Ahmet İnam – Deneyen Felsefe

  "Ülkemizde son zamanlarda tehlikeli bir eğilim görmekteyim. Düşünmeye çabalayan insanlar, inanışlarını ve dünya görüşlerini haklı kılmak için felsefeyi sömürüyorlar. Hegel, Yapısalcıklık, Post-modern düşünürler, Hermeneutik akım, Bilim Felsefecileri, onları oluşturan kültürel ve tarihsel serüven göz ardı edilerek, kullanılmaya çalışılıyor. Aydınlarımız, ne denli bilgili, ne denli 'allame' olduklarını kanıtlamak için, tez elden çevrilmiş Batılı örneklerin üzerine... Continue Reading →

Alaeddin Şenel, Enis Doko, Hakan Çörekçioğlu ve Haluk Hepkon – Şifrelerden Sembollere Dan Brown

  “… Modern bilim ile mistik – büyüsel bilim arasında her şeyden önce paradigma farkı vardır. Bilindiği gibi, paradigma olarak adlandırılan şey, teorik ve pratik her türlü bilimsel etkinliğin kendisine dayandığı bir modeldir. Buna göre bilimsel paradigmalar doğa bilgisini elde etme yollarını ve evreni açıklama tarzlarını belirleyen yapısal modeller olarak iş görür. Birer yapısal model... Continue Reading →

Georges Vigarello – Güzelliğin Tarihi; Rönesans’tan Günümüze Beden ve Güzelleşme Sanatı

  Bireyselleşen Bir Güzellik Mi? "L'Encyclopedie, 'binlerce insan arasında birbirine benzeyen iki tanesini görür görmez ortaya çıkan' yüz çizgilerinin bu olağanüstü farklılığına bayılır. Özellikle Lavater olmak üzere, fizyonomistlerin de, geleneksel tiplerin ötesinde, farklı, 'orjinal' kişiler keşfettikleri savındadırlar: 'Tüm yüzler, tüm vücut hatları, tüm varlıklar, yalnızca kendi sınıflarında, kendi cinslerinde, kendi türlerinde değil, bireyselliklerinde de birbirlerinden farklıdırlar.... Continue Reading →

Derman Bayladı – Pythagoras Bir Gizem Peygamberi

  "Pythagoras'ın çok yönlü kişiliğinden ve bu kişiliği oluşturan filozofluğundan, biliminsanlığından, müzik kuramcılığından söz edilmişti. Ama bütün bu sayılanların ötesinde onun bir de 'gizemci' yönü vardır. Felsefesi de gizemcilikten ayrılmaz zaten. Bu yönüyle -bir din değilse bile- en azından bir tarikat kurucusu olduğu da söylenebilir. Pythagoras'ın. Ancak bütün bu alanlarla Pythagoras'ın hangi yoğunluk ve ölçülerde... Continue Reading →

Sadık Erol Er – Gilles Deleuze’ün Fark Felsefesi

  “Deleuze’ün bu saptamaları Platoncu idealizm’e ve geleneksel felsefenin metafizik yapılarına karşı özcü-olmayan, çoğulcu, kişiselci-olmayan ve anti-hümanist bir Nietzsche yorumuna dönüşünün başlangıcı olarak okunabilir. Çünkü daha güç istenci sorgulamasına geçmeden Deleuze ilk önce Nietzsche’yi, Platon’dan beri batı metafiziğini belirleyen özcü ‘soru biçimi’ni tashih ettiğinin altını çizerek soruşturmasını bu bağlam üzerinden yürütür. Deleuze, Platon’da temel felsefi... Continue Reading →

Muazzez İlmiye Çığ – Uygarlığın Kökeni Sumerliler 2

  "Sihir önce tanrıya, fena cinlerden kurtarması için yakarmayla başlıyor. Sihir yaparken kullanılacak malzemeler şunlar: Dinsel temizlik için su, çeşitli içkiler, ilaç ve merhemler, zift, sedir çubuğu, tamarisk dalı, meşale, tütsü kabı, temizlik gereci, çeşitli müzik aletleri, güçlü bakır, büyü ipleri, muskalar, tanrı ve cin resimleri yapılmış toprak levhacıkları, insan ve hayvan figürleri (Bunlara Amulet... Continue Reading →

