Doğan Cüceloğlu – İnsan Ve Davranışı

İnsan ve Davranışı Psikolojinin Temel kavramları Bilişim dil, düşünme, problem çözme, hatırlama, kavramlaştırma, hayal etme, öğrenme, bilgi işleme ve sembollerin akılda kullanılışı gibi değişik zihinsel faaliyetleri içerir. Dil bizim iletişim kurmamıza, bilgileri depolamamıza ve daha etkin düşünmemize yol açar. Fonemler konuşulan dilin en ufak ses birimleridir. Türkçe’nin fonemlerinin çoğu alfabemizdeki harflerle gösterilir. Morfem en ufak... Continue Reading →

İlber Ortaylı – İnsan Geleceğini Nasıl Kurar ?

Etrafa Bakma Sanatı Nedir? Nasıl Öğrenilir? Çevreyle ilişki kurmak, evet, bir sanattır. Etrafa bakmak bir sanattır; hayattaki incelikler buradan doğar. İnsanlar buralarda fark yaratır. Etrafına bakmayı bilen insanların şehirleri de ona göre olur. Mesela bu insanlar şehirlerinin siluetini bozmazlar. Etrafına bakmayı bilen insanlar ırmağın akışıyla, rüzgârın esişiyle oynamazlar; şehirlerini de kendilerini de coğrafyayla, tabiatla uyumlu... Continue Reading →

Jose Saramago – Körlük

  ''en kötüsü örgütlü olmamamız, her binada, her sokakta, her semtte bir örgüt olmalıydı, Bir hükümet olmalı, dedi karısı, Bir örgüt, bedenimiz de örgütlü bir sistemdir, örgütlü kaldığı sürece hayatta kalıyor, ölüm ise örgütsüzlüğün sonucundan başka bir şey değil, Bir körler toplumu yaşamını sürdürebilmek için nasıl örgütlenebilir, Örgütlenmek yeter, örgütlenmek bir bakıma görmeye başlamak demektir,''(s.297).... Continue Reading →

Thomas Bernhard – Bitik Adam

''Ama basit insanlar karmaşık insanları anlamazlar ve onları kendi iç dünyalarına iterler, hem de herkesten daha insafsızca, diye düşündüm. Basit insan denilenlerin kişiyi kurtaracağına inanmak en büyük yanılgıdır. İnsan en bunalımlı zamanında onların yanına gider ve onlardan resmen kurtuluş dilenir, onlarsa kişiyi daha da derin bir umutsuzluğa iterler. Zaten onlar nasıl olur da karmaşık birini... Continue Reading →

Etienne de La Boétie – Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev

  "Öyleyse, insanın eğitim ve alışkanlıkla kazandığı her şeyin doğal olduğunu söyleyelim. Fakat yalın ve yozlaşmamış (değişime uğramamış) doğasının belirttiği, yalnızca doğasının özüne ilişkin olandır. Böylece, gönüllü kulluğun ilk nedeninin görenekler olduğunu belirtebiliriz. Kulakları ve kuyrukları kesik en cesur atlar, ilk önceleri gemi azıya alınır, fakat daha sonra buna alışırlar; bir zamanlar eyere saldırırken, şimdi... Continue Reading →

Georg Simmel – Bireysellik ve Kültür

"İnsanın dünyadaki konumu, varlığının ve davranışlarının her boyutunda her an iki sınır arasında bulunuyor olmasıyla tanımlanır. Varoluşumuzun biçimsel yapısını oluşturan bu koşul, insan hayatının farklı farklı alan, faaliyet ve yazgılarında sayısız şekillerde tezahür eder. Her saatin içerik ve biçiminin bir "daha önce" ile "daha sonra” arasında, her düşüncenin “daha akıllıca" ile "daha aptalca" arasında, sahip... Continue Reading →

