Haberin Yayınlanması Karar Verenin Etik Sorunları:
“Haberin gazetede ya da radyo-televizyonda sunulması, genel yayın ya da haber yönetmenine gelen haberler arasında hangilerinin sunulacağı ve hangi biçimde sunulacağı, çoğu iletişimbilimci tarafından haberin ‘toplanması’ ve ‘seçilmesi’nden farklı bir işlem olarak görülmüştür; bu nedenle haberi yapan gazeteciler için ayrı, yayımcı için ayrı birer etik önerildiği de olmuştur. Kameraman, intihar eden Başbakan’ın bulunduğu odanın kapısını açtığı an karşı karşıya kaldığı manzara karşısında, ne yapacağına karar vermek için niyet etiğine (Gesinnungsethik) dayanabilir; buna karşılık bu görüntüleri bastığında ya da basmayı reddettiğinde ise yayıncı sorumluluğunu (Verantwortungsethik) bilmeli, buna göre davranmalıdır. denilmektedir. Bu görüşe göre, haber ağının en ucundaki gazeteci, karşı karşıya kaldığı durumlarda nasıl eyleyeceğine niyet etiğine göre karar verebilir, yani Kant etiği örneğinde olduğu gibi kararını ilkelere göre verebilir. Buna karşılık bir genel yayın yönetmeni ya da sorumlusunun ilkelere dayalı olarak eylemesinin yeterli olmayacağı; onun, eylemin önceden görülebilecek sonuçlarının sorumluluğunu da taşıma gerektiği söylenmektedir; çünkü onun eylemi yalnız kendisi değil, geniş bir okuyucu ya da dinleyici-izleyici kitlesini ilgilendirmektedir. Bu nedenle onun için uygun olan etik, ‘niyet etiği’ değil, ‘sorumluluk etiği’dir denilmektedir. Bugün özellikle H. Jonas’ın, insanın teknik gücündeki büyük artışın bir sonucu olarak, yaptıklarının hem kendisine hem de kendi çevresine çok büyük etkileri olduğuna, bu nedenle yeni bir ‘kesin buyruğa’, yeni bir etiğe gereksinim olduğuna dikkati çekmesiyle birlikte, ‘sorumluluk’ etik tartışmalarda temel bir kategori haline gelmiştir. H. Jonas’ın da etkisiyle, bir atom santralinin sorumlu yöneticisi ya da elindeki kimyasal silahların kullanılıp kullanılmayacağı konusunda karar verme durumunda olan subay için niyet etiğinin önemli olmadığı; bu durumlarda belirleyici olanın, yönetici ya da sorumlu kişinin, kendi sorumluluğunda olan tekniğin korkunç sonuçlarını bilerek ve bu sonuçlardan etkilenebilecek tüm insanları düşünerek sorumlu bir biçimde eylemde bulunması gerektiği söylenmektedir. Bu nedenle yayın yöneticisi ya da sorumlularının bir materyali basarken ya da yayınlarken, bu yayından etkilenebilecek tüm kişileri düşünerek karar vermesi gerektiği, bunun da bir niyet etiği değil, bir sorumluluk etiği olacağı düşünülmektedir” (s. 151-153).
Tepe, Harun (ed.) (2009). Etik ve Meslek Etikleri, Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, Ankara.
Bir Cevap Yazın