Michael Tomasello – İnsan Ahlakının Doğal Tarihi

Kültürel normlar, grup-yanlısı, norm-temelli kültürel gruplar henüz ortada yokken insanların sahip olduğu duygudaşlık ve hakkaniyet tutumlarıyla ilişkileri ölçüsünde ahlakidirler. Sosyal normlara uymak uyumluluktur, sosyal normları uygulamak uyumluluğu –aksi halde bir tür ceza verilmesi yoluyla- dayatmaktır. Ve insana özgü pek çok fenomenin tipik bir özelliği olan reflektif oyunlardan biri sonucunda, ahlaki normları ihlal edenler suçluluk duyarak... Continue Reading →

Muazzez İlmiye Çığ – Uygarlığın Kökeni Sumerliler – 2

Sümerlilerde Günlük Yaşam Sümerlilerde müzik son derece önemliydi. Onlar için bir annenin çocuğuna söylediği ninni, bir çobanın kaval çalması, bir yayığın çalkanırken çıkardığı ses hep birer müzikti. Tapınaklarda tanrıları memnun etmek, sakinleştirmek için devamlı müzik yapılırdı. Müzik kutsaldı Sumer’de. Düğünlerde, bayram ve ölü törenlerinde de müzik başta gelirdi. Ayrıca şehrin büyük meydanlarında çeşitli çalgılar, şarkılar... Continue Reading →

Annie Ernaux – Seneler

Gelecek sene emekliye ayrılacak. Ders notlarını, onları hazırlarken yararlandığı kitaplar, makalelerle ilgili yazıları şimdiden atıyor, hayatını sarmalayan her şeyden sıyrılarak yazma projesi için yer açıyor; böylece bunu daha fazla erteleyecek hiçbir bahanesi kalmayacak. Dosyalarını, defterlerini toparlarken Henri Brulard’ın Yaşamı’nın başlarındaki bir cümleye denk geliyor, “Yakında elli yaşını dolduruyorum, kendimi tanıma zamanı geldi geçiyor.” Bu cümleyi... Continue Reading →

Friedrich Engels – Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni

''Letourneau'nun (Evolution du mariage et de la famille, 1888) hayvanlar dünyasından toplamış olduğu bir sürü olgudan çıkardığı sonuca göre, her türlü kuraldan yoksun cinsel ilişkiler, burada da, aşağı bir dereceye aittir. Ama bütün bu olgulardan benim çıkarabileceğim tek sonuç, bunların insan ve onun ilkel varlık koşulları bakımından kesin olarak hiçbir şeyi tanıtlamadıklarıdır.  Omurgalı hayvanlardaki uzun... Continue Reading →

Karl Marx – 1844 El Yazmaları

''Ne var ki, Hegel insanın kendi bilincine varmasındaki yabancılaşmadan, Feuerbach da tarihi olmayan, bir sınıfı olmayan, soyut insanın yabancılaşmasından söz ediyordu. Marx, işçinin 'yabancılaşma'sından söz eder. 'Yabancılaşma' kavramına bütünüyle yeni iktisadi sınıfsal ve tarihi bir içerik kazandırır. Marx'ın 'yabancılaşma' terimiyle anlatmak istediği, işçinin kapitalist için zorla çalışması, işçinin çalışmasının ürününü kapitalistin kendine mal etmesi, ve... Continue Reading →

Abiş Kekilbayulı – Ülker Roman Cilt II

Evet, evet… Fakat o, birazdan, birer birer uçup, gözden kaybolacak olan, aldatıcı bir seraptır. Ama tıpkı sihirli bir görüntüye benzeyen bu ufuk, şuanda olduğu gibi serapla kuşatılmamıştır her zaman. Onu, nice kez sayısız gök mızraklar da kuşatmış. Fakat onlar da, daha sonra gök serap gibi, bir bir uçup gitmiş, gözden kaybolmuş! Evet, bu, engin ufka... Continue Reading →