Antonin Artaud – Tanrı Yargısının İşini Bitirmek İçin

DIŞKILAMA ARAYIŞI "... Şu pislik tiksintisi nereden geliyor peki?   Dünyanın henüz kurulmamış olmasından mı, yoksa dünya hakkında yalnızca ufacık bir fikri var da insanın, bunu sonsuza kadar korumak istemesinden mi?   Güzel bir günde insanın dünya fikrini durdurmuş olmasından.   İki yol vardı önünde: sınırsız dışarınınki, boyutsuz içerininki   Ve boyutsuz içeriyi seçti. Orayı yapacak... Continue Reading →

Sibel Hürtaş – Canına Tak Eden Kadınlar

"Görüştüğümüz kadınların hemen hepsi bir mağdur kimliği taşıyordu. Yoksulluk, şiddet, sapkınlık, çocuklarına yönelik eziyet hayatlarının neredeyse olağan parçaları haline getirmişti. Bu durumdan kurtulmak için de mücadelelere girişmiş hemen hepsi aynı yolları denemişlerdi. Sırasıyla baba evine, polise, mahkemeye gidip de eli boş dönenler hatta intiharı bile deneyenler vardı. Kadınların ilk anda gittikleri yer baba eviydi. Bazısı... Continue Reading →

Taylan Altuğ – Dile Gelen Felsefe

  "İnsan dilde ışıldar. Burada ışık, tüm varolanlara varlığını kazandıran şeydir. İnsani deneyimin dilsel olması, insanın dilde yaşaması, kendisini dilde bilmesi, tanıması anlamına gelir. İnsanın özünü gerçekleştirmesi yönünde bir 'imkan olarak dünya'yı, bu yüzden 'bir imkan olarak dil' şeklinde anlamakta bir sakınca yoktur. Fakat gündelik yaşamamızda dil ile olan ilişkimiz, dili kolaylıkla kullandığımız bir araç... Continue Reading →

Bölge Tasarlaması Ne Demek?

Barselona "[es. t. mıntıka planlaması, bölge planlaması] [Alm. Regionalplanung, Raumordnung] [Fr. Amenagement Regional] [İng. Regional planning]: 1- Bir kentten daha geniş ama bir ülkeden daha küçük bir alan için, başlıca ekonomik etkinliklerin uzamda ussal bir biçimde dağılmalarını sağlamak, bunlara uygun bir yerleşme yapısı oluşturmak, aralarındaki iletişimi kurmak ve gerekli açık ve yeşil alanları bırakmak amacıyla,... Continue Reading →

Vera Panova – İleri Bakmak

''Ev tamamıyla sessizdi. Nonna aniden önünde Andrey'in yüzünü net olarak gördü. 'Hayat özgürce büyüyen asil bir ağaçtır. Onun üzerine süsler asmak çok saçma. Onlarsız güzel o!' Bu sözleri kendisinden sonra takip eden genç sesi duydu… Ağlamaya başladı. Gözyaşları Andrey için değildi. İyilik uğruna feda edilmiş kıymetli yaşamlar için miydi? Yaşlı adam üzüntüyle yıkılmış olduğundan mı?... Continue Reading →

Carl Sagan – Milyarlarca ve Milyarlarca

  “Küresel çevreye karşı girişilen bu topyekün saldırının sorumlusu, sadece kar etme hırsı içindeki sanayiciler ya da öngörüsüz ve yoz politikacılar değil. Paylaşılacak yeterince suç var. Bu bağlamda bilim adamları topluluğu önemli sorumluluk taşıyor. Çoğumuz buluşlarımızın uzun vadeli sonuçları üzerinde düşünme zahmetine bile katlanmadık. Bulunduğumuz mahvedici güçleri en yüksek bedeli ödeyenlerin ellerine ve rastlantı eseri... Continue Reading →

Friedrich Nietzsche – Tan Kızıllığı (Ahlaksal Önyargılar Üzerine Düşünceler)