Muazzez İlmiye Çığ – Uygarlığın Kökeni Sümerliler 1

  Tufan "Tevrat'ta ve diğer din kitaplarında yazıldığına göre, bir zamanlar insanlar çok bozulmuş olduklarından Allah veya Rab, onları yok etmeye karar veriyor. Nuh tanrı tanıyan, onun buyruklarını yerine getiren biri. Tanrı ona insanları yok etmek için bir tufan yapacağını, kendisine bir gemi yapmasını ve geminin nasıl yapılacağını, içine neler alacağını bildiriyor. Nuh söylenenleri yapıyor.... Continue Reading →

Gazi Mustafa Kemal Atatürk – Geometri

Rahmi Koç Müzesinden 1937, İstanbul Basımı Geometri Kitabı   Önsözden: "Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, III. Türk Dil Kurultayı'ndan hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı'nda kendi eliyle yazmıştır. 1936 sonbaharında bir gün Atatürk beni, Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderiman'ın yanına katarak Beyoğlu'ndaki Haşet Kitabevine gönderip uygun gördüğümüz Fransızca geometri... Continue Reading →

Lokman Çilingir – Niçin Felsefe?

  "...Akademik felsefe (ilke olarak üniversitede yapılan, üniversal olan felsefe anlamında), popüler felsefeden genel olarak yönelttiği sorular açısından değil, daha ziyade çerçeve ve felsefi etkinliğin iç ve dış sınırlanımlarının belli formları açısından ayırt edilir. Profesyonel akademik felsefeci her şeyden önce felsefe yapmayı öğreten kişidir. Akademik felsefi etkinlikte tartışma ve sorunlarda kullanılan argümanlara dair tutarlı bir yaklaşım... Continue Reading →

Fehmi Baykan – Nietzsche’nin Felsefesi

  "Yeniden değerlendirme' öze-yabancılaşmayı (self-alienation) 'aşma' sürecedir. Öze-yabancılaşmayla tabiata-karşı değerler ve yaşama alışkanlıkları edinme yüzünden psişik-fizyolojik yapının katılaşmasını (scleroid), enerji alışverişinin ve duyguların bloke olmasını kast ediyorum. Moralizasyon (ahlakileşme) ilkesi yüzünden insan organizması katılaşarak dünyayı değerlendirme fonksiyonu tutucu, durağan hale gelir. Kişi, yemek yeme, cinsi duygu ve davranışlardan tutun da entellektüel yorumlarına kadar, bütün hayati... Continue Reading →

Fuat Andıç, Süphan Andıç, Mustafa Koçak – İbni Haldun Hayatı ve Eserleri Üzerine Düşünceler

  Asabiyenin Döngüsü "İbni Haldun düşüncesinde 'asabiye' ile 'umran' (uygarlık) kavramları arasında yakın bir ilişki gözlenir. Gerek herhangi bir sınırlı toplulukta ve gerekse bütün bir toplumda iktidarı ele geçirebilecek potansiyel güce sahip olmak, iktifarı ele geçirmek ve sürdürmek için asabiyeye ihtiyaç duyulmaktadır. İbni Haldun'un belki de toplumsal araştırmalar alanında bıraktığı en büyük miras asabiye kavramıdır.... Continue Reading →

Margaret M. Poloma – Çağdaş Sosyoloji Kuramları

  "Sosyolojde esas ikilem (dichotomy) birçok şekilde dile getirilmiştir. Catton (1966) animistik ve natüralistik sosyoloji ayrımını tartışır. Giddens (1976) 'pozitif' ve 'yorumlayıcı' sosyoloji ayrımını yapar. Martindale (1974) 'hümanistik' ve 'bilimsel' sosyolojinin tarhisel köklerini tartışır. Bütün bu terimler, kuramcıların istemeden hangi etiketi giyebilecekleri konusunda kullanılan ve de kötü kullanılan terimlerdir. Örneğin Dennis Wrong, eğer terim onun... Continue Reading →