Abiş Kekilbayulı – Ülker Roman Cilt I

Yaz boyunca bir yurttan, hiçbir yere kımıldaman oturan, büyük obanın yeri, silinip süpürülmüş gibi, kupkuru ve bomboş kaldı. Başı sonu, epey bir yeri kaplayan, uzun, kalabalık, alaca bulaca bir grup, Mizam konakladığında, ışıl ışıl ışıldayan, güz otlarının üstünden ezerek geçip, yeni bir yöne yöneldi. Sümbile’nin doğduğu, besbelli. At kulakları arasından esen karşı esintiden, iğne gibi... Continue Reading →

Etienne de La Boétie – Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev

  "Öyleyse, insanın eğitim ve alışkanlıkla kazandığı her şeyin doğal olduğunu söyleyelim. Fakat yalın ve yozlaşmamış (değişime uğramamış) doğasının belirttiği, yalnızca doğasının özüne ilişkin olandır. Böylece, gönüllü kulluğun ilk nedeninin görenekler olduğunu belirtebiliriz. Kulakları ve kuyrukları kesik en cesur atlar, ilk önceleri gemi azıya alınır, fakat daha sonra buna alışırlar; bir zamanlar eyere saldırırken, şimdi... Continue Reading →

İbn Battûta Seyahatnamesi’nden

  Lâdik [Denizli] "Böylece Lâdik'e vardık. Buraya Dûngûzla'da [=Donuzlu, Domuzlu, Denizli] deniliyor. Bu kelime "Beldetü'l-Hanâzîr" [=domuz diyarı] anlamına geliyor. Burası bölgenin en güzel, en büyük şehirlerinden biridir. Cuma namazının kılındığı yedi büyük camii, bağ ve bahçeleri, düzenli akan çayları, memba suları ve şirin çarşıları var. Burada dünyada eşi benzeri olmayan altın işlemeli pamuk elbiseler dokunur.... Continue Reading →

Sencer Divitçioğlu – Oğuz’dan Selçuklu’ya

  "Pekiyi! Oğuz boylarını simgeleyen bu kuşları* nasıl yorumlayabiliriz? Onlar hangi işlevi yüklenmişlerdir? Sorunun, (yaklaşık) yorumunu belki Kaşgarî'de buluruz. Onda şöyle bir kavram var: eşlik < eşliğ. Anlamı, 'sahip olunan aile ruhu'dur. Totem, ongun, törit, tanara gibi çok şey anlatmak isteyen bu kavram, şu dörtlükle daha da belirginleşir. anıng işin keçürdüm eşin yeme gaçurdum ölüm... Continue Reading →

Fuat Andıç, Süphan Andıç, Mustafa Koçak – İbni Haldun Hayatı ve Eserleri Üzerine Düşünceler

  Asabiyenin Döngüsü "İbni Haldun düşüncesinde 'asabiye' ile 'umran' (uygarlık) kavramları arasında yakın bir ilişki gözlenir. Gerek herhangi bir sınırlı toplulukta ve gerekse bütün bir toplumda iktidarı ele geçirebilecek potansiyel güce sahip olmak, iktifarı ele geçirmek ve sürdürmek için asabiyeye ihtiyaç duyulmaktadır. İbni Haldun'un belki de toplumsal araştırmalar alanında bıraktığı en büyük miras asabiye kavramıdır.... Continue Reading →

Kubilay Aysevener – R.G. Collingwood’un Tarih Felsefesi

  “Buna göre, geçmişteki bir düşüncenin yeniden canlandırılması şimdiki zamana ilişkin bir deneyim olarak karşımıza çıkar. Daha açık bir deyişle, tarihsel bilginin oluşturulabilmesi için bir düşüncenin yalnızca yeniden canlandırılması yeterli değildir, aynı zamanda onun yeniden canlandırıldığının da bilinmesi gerekmektedir. Ancak bu durumda, geçmişteki bir düşünceyi canlandırdığımız bilgisi olanaksızlaşmaz mı? Çünkü, yeniden canlandırılmış olan düşünce, bizim... Continue Reading →

