“Deleuze’ün bu saptamaları Platoncu idealizm’e ve geleneksel felsefenin metafizik yapılarına karşı özcü-olmayan, çoğulcu, kişiselci-olmayan ve anti-hümanist bir Nietzsche yorumuna dönüşünün başlangıcı olarak okunabilir. Çünkü daha güç istenci sorgulamasına geçmeden Deleuze ilk önce Nietzsche’yi, Platon’dan beri batı metafiziğini belirleyen özcü ‘soru biçimi’ni tashih ettiğinin altını çizerek soruşturmasını bu bağlam üzerinden yürütür. Deleuze, Platon’da temel felsefi... Continue Reading →
Madan Sarup – Post-Yapısalcılık ve Postmodernizm
"Kitaba en etkili üç post-yapısalcıyı tartışarak başladım: Lacan, Derrida, Foucault. Lacan'a, Lacan'ın psikanaliz kuramına genel bir giriş olan 1. bölüm, Lacancı kuramın benliğin toplumsal ve dilsel inşasını düşünmeye ilişkin bir yol önerdiğini ileri sürdü. Devrim öncesi toplumdan miras alınan 'karakter yapıları' dönüştürülene dek siyasal devrim tamamlanamayacağından, birey ile toplum arasındaki karşıtlığın üstesinden gelecek bir... Continue Reading →
Dikmen Yakalı Çamoğlu – Kaynana Ne Yaptı, Gelin Ne Dedi? Ailedeki Kadınlar ve İlişkileri
"...Tarihsel olarak, bir kültürün içinde belli bir dönemde var olan ve birbiriyle çatışan birçok kimlik bulunur. Foucault'un görüşlerinden yola çıkarak, bunlara 'özne konumları' da diyebiliriz. Bir söylemin içinde yaşarken, bize en anlamlı gelen, söylemi en rahat değerlendirebileceğimiz konuma kendimizi özne olarak oturturuz; zira hepimiz söylemlerin içine doğup yaşıyoruz, tıpkı ataerkil söylemin içine doğduğumuz gibi...... Continue Reading →
Kent Toplumbilimi Ne Demek?
Hong Kong "[es. t. Şehir sosyolojisi] [Alm. Stadtsoziologie] [Fr. sociologie urbaine] [İng. Urban sociology]: Kent topluluklarının tarihini, örgütlenmesini, gelişmesini, bu toplulukları oluşturan bireylerin aralarındaki etkileşimleri, bunun davranışlar üzerindeki etkilerini ve kentsel yaşamın karmaşık yapısına daha iyi uyum sağlanmasına yarayacak araçların incelenmesini ve açıklanmasını konu edinen toplumbilim dalı." (s. 74) Keleş, Ruşen (1980). Kentbilim Terimleri... Continue Reading →
Friedrich Nietzsche – Tan Kızıllığı (Ahlaksal Önyargılar Üzerine Düşünceler)
"Sahte Bencillik--- Çoğu insan "egoizm" hakkında ne düşünürse düşünsün, ne söylerse söylesin, yine de yaşamı boyunca egosu için hiçbir şey yapmaz; tersine, sadece çevresindekilerin kafalarında kendi hakkında oluşmuş ve onlara bildirmiş ego hayaleti için yapar. Bunun sonucu olarak bu tür insanların hepsi, şahsına ait olmayan, yarı şahsi fikirlerin ve keyfi olarak sanki şiirsel değerlendirmelerin sisi... Continue Reading →
Maksim Ne Demek?
"[İng. maxim; Fr. maxime; Al. maxime] Genel olarak bir bireyin benimseyebileceği ya da bireye, eylemlerinde iyi bir yol gösterici olarak kabul etmesi tavsiye edilen davranış kuralı. Mantıktaki, genel bir kabul gören iddia ya da kural. Kant'ın ahlak felsefesinde, ahlaki özne için geçerli olduğu görülen pratik bir ilke. Söz konusu anlamı içinde, maksim pratik bir yasadan farklılık gösterir, çünkü... Continue Reading →
Michel Foucault – Ders Özetleri (1970-1982)
"İktidar bağıntılarının somut çözümlenmesini gerçekleştirmek için, hükümranlığın hukuksal modelini bir yana bırakmak gerekir. Gerçekten de bu model, bireyi, doğal hakların ya da ilkel iktidarların öznesi olarak ele alır ve devletin ideal oluşumunu irdelemeyi amaçlar. Ayrıca, yasayı, iktidarın temel belirlenimi olarak görür. İktidarı, ilişkinin temel terimlerinden yola çıkarak değil de, etkilediği öğeleri belirleyen olması bakımından, bu... Continue Reading →
Bireycilik Ne Demek?
“(fr. individualisme; alm. İndividualismus; ing. individualism). Bireyi kendi amaçlarını kendinde toplayan toplumsal bir varlık olarak değerlendirme eğilimi. Bu eğilim bireysel olana toplumsal olan karşısında öncelik verir ve bireyseli tek belirleyici olarak görür. Böylece gerçekliğin en yetkin biçimi ve en yüksek insani değer olarak belirlenen bireysel öge toplumsal yaşamın vazgeçilmez ölçütü niteliğini kazanır. Bireycilik Avrupa tarihinde... Continue Reading →