Kubilay Aysevener – R.G. Collingwood’un Tarih Felsefesi

  “Buna göre, geçmişteki bir düşüncenin yeniden canlandırılması şimdiki zamana ilişkin bir deneyim olarak karşımıza çıkar. Daha açık bir deyişle, tarihsel bilginin oluşturulabilmesi için bir düşüncenin yalnızca yeniden canlandırılması yeterli değildir, aynı zamanda onun yeniden canlandırıldığının da bilinmesi gerekmektedir. Ancak bu durumda, geçmişteki bir düşünceyi canlandırdığımız bilgisi olanaksızlaşmaz mı? Çünkü, yeniden canlandırılmış olan düşünce, bizim... Continue Reading →

Bedia Akarsu – Immanuel Kant’ın Ahlak Felsefesi

  "Ahlakın kavramları duyulur-üstü nesneleri gerektirir görünüyor. Tanrı, özgürlük ve ölümsüzlüğü kabul etmekle yüküm, ahlaksal yaptırım ve erdemle mutluluğun uyuşması gibi kavramları bir temele oturtabiliriz. Oysa bu duyulur-üstü nesneler bilinemez bizim için. O zaman da ahlakın temeli bilgi değil, bir çeşit duygu olur. Böyle olunca da ahlak kaynağında mistik olur ki bunu Kant kabul etmez.... Continue Reading →

Hakan Çörekçioğlu – Modernite ve Ütopya

  "Eseri içerdiği hicivle, kelime oyunlarıyla ve tüm ironisiyle ciddiye alan yorumlar ise iki temel grupta toplanır. Birinci yorum More'un Utopia anlatısında önerdiği komünist alternatife yoğunlaşır ve More'u öncü bir sosyalist hümanist olarak selamlar. Bu yorum ünlü Alman Marksist Karl Kautskye'e kadar geri gider. Türkçe literatürde bu görüşün en önemli savunucularından biri Mina Urgan'dır. Her... Continue Reading →

Doğan Özlem – Kavramlar ve Tarihleri I

  "Kavram tarihi' sözcüğü, bizdeki felsefe çalışmalarında ve tartışmalarında, ne yazık ki, hemen hemen hiç anılmayan bir sözcüktür. Oysa sözcük, 18. yüzyılın sonlarından beri, özellikle Alman felsefe geleneğinde, felsefe kavramlarının tarihini anmada sıklıkla kullanılan bir sözcüktür ve felsefe kavramlarının tarihi, özellikle 19. yüzyılla birlikte, 'kavram tarihçiliği' denilen bir felsefi etkinliğin konusu olmuştur. Öyle ki, 'kavram... Continue Reading →

Bedia Akarsu – Mutluluk Ahlakı

  "Stoa ahlakının genel ilkelerini şu üç görüş noktasına geri götürebiliriz: En yüksek iyi, erdem ve bilge üzerindeki araştırmalar. İnsanın belirlenmesi ve insanın ahlaksal ödevlerinin araştırılması, Sokrates'ten beri gelen bütün ahlak felsefelerinde olduğu gibi, Stoalılarda da, iyi kavramının ve en yüksek iyi ya da mutluluğun kurucu parçalarının ne olduğu sorusuna bağlanır. Bunun da ancak akla... Continue Reading →

Tuncar Tuğcu – Immanuel Kant ve Transendental İdealizm

  Transendental Mantık "Aristoteles doğru bilgiye ulaşabilmek için, bilen süjenin nasıl bildiğini, bilincin hangi ilke ve kurallar tarafından belirlendiğini araştıran eserine 'Organon' (Araç) adını vermiştir. Aristoteles bu araştırmasında, bilincin ve bilinç dışı nesneler evrenin aynı ilkeler tarafından belirlendiği postulatından hareket eder. Bilincin belirleyenlerini bilebilirsek, bilinç dışı gerçekliğin belirleyenlerini de bilebiliriz. Bilincin işlevini kavramların ve ifadelerin... Continue Reading →