G. W. F. Hegel – Hukuk Felsefesinin Prensipleri

ÖNSÖZ ... "Dünyanın nasıl olması gerektiğini öğretmek iddiası üzerine bir söz daha söyleyelim: felsefe bu konuda daima geç kalır. Dünyanın düşüncesi olarak, felsefe, ancak realite oluşum sürecini işleyip bitirmiş olduğu zaman ortaya çıkar. Kavramın öğrettiğini, tarih aynı zorunlulukla gösterir: ancak varlıkların olgunluk çağındadır ki, ideal, reel'in karşısında boy gösterir ve aynı dünyayı cevheri içinde kavradıktan... Continue Reading →

Doğan Özlem – Kavramlar ve Tarihleri I

  "Kavram tarihi' sözcüğü, bizdeki felsefe çalışmalarında ve tartışmalarında, ne yazık ki, hemen hemen hiç anılmayan bir sözcüktür. Oysa sözcük, 18. yüzyılın sonlarından beri, özellikle Alman felsefe geleneğinde, felsefe kavramlarının tarihini anmada sıklıkla kullanılan bir sözcüktür ve felsefe kavramlarının tarihi, özellikle 19. yüzyılla birlikte, 'kavram tarihçiliği' denilen bir felsefi etkinliğin konusu olmuştur. Öyle ki, 'kavram... Continue Reading →

Tarihselci Yöntem Ve Bilim Tarihi

''Bu bildiride Newton'un buluşlarının arkasındaki toplumsal gelişmeler, İngiliz burjuva devrimi, onun uzlaşmaya varan sınıfsal ilişkileri, yeni burjuvazinin gereksinimleri, üretici güçlerin durumu birlikte bir sentez içinde ele alınmıştır. Daha önce bu tip yaklaşımlar 'Tarihselci Yöntem'in kurucularından Engels tarafından ele alınsa da, Hessen'in bildirisinin yaptığı etki büyük olmuştur. Kongrede genç bir fizikçi olarak bulunan John Desmond Bernal... Continue Reading →

Madan Sarup – Post-Yapısalcılık ve Postmodernizm

  "Kitaba en etkili üç post-yapısalcıyı tartışarak başladım: Lacan, Derrida, Foucault. Lacan'a, Lacan'ın psikanaliz kuramına genel bir giriş olan 1. bölüm, Lacancı kuramın benliğin toplumsal ve dilsel inşasını düşünmeye ilişkin bir yol önerdiğini ileri sürdü. Devrim öncesi toplumdan miras alınan 'karakter yapıları' dönüştürülene dek siyasal devrim tamamlanamayacağından, birey ile toplum arasındaki karşıtlığın üstesinden gelecek bir... Continue Reading →

Özgür Şen – Marx’ın Marksizmi

''Sosyalizm insanlığın tarih boyunca ürettiği sorunların, insanın kendi kurduğu bir bulmacanın çözümüdür. Bu sorun ve bulmacanın tarihsel karakteri hiçbir şekilde yok edilemez. Başka bir deyişle, insanlığın komünizm idealinden en uzak düştüğü karanlık zamanlarda dahi, bu idealin tarihsel temelleri sapasağlam ayaktadır. Bu idealin toplumsal öznesi olarak işçi sınıfının yapması gereken bu tarihsel temellerin üzerinde devrimci bir... Continue Reading →

Şerafettin Turan – Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünceler, Kitaplar

