Tomris Uyar – İpek ve Bakır

Bu, o gülüş... Ona göstermiştim gülmüştü. Tam beklediğim gülüştü. «Çaylarımızı içerken nasıl surlardan    konuşmuştuk...» Bu şehirde duvarların soluk aldığını, taşların boyuna kaydığını, bir şeylerin boyuna değiştiğini. Konuşmalarımızla bir şeyler kattık o öğleye, o kahveye. Dışardan biri bile sezerdi değişikliği. Neden bir daha alıp başımızı gitmedik öğle tatillerinde? -Okuldaki ders-arası konuşmalarımızı düşünüyorum da, -diyorum-, o günün... Continue Reading →

Roland Barthes – Çağdaş Söylenler

  "Fransız ulusu üç yüz altmış tür peyniri ve kültürü gibi şarabı da kendine özgü bir zenginlik olarak algılar. Bir totem-içkidir şarap, Hollanda ineğinin sütünün ya da İngiliz krallık ailesinin törenle içtiği çayın karşılığıdır. Bachelard, istem düşlemleri üzerine denemesinin sonunda, bu sıvının tözsel ruhçözümleyimini vermiş, şarabın güneş ve toprağın özsuyu olduğunu, temel durumunun ıslak değil,... Continue Reading →

İbn Battûta Seyahatnamesi’nden

  Lâdik [Denizli] "Böylece Lâdik'e vardık. Buraya Dûngûzla'da [=Donuzlu, Domuzlu, Denizli] deniliyor. Bu kelime "Beldetü'l-Hanâzîr" [=domuz diyarı] anlamına geliyor. Burası bölgenin en güzel, en büyük şehirlerinden biridir. Cuma namazının kılındığı yedi büyük camii, bağ ve bahçeleri, düzenli akan çayları, memba suları ve şirin çarşıları var. Burada dünyada eşi benzeri olmayan altın işlemeli pamuk elbiseler dokunur.... Continue Reading →

Ernst H. Gombrich – İmge ve Göz

  "Sanat ve doğadaki evrimin, kolay bir tanınabilirliğin ötesinde başka koşulları gerçekleştirmeye çalıştığını varsayabiliriz. Belki de, 'primitif' olarak adlandırdığımız kabile üsluplarının son derece tedirgin edici ve anlatım gücü yüksek biçimleri de, huşu yaratan ya da korkutucu düzenlemelere doğru adım adım evrilmiştir. Kabul etmek gerekir ki bu standartları dile getirip formüle edecek kimse yoktu ortada. Belki... Continue Reading →

Georg Simmel – Bireysellik ve Kültür

"İnsanın dünyadaki konumu, varlığının ve davranışlarının her boyutunda her an iki sınır arasında bulunuyor olmasıyla tanımlanır. Varoluşumuzun biçimsel yapısını oluşturan bu koşul, insan hayatının farklı farklı alan, faaliyet ve yazgılarında sayısız şekillerde tezahür eder. Her saatin içerik ve biçiminin bir "daha önce" ile "daha sonra” arasında, her düşüncenin “daha akıllıca" ile "daha aptalca" arasında, sahip... Continue Reading →

Fuat Andıç, Süphan Andıç, Mustafa Koçak – İbni Haldun Hayatı ve Eserleri Üzerine Düşünceler

  Asabiyenin Döngüsü "İbni Haldun düşüncesinde 'asabiye' ile 'umran' (uygarlık) kavramları arasında yakın bir ilişki gözlenir. Gerek herhangi bir sınırlı toplulukta ve gerekse bütün bir toplumda iktidarı ele geçirebilecek potansiyel güce sahip olmak, iktifarı ele geçirmek ve sürdürmek için asabiyeye ihtiyaç duyulmaktadır. İbni Haldun'un belki de toplumsal araştırmalar alanında bıraktığı en büyük miras asabiye kavramıdır.... Continue Reading →