  "Sahte Bencillik--- Çoğu insan "egoizm" hakkında ne düşünürse düşünsün, ne söylerse söylesin, yine de yaşamı boyunca egosu için hiçbir şey yapmaz; tersine, sadece çevresindekilerin kafalarında kendi hakkında oluşmuş ve onlara bildirmiş ego hayaleti için yapar. Bunun sonucu olarak bu tür insanların hepsi, şahsına ait olmayan, yarı şahsi fikirlerin ve keyfi olarak sanki şiirsel değerlendirmelerin sisi... Continue Reading →

Sigmund Freud – Totem ve Tabu

  "Demek oluyor ki tarımdan ve ateşin kullanılmasından önce en eski kurban şekli, etini ve kanını tanrıyla tapınıcılarının ortaklaşa yiyip içtikleri hayvan kurbanıydı. Kurban törenine katılanlardan her birinin, önceden belirlenmiş ve düzenlenmiş bir şekilde, yemekten kendi payına düşen parçayı alması gerekiyordu. Kurban, resmi bir seremoni, bütün klanca kutlanan bir bayramdı. Genellikle din herkese ait bir... Continue Reading →

Georges Perec – Uyuyan Adam

  "İnsan ne harikulade bir buluş! Isınsın diye ellerine, soğusun diye de çorbasına üfleyebilir. Çok tiksindirmiyorsa bir kınkanatlıyı başparmağıyla işaretparmağı arasında hafifçe tutabilir. Bitki yetiştirebilir, besinini, giyimini, kimi ilaçları, hatta kötü kokusunu gizlemeye yarayacak parfümleri onlardan sağlayabilir. Madenleri dövüp kap kacak yapabilir (bir maymunun yapamayacağı bir şeydir bu). Büyüklüğün, çektiğin acı nice örnek hikayede yüceltiliyor.... Continue Reading →

Hannah Arendt – İnsanlık Durumu

  1 VITA ACTIVA VE İNSANLIK DURUMU "Vita Activa terimini, üç temel insani etkinliği, emek, iş ve eylemi ifade etmek amacıyla öneriyorum. Bunların her biri, yeryüzündeki hayatın insana içinde [o şartla] verildiği temel durumlardan birine karşılık geldiği için aslidirler. Emek; büyümesi, metabolizması ve mukadder çöküşü, yaşam süreci içerisinde emek yoluyla aynı anda üretilen ve beslenen hayati... Continue Reading →

İoanna Kuçuradi – İnsan ve Değerleri

  "Felsefi bilginin tarihinde rastlanan belli başlı sorulardan üçü, birer 'değerlendirme açısı'yla ilgili sorulardır. Bunlardan biri 'moral' değerlendirmeyle ilgili soru; diğeri 'estetik' değerlendirmeyle ilgili soru; üçüncüsü ise epistemolojik değerlendirmeyle ilgili sorudur: yani 'iyi- kötü nedir?', 'güzel çirkin nedir?', 'doğru - yanlış (doğru bilgi – yanlış bilgi) nedir?' sorularıdır. Bir alternatif şeklinde ortaya konan bu sorulara... Continue Reading →

Nicolai Hartmann – Ontolojide Yeni Yollar

  "Şüphesiz, insan akıllı bir varlıktır. Bu onun diğer yaşamlardan önceliğidir. Fakat o yalnız bir varlık değildir, o aynı zamanda yaşadığı dünyanın mekan ilişkilerini de aşabilir. O bunu düşüncelerinde yapabilir ama, gerçekten -yani yaşayarak ve hareket ederek- bulunduğu yerden başka bir yerde olamaz. Oraya gidebilir tabii ama ancak bedenen. Akıl bedene bağlıdır ve bağlı kalır,... Continue Reading →

İbn Arabi – Tevhid Edep ve Marifet

  "İnsan, hayret ve tanım kemali arasında ortada kalır. İşte bu, alemin kemalidir. Öyleyse alem insan vasıtasıyla kemale erdi. İnsan ise, alemle kemale ermemiştir. İnsanda -insan olması bakımından- alemin hakikatleri toