruplarda da olabilir, sadece benim içimde de. Psikoloji veya tek kabul edilebilen psikoloji bir siyasettir; çünkü kendimle insani ilişkiler her zaman lazımdır. Psikoloji değil, ben'in bir siyaseti vardır. Metafizik değil, varlığın siyaseti vardır. Bilim değil, maddenin siyaseti, çünkü insanın... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Anti-Ödipus (Kapitalizm ve Şizofreni 1)

  "Başka bir şey değil, ama sadece arzu ve toplumsallık vardır. Toplumsal yeniden-üretimin en bastırıcı ve en ölümcül biçimleri dahi, böylesi bir üretimin, analiz etmemiz gereken çeşitli koşullar altında verdiği netice olan bir organizasyon dahilinde arzu tarafından üretilirler. Siyaset felsefesinin temel sorusunun hala Spinoza'nın ortaya koyduğu (ve Wilhelm Rich'ın yeniden keşfettiği) soru olmasının nedeni budur:... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Kritik ve Klinik

Edebiyat ve Yaşam ... "Kişi kendi nevrozlarıyla yazmaz. Nevroz, psikoz; bunlar, yaşam geçitleri değil, süreç kesintiye uğradığında, engellendiğinde, tıkandığında içine düşülen durumlardır. Hastalık bir süreç değil, "Nietzsche örneği''nde olduğu gibi, sürecin durmasıdır. Bu haliyle yazar da hasta değil, daha ziyade hekimdir, kendisinin ve dünyanın doktorudur. Dünya, hastalığın insanla karıştığı semptomlar bütünüdür. Bu durumda, edebiyat bir... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