Fritjof Capra – Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası

  "Yüksek teknolojiyle ilgili saplantımızın son tezahürü, mevcut sorunlarımızın uzayda sun'i yerleşim birimleri yaratarak çözülebileceği yolundaki oldukça kabul gören fantazilerdir. Ben günün birinde, bu tür uzay kolonilerinin kurulabileceği ihtimalini yaban atmıyorum; fakat mevcut planlardan ve onların temelinde yatan zihniyetten anladığıma dayanarak, buralarda yaşamak istemeyeceğimi kesinlikle söyleyebilirim. Bununla birlikte, fikrin bütünündeki temel yanılgı teknolojik değil, uzay... Continue Reading →

Dikmen Yakalı Çamoğlu – Kaynana Ne Yaptı, Gelin Ne Dedi? Ailedeki Kadınlar ve İlişkileri

  "...Tarihsel olarak, bir kültürün içinde belli bir dönemde var olan ve birbiriyle çatışan birçok kimlik bulunur. Foucault'un görüşlerinden yola çıkarak, bunlara 'özne konumları' da diyebiliriz. Bir söylemin içinde yaşarken, bize en anlamlı gelen, söylemi en rahat değerlendirebileceğimiz konuma kendimizi özne olarak oturturuz; zira hepimiz söylemlerin içine doğup yaşıyoruz, tıpkı ataerkil söylemin içine doğduğumuz gibi...... Continue Reading →

Ulusal Kültür Dergisi, Sayı: 6

    Kültür Bakanlığı adına sorumlusu Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın sahibi olduğu bu dergi; içeriği, makaleleri ve onları yazan büyük hocalarıyla bizi etkilemiş ve altı sayısını da elde ettiğimiz için paylaşma isteği uyandırmıştır. Altı yazıdan oluşacak bu yazı serisi, tüm sayıları baştan sona taratma zamanı olmadığı için kapağı, içindekileri ve bir ya da birkaç yazısını... Continue Reading →

Ulusal Kültür Dergisi, Sayı: 5

Kültür Bakanlığı adına sorumlusu Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın sahibi olduğu bu dergi; içeriği, makaleleri ve onları yazan büyük hocalarıyla bizi etkilemiş ve altı sayısını da elde ettiğimiz için paylaşma isteği uyandırmıştır. Altı yazıdan oluşacak bu yazı serisi, tüm sayıları baştan sona taratma zamanı olmadığı için kapağı, içindekileri ve bir ya da birkaç yazısını tanıtım amaçlı... Continue Reading →

Ulusal Kültür Dergisi, Sayı: 4

  Kültür Bakanlığı adına sorumlusu Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın sahibi olduğu bu dergi; içeriği, makaleleri ve onları yazan büyük hocalarıyla bizi etkilemiş ve altı sayısını da elde ettiğimiz için paylaşma isteği uyandırmıştır. Altı yazıdan oluşacak bu yazı serisi, tüm sayıları baştan sona taratma zamanı olmadığı için kapağı, içindekileri ve bir ya da birkaç yazısını tanıtım... Continue Reading →

Yaşar Kemal – Sevmek, Sevinmek, iyi Şeyler Üstüne

  "Bir de Anadolu var. Yerleştiğimiz, özümsediğimiz topraklar. Bu topraklar kültür birikimlerinin toprağıdır. Bu topraklar, Urartuların, Greklerin, İyonyalıların, Asurluların, Frigyalıların, yani büyük uygarlıkların toprağıdır. Bu topraklar bir kültür birikiminin toprağıdır. Biz Orta Asyadan getirdiklerimizle, yolda aldıklarımızla büyük, on bin yıllık zengin bir kültür üstüne oturduk. Bu kültür toprağındaki birikimleri özümsedik. Kültürümüzü bu topraktakilerle besledik, zenginleştirdik.... Continue Reading →

Ulusal Kültür Dergisi, Sayı: 3

  Kültür Bakanlığı adına sorumlusu Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın sahibi olduğu bu dergi; içeriği, makaleleri ve onları yazan büyük hocalarıyla bizi etkilemiş ve altı sayısını da elde ettiğimiz için paylaşma isteği uyandırmıştır. Altı yazıdan oluşacak bu yazı serisi, tüm sayıları baştan sona taratma zamanı olmadığı için kapağı, içindekileri ve bir ya da birkaç yazısını tanıtım... Continue Reading →