  Dünya Tarihi ve Dünya Federasyonu Sorunu: H. G. Wells "Atatürk'ün dünya tarihini bir bütün olarak değerlendirme, uluslararası işbirliği, bölgesel andlaşmalar ve bir Dünya Federasyonu konularında etkilendiği çağdaş yazarlardan biri de Herbert Heorge Wells (1866-1946)'tir. Doğa bilimleri öğrenimi görmüş olan bu İngiliz yazarı, bilindiği gibi, günümüz toplumlarının sorunlarını sergileyen ve gelecekte toplumlara egemen olması gereken... Continue Reading →

Wilhelm Barthold – Türk-Moğol Ulusları Tarihi

  "Doğudaki göçebe devletleri ve göçebelerin doğudan batıya göçler üzerine verilen ilk bilgileri Çin tarihçilerine borçluyuz. Bu tarihçilerin en eskisi olan Sıma Tsyan, 'Tarihi anılar'ını M.Ö. 99 yılında Moğolistan'da kurulan Hun devleti üzerine bilgi verirler. M.S. I. yüzyılın sonunda Moğolistan'da hakimiyet başka bir kavmin, Sienpilerin eline geçmiştir. Hunların batıya göçleri daha erken başlamışsa da, Doğu... Continue Reading →

İlber Ortaylı – İmparatorluğun Son Nefesi Osmanlı’nın Yaşayan Mirası Cumhuriyet

  "Üçüncü olarak, imparatorluk tecrübesi bir anlayış, bir miras meselesidir. İmparatorluğun bu alanda bıraktığı bu anlayış ve yapı, aristokrat bir sınıfın olmayışıdır. Türk toplum eliti liyakate, öz kabiliyete ve gayrete dayanır. Bu şekilde terfi eden, idareye yerleşen insanların çocuklarının aynı imtiyaza sahip olmak için benzer bir eğitimi benimsemeleri gerekir. Aksi takdirde şansları yoktur. Bundan dolayı... Continue Reading →

Ulusal Kültür Dergisi, Sayı: 5

Kültür Bakanlığı adına sorumlusu Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın sahibi olduğu bu dergi; içeriği, makaleleri ve onları yazan büyük hocalarıyla bizi etkilemiş ve altı sayısını da elde ettiğimiz için paylaşma isteği uyandırmıştır. Altı yazıdan oluşacak bu yazı serisi, tüm sayıları baştan sona taratma zamanı olmadığı için kapağı, içindekileri ve bir ya da birkaç yazısını tanıtım amaçlı... Continue Reading →

Anıt Ne Demek?

The Colosseum, Rome   "[es. t. abide] [Alm. Denkmal] [Fr. monument commemoratif] [İng. monument]: Önemli tarihsel olayların geçtiği ya da kazıbilim, çağbilim ve sanat yönünden bir önemi ve özelliği bulunan, bunlarla ilgili kişilerin ve olayların anısını yaşatmak amacıyla, kentlerin herkesin gezip görebileceği yerlerine yerleştirilen, korunması ve çevresiyle birlikte değerlendirilmesi gerekli her türlü taşınmaz yapıtasarcılık yapıtlarıyla,... Continue Reading →

Sabahat Atlan – Roma Tarihi’nin Ana Hatları I. Kısım Cumhuriyet Devri

  Roma'nın Kuruluş Efsaneleri "Roma, İtalya'nın merkezinde, Etruria, Apenin'ler, Campania ve deniz arasında yer alan Latium bölgesinde ve Tiber nehri üzerindedir. Uzunluğu 135, genişliği 45 Km. olan Latium'da yaşayan halk, M.Ö. 12. yüzyılda kuzey Alplerinden Po vadisine giren ve 10. yüzyılda Latium'a kadar ulaşan ölülerini yakan İtalik'ler grubudur ve isimleri buraya yerleştikten sonra düz memleket... Continue Reading →