Kurtul Gülenç ve Özlem Duva (haz.) – Yargıya Felsefeyle Bakmak

  "Yukarıda da işaret edildiği üzere mantık çalışmalarının hemen hemen hepsinde tümce ile önerme arasında bir farklılık olduğu vurgulanır. Tüm bunlarla söylenmek istenen tümcenin söz-dizim kurallarıyla ilgili olduğu, yargı bildiren tümcenin ise mantığa konu olduğudur. Öte taraftan her ne kadar yargılar, bir bilim dalı olması bakımından mantığın inceleme sınırları içinde olsalar da, yargının bilgi ortaya... Continue Reading →

İoanna Kuçuradi – İnsan ve Değerleri

  "Bir başarı alanının belirli bir çağda ön plana geçmesi, çağa rengini veren başarı olması; insan başarılarının başka başka bağlarda ve başka başka insan gruplarında farklı önem taşıması, o alanda ortaya konan bağımsız yaratma ürünü eserlerin çapıyla ilgilidir. Söz gelişi klasik Antikçağ'da felsefenin değerlenmesi bir Platon'un, bir Aristoteles'in eserleriyle, Ortaçağ'da teolojinin ve dinin değerlenmesi bir... Continue Reading →

Sinan Kılıç – Deleuze-Guattari Şizoanaliz Yaratıcı Bir Fark ve Arzu Ontolojisi

  "Kapitalizmde bireylerin toplum içerisindeki yüzleri (kodları) üretim tüketim ilişkilerince belirlenir. Kapitale hizmet eden oedipal arzu da bireyin bu üretim ve tüketim ağı içerisindeki konumunu belirleyen güç veya erk ilişkilerince kodlanır. Kapitalizmde arzu üretimi çoklu bağlantılarla değil, erk mekanizmalarınca üretim ve tüketim akışı yararına olacak şekilde Oedipusla gerçekleştirilir. Oedipusla gerçekleştirilen bu arzu üretimi yoksunluk üzerine... Continue Reading →

Kasım Küçükalp – Batı Metafiziğinin Dekonstrüksiyonu: Heidegger ve Derrida

  "Batı metafizik geleneğini, Varlık'ın anlamı olan zamansallığın (temporality) unutulmasının bir sonucu olarak, Varlık (Being) ve varolanlar (beings) arasındaki tarihi olarak gören Heidegger, bu durumun, söz konusu geleneğin 'zaman'la girmiş olduğu özel ilişkiden kaynaklandığını düşünür. Heidegger'e göre Platon ve Aristoteles'ten beri, Husserl de dahil olmak üzere, geleneksel ontolojide olmak fiili, (to be) zaman içerisinde devam... Continue Reading →

Harun Tepe – Etik ve Meslek Etikleri

  Haberin Yayınlanması Karar Verenin Etik Sorunları: "Haberin gazetede ya da radyo-televizyonda sunulması, genel yayın ya da haber yönetmenine gelen haberler arasında hangilerinin sunulacağı ve hangi biçimde sunulacağı, çoğu iletişimbilimci tarafından haberin 'toplanması' ve 'seçilmesi'nden farklı bir işlem olarak görülmüştür; bu nedenle haberi yapan gazeteciler için ayrı, yayımcı için ayrı birer etik önerildiği de olmuştur.... Continue Reading →

Talip Kabadayı – Duhem’den Laudan’a Çağdaş Bilim Felsefecileri

  "Fleck'e göre, bilimsel topluluğun yapısı söz konusu oldukta, her 'düşünme tarzı' bir 'düşünce ortaklı'ndan doğar. Fleck'e göre 'düşünce ortaklığı' karşılıklı fikir alışverişinde bulunan ve/ya entelektüel bakımdan karşılıklı etkileşimi ve iletişimi kesmeyen kişiler topluluğu olarak tanımlanabilir. Belli bir düşünce ortaklığı üyelerinin benimsediği ortak inançlar dizgesine 'düşünme tarzları' denir ki bu hem de yönlendirilmiş algı demeye... Continue Reading →