  Müze Binası Geleneksel süslemelerin ve mimari elemanların kullanılmadığı, oldukça sade cephelere sahip olan müze binası, I. Ulusal Mimarlık Dönemi anlayışına bağlı kalınarak 1927 yılında inşa edilmiştir. 1928-1941 yılları arasında Hukuk Mektebi olarak kullanılmış, sonraki dönemlerde bir süre Ankara Kız Sanat Mektebi ve Yüksek Öğrenim Vakfı'na bağlı kız öğrenci yurdu olarak hizmet etmiştir. Nihayetinde Ankara Müftülüğü tarafından... Continue Reading →

Ulusal Kültür Dergisi, Sayı: 2

  Kültür Bakanlığı adına sorumlusu Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın sahibi olduğu bu dergi; içeriği, makaleleri ve onları yazan büyük hocalarıyla bizi etkilemiş ve altı sayısını da elde ettiğimiz için paylaşma isteği uyandırmıştır. Altı yazıdan oluşacak bu yazı serisi, tüm sayıları baştan sona taratma zamanı olmadığı için kapağı, içindekileri ve bir ya da birkaç yazısını tanıtım... Continue Reading →

Ulusal Kültür Dergisi, Sayı: 1

  Kültür Bakanlığı adına sorumlusu Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın sahibi olduğu bu dergi; içeriği, makaleleri ve onları yazan büyük hocalarıyla bizi etkilemiş ve altı sayısını da elde ettiğimiz için paylaşma isteği uyandırmıştır. Altı yazıdan oluşacak bu yazı serisi, tüm sayıları baştan sona taratma zamanı olmadığı için kapağı, içindekileri ve bir ya da birkaç yazısını tanıtım... Continue Reading →

Maurice Metayer – Eskimo Masalları

TUZAKÇI KARGA "Derler ki, geçmiş zamanlarda koca bir karga insan aramaya çıkmış. Bir Eskimo köyü görüp iglulara koşarak bağırmış: -'Yolda birçok konuk var! Onları çıkıp karşılamanız gerek. Gece bastırmadan onları bulamazsanız, dağın eteğinde kamp kurun.' İglularda oturan insanlar kargaya inanmışlar. Konukları karşılamak için yola düzülmüşler. Gece olunca çadırlarını dağın eteğine kurmuşlar. Yağ lambalarının alevi kardan... Continue Reading →

Moritz Winternitz – Hint Destanları (Ramayana, Mahabharata, Harivamşa)

  Destanlarla İlgili Kısa Bilgiler “Destanların çekirdek konularına bakıldığında, Mahabharata Ramayana’dan daha eski gözükmektedir. Ancak Ramayana’nın yazıya geçirilip, bitirilişi (yaklaşık MÖ 2. Yüzyıl) Mahabharata’dan daha önce olduğu için, daha eski bir destan olarak kabul edilir. RAMAYANA, öncelikle Buddhist inançtan etkilenmiştir ve halk arasında yaşayan baladlar, destan bitirilmeden önceki zaman içinde, sık sık destan anlatımlarında kullanılmıştır.... Continue Reading →

Grimm Kardeşler ve Grimm Masalları

  “Grimm Kardeşler olarak da bilinen Jakob Grimm (1785–1863) ve Wilhelm Grimm (1786–1859) tarafından derlenen masallar Alman edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Külkedisi, Parmak Çocuk ve Cesur Terzi gibi dünya çapında ün salmış ve günümüzde hemen her çocuğun dinleyerek büyüdüğü bu masallar aslında Alman halkının gelenek ve göreneklerinin temelini oluşturan hakikati içeren tarihi belge niteliği... Continue Reading →

Aleksandr Bogdanov – Kızıl Yıldız

  "Mektup, Netti’min de çok iyi bildiği benim ana dilimde yazılmıştı. İşte mektupta okuduklarım: ‘Sevgili Lenni! Eski özel ilişkilerimle ilgili olarak seninle hiç konuşmadım, ama bunun nedeni, hayatımın hangi dönemi olursa olsun senden gizlemek istemem değildi. Ben senin parlak zekana ve soylu yüreğine derinden inanıyorum; bizim yaşam ilişkilerimizin bazılarının senin açından ne olursa olsun yabancı... Continue Reading →

Popüler Kültür Ne Demek?

