15 Ocak 1902- 3 Haziran 1963
IV
CEMAL BUNA CEVAP VEREMEDİ
– Ne o? Daldın yine usta?
– Seni düşünüyorum hocam.
– Gavurluğumu mu? Sakalımı mı?
– İkisini de…
– İki şeyi birden düşünmek zaaftır, usta. İnsan tek bir şeyi kuvvetle düşünmeği öğrenmeli. Delilerin o zincirleri kıran kuvveti nereden gelir, bilir misin? Sabit tek bir fikir taşımalarından. Tarihin bütün büyük adamları bir tek fikrin ağrısıyla kıvranmışlar, bir tek fikrin acısıyla doğurmuşlardır. Hem benim gavurluğumla sakalımı ne diye düşünüyorsun? Sen anlat bakalım ne var ne yok? Görüşmeyeli iki hafta oldu. Fransızca ilerliyor mu?
– İşten boş vakit buldukça okuyorum hocam.
– İşte bu olmadı. Senin dükkâna benim gramofonu tamir ettirmek için ilk geldiğim gün sana ne demiştim usta? İşten boş vakit buldukça okumak değil, okumaktan boş vakit buldukça iş yapmalısın!.. Ne güldün. Sonra ana oğul ne yer ne içeriz mi diyorsun?.. Bu da doğru… Nasıl dolu dizgin koşabilmek, üç yüz altmış dört gün koşmak için hazırlanıp bir gün meydana çıkarılan yarış beygirlerinin hakkıysa dolu dizgin okuyabilmek de…
Nuri ustanın anası birdenbire söze karıştı:
– Cemal Bey oğlum, dedi, sen çok okudun mu?
– Eh, biraz, daha da okuyorum…
Ustanın anası aynı çocuk merakıyla sordu:
– Okuyacak, okuyacaksın da sonra ne olacak?
– Dünyayı anlayacağım.
– Sonra ne olacak? Diyelim okudun, okudun, dünyayı anladın. Sonra ne olacak?
Cemal birdenbire cevap veremedi. Vaktinden önce beyazlanmış hissini veren başına kırmızı oyalı mavi bir yemeni sarmış olan bu kadının önünde, bu eski kamacı ustasının dul karısı karşısında Cemal’in kalın sesindeki alaylı ton ilk defa pürüzlendi.
– Hiç, dedi…
Nuri usta, <Hiç> diyenin yüzüne hayretle baktı. Ve o da ilk defa, bu hayranı olduğu adamda bir şeyin, bir şeylerin eksikliğini anladı. (s. 15-16)
Hikmet, Nâzım (1977). Kan Konuşmaz, Yol Yayınları.
Bir Cevap Yazın