Fritjof Capra – Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası

  "Yüksek teknolojiyle ilgili saplantımızın son tezahürü, mevcut sorunlarımızın uzayda sun'i yerleşim birimleri yaratarak çözülebileceği yolundaki oldukça kabul gören fantazilerdir. Ben günün birinde, bu tür uzay kolonilerinin kurulabileceği ihtimalini yaban atmıyorum; fakat mevcut planlardan ve onların temelinde yatan zihniyetten anladığıma dayanarak, buralarda yaşamak istemeyeceğimi kesinlikle söyleyebilirim. Bununla birlikte, fikrin bütünündeki temel yanılgı teknolojik değil, uzay... Continue Reading →

Madan Sarup – Post-Yapısalcılık ve Postmodernizm

  "Kitaba en etkili üç post-yapısalcıyı tartışarak başladım: Lacan, Derrida, Foucault. Lacan'a, Lacan'ın psikanaliz kuramına genel bir giriş olan 1. bölüm, Lacancı kuramın benliğin toplumsal ve dilsel inşasını düşünmeye ilişkin bir yol önerdiğini ileri sürdü. Devrim öncesi toplumdan miras alınan 'karakter yapıları' dönüştürülene dek siyasal devrim tamamlanamayacağından, birey ile toplum arasındaki karşıtlığın üstesinden gelecek bir... Continue Reading →

Ian Almond – İbni Arabi ve Derrida Tasavvuf ve Yapısöküm

  "Mükerreren karşı karşıya kaldığımız Derrida ve İbni Arabi'nin sonsuz hermenötiği arasındaki temel fark aslında mesajın sorusuna dayanmaktadır. Hermenötik kelimesinin (etimolojisini hatırlarsak, peygamber [Tanrı'nın haberini taşıyan]Hermes'ten geliyor) tam temelinin içine kurulmuş, bir varlıktan diğerine tek, spesifik bir şey söylemek için gönderilmiş bir mesaj olarak metin düşüncesi Derrida'nın hahamsal/Rousseaucu yorumlamadan hoşlanmamasına açıklamaktadır -bu anlayış yorumu (Alan... Continue Reading →

Nermi Uygur – Dilin Gücü

  "Bana kalırsa, susmanın kuruluşunu bilmek isteyenlerin yapacağı en doğru şey, 'susma'yla ilgili dil anlatımlarını gözden geçirmektir. Susma görünümünü aydınlatmak için başvurulabilecek bilimsel (örneğin psikolojik, fizyolojik, sosyolojik, daha da bir yığın 'lojik'li) tutumlar ne olursa olsun, susma üzerindeki konuşmaların, şaşılacak bir sağduyu ile; susmayı yeryer canevinden yakalayacağına inanıyorum. Susmayla ilgili söz ve kavramların dallıbudaklı işleyişine... Continue Reading →

Tülin Bumin – Tartışılan Modernlik: Descartes ve Spinoza

  "Bu akıl yürütmenin birinci önermesinin dile getirdiği özgür istem sahibi insan anlayışı, Spinoza'ya göre, insanın kendi konusundaki bilgisizliğinden başka bir temele dayanmaz. Tam bir akılcı olarak Spinoza, gerçek neden (Causa) ile sebebin (Ratio) özdeş olduğunu düşünür: Causa sive Ratio. Doğada nedensiz ve doğrudan başka bir şey yoktur. Sıkı bir belirlenimciliğin egemen olduğu varlık alanında,... Continue Reading →

Tülin Bumin – Hegel

  Hegel'de 'Sanatın Ölümü' Üzerine Bir Deneme "Hegel söylemi 'tarihin sonu' başlığı altında pek çok şeyin sonundan, tükenişinden, ölümünden söz eder. Sanat da bunlardan biridir. Sanat, Hegel için insanlığın geçmişine ait bir şeydir. Sanat türlerini mimarlıktan başlayıp heykel, resim, müzik ve şiirden geçerek nesre ulaşan ve giderek maddesel olandan, duyumlanabilir olandan uzaklaşan bir biçimde sınıflandıran... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