“Sahte Bencillik— Çoğu insan “egoizm” hakkında ne düşünürse düşünsün, ne söylerse söylesin, yine de yaşamı boyunca egosu için hiçbir şey yapmaz; tersine, sadece çevresindekilerin kafalarında kendi hakkında oluşmuş ve onlara bildirmiş ego hayaleti için yapar. Bunun sonucu olarak bu tür insanların hepsi, şahsına ait olmayan, yarı şahsi fikirlerin ve keyfi olarak sanki şiirsel değerlendirmelerin sisi içinde yaşar; biri ötekinin kafasında, öteki kafa da başka kafaların içinde. Kendine sakin bir görünüm vermeyi başaran fantezilerin harika dünyası! Bu fikirler ve alışkanlıklar sisi, üzerine çöktüğü insanlardan hemen hemen bağımsız olarak gelişir ve yaşar. İçinde “insanlar” hakkındaki genel yargıların müthiş etkisi bulunur, – kendilerine yabancı olan bütün bu insanlar, duygusuz soyutluk olan bu “insan”a, yani bir kurguya inanırlar. Ve bu soyutlamada yapılan her değişiklik, bazı güçlerin kararlarıyla (hükümdarlar ve filozoflar gibi) olağanüstü ölçüde ve akıldışı derecede büyük kitleleri etkiler. Bütün bunlar, bu çoğunluk içinde her bireyin gerçek, kendisi için erişilebilir olan ve kendisi tarafından kurulan bir egoyu, genel ve uçuk bir kurguya karşı koruyamayıp, onu böylece yok edememesinden kaynaklanır”(s.86-87).
Nietzsche, Friedrich (2014), Tan Kızıllığı (Ahlaksal Önyargılar Üzerine Düşünceler), çev. Hüseyin Salihoğlu – Ümit Özdağ, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara.
Bir Cevap Yazın