Yaşar Kemal – Sevmek, Sevinmek, iyi Şeyler Üstüne

  "Bir de Anadolu var. Yerleştiğimiz, özümsediğimiz topraklar. Bu topraklar kültür birikimlerinin toprağıdır. Bu topraklar, Urartuların, Greklerin, İyonyalıların, Asurluların, Frigyalıların, yani büyük uygarlıkların toprağıdır. Bu topraklar bir kültür birikiminin toprağıdır. Biz Orta Asyadan getirdiklerimizle, yolda aldıklarımızla büyük, on bin yıllık zengin bir kültür üstüne oturduk. Bu kültür toprağındaki birikimleri özümsedik. Kültürümüzü bu topraktakilerle besledik, zenginleştirdik.... Continue Reading →

İlber Ortaylı – Türklerin Altın Çağı

  Altın Orda'nın önemi nereden geliyor? "Altın Orda'nın önemi Türklüğün tarihi evreleri bakımından çok belirgin; bilindiği üzere, tarihi düşüncemizde çok önemli bir prensip söz konusu. Buna göre Anadolu'daki Türklük büyük ölçüde 12. asrın ikinci yarısına, hatta 13. asra ait bir tarihi olgu. Hiç şüphesiz bir kavmin kültürel ve toplumsal oluşumu ve tarihi yapılanması açısından yeterli... Continue Reading →

  Müze  PTT Pul Müzesi; Türkiye’nin merkezinde Dünya çapında bir kültür merkezi olma özelliğini taşımaktadır. Modern müzecilik anlayışı ile tasarlanan binamızda Dünya Pulları, Osmanlı Devleti Pulları, Anadolu Hükümeti Pulları, Türkiye Cumhuriyeti Pulları ve 7 ayrı temadan oluşan Tematik Pullar sergilenmektedir. Ayrıca; Geçmişten Günümüze Posta, İstiklal Harbinde PTT ve Nostaljik PTT alanları da müzemizde gezebileceğiniz bölümlerdir.... Continue Reading →

Homeric – Moğol Kurdu

"Öküz Yılı'nda Börte dördüncü çocuğunu, sonradan Toluy olarak adlandırılacak oğlunu doğurdu. İşte o sıralarda, Toğrıl kendi oğlunun nerede olduğunu öğrendi. Nilka yanında bin Karaim atlısıyla Camuka'nın ordusuna sığınmayı başarmıştı. Toğrıl yazı oğlunun yanında geçirdi, sonra Temuçin'in obasına döndü. Nilka, Camuka'nın da yardımıyla Orhun'un kıyılarını geri almak umudundaydı. Bu umut Toğrıl'ı sevince boğsa da, Camuka'yı tasarılarının... Continue Reading →

Moritz Winternitz – Hint Destanları (Ramayana, Mahabharata, Harivamşa)

  Destanlarla İlgili Kısa Bilgiler “Destanların çekirdek konularına bakıldığında, Mahabharata Ramayana’dan daha eski gözükmektedir. Ancak Ramayana’nın yazıya geçirilip, bitirilişi (yaklaşık MÖ 2. Yüzyıl) Mahabharata’dan daha önce olduğu için, daha eski bir destan olarak kabul edilir. RAMAYANA, öncelikle Buddhist inançtan etkilenmiştir ve halk arasında yaşayan baladlar, destan bitirilmeden önceki zaman içinde, sık sık destan anlatımlarında kullanılmıştır.... Continue Reading →

Tulepbergen Kaipbergenov – Karakalpak Kızı

"Sen burada kadın yöneticisi mi olursun?' 'Kadın kollarından söz ediyorsanız evet.' 'Aha, demek sen. Adalet istiyorum,' diye heyecandan bağırdı. İnce sakalını çekiştirerek kavgacı bir tavırla ekledi: 'İnsan söz vermişse tutmak zorunda değil mi? Cevap ver!' 'Elbette!' Yaşlı adamın ne istediğini anlamaya çalışan Cumagül’ün sesi inandırıcı çıkmamıştı. 'Verdiğim söz için başlık almışken nasıl olur da!' 'Demek... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