  "(popular culture) Kültür, antropolojinin merkezi kavramıdır ve insanların tüm ortak bilgisini, teknolojileri, değerleri, inançları, adetleri ve davranışlarını kapsar. Basit toplumlar, herkesçe paylaşılan, tek bir bütünleştirilmiş kültüre sahipken; karmaşık toplumlar, çok sayıda kültür ve alt-kültür tabakaları ile düzeylerini barındırabilir. Popüler kültür ile genellikle 'yüksek' diye adlandırılan kültür arasındaki ayrım oldukça önemlidir. Yüksek kültür, klasik müzik,... Continue Reading →

Mihail Bahtin – Sanat ve Sorumluluk İlk Felsefi Denemeler

"Bir hayata dışarıdan beden kazandıran veya onu bedenselleştiren tüm güçler, özsel olmayan ve tesadüfi güçler olarak görülür ve her türlü dışarıdalığa derin bir güvensizlik doğar (dinde bu, Tanrı'nın "içkinleştirilmesi" ile, hem Tanrı'nın hem de dinin "psikolojikleştirilmesi" ile, kiliseyi dışsal bir kurum olarak anlayamama ile ve içeride-içsel-olan her şeyin genel bir yeniden değerlendirilmesiyle ilişkilendirilir). Yaşanmış hayat,... Continue Reading →

Türkiye’nin ilk ve tek uygulamalı kültür müzesi Yaşayan Müze, halk yaşamı ve onun ürettiklerini sergileme düşüncesiyle 23 Nisan 2007’de eğitimci ve kültür bilimci Dr. Sema Demir tarafından kurulmuştur. Yaşayan Müze, geç dönem Osmanlı mimarîsinin seçkin örneklerinden biri olan tipik bir Türk evinde hizmet vermektedir. Bu konak, Beypazarı’nın ileri gelen ailelerinden Abbaszadelerin büyük oğlu Ali Bey... Continue Reading →

Görenekler Ne Demek?

"(customs) Görenekler, toplumlarda yerleşik olarak görülen düşünme ve hareket etme biçimlerini yansıtır. Görenekler konusu çeşitli düzeylerde incelenmiştir. Etnografik açıklamalarda günlük yaşamın tekdüze yönleri ayrıntılı olarak resmedilir. Daha karmaşık bir düzeyde ise, bu rutin alışkanlıklarda içerili olan kurallar analiz edilip, tekrarlanan hareketi erdeki kültürel kalıplar ortaya konabilir. Son olarak, görenek bütün bir kültürün ya da bir... Continue Reading →

Georg Simmel- Modern Kültürde Çatışma

  "Böylelikle hayat burada asla erişemeyeceği bir şeyi ister. Bütün formların ötesinde, çıplak dolaysızlığı içinde kendini belirlemek ve ortaya koymak. Oysa bilgi, irade ve yaratım, her ne kadar tamamen hayat tarafından yönetiliyor olsa da, ancak bir formun yerine bir başkasını koyabilir; formun kendisini, formun ötesindeki bir hayatla ikame edemez. Kültürümüzün formlarına yönelik bütün saldırılar, ister... Continue Reading →

Asimilasyon Ne Demek?

“(assimilation) Dışarıdan gelen birisinin, göçmenin ya da tali konumdaki bir grubun, egemen olan toplumla ayırt edilemez derecede bütünleşmesi sürecini anlatmak için kullanılan, kültürlenmeyle eşanlamlı bir terim. Robert Park gibi insanların ırk ilişkilerini ele aldıkları Amerika'daki ilk incelemelerde, asimilasyon terimi, uymayla (tali konumdaki grubun, sadece egemen grubun beklentilerine uyum sağlamakla yetinmesi), rekabetle (ana akıma karşı kendi... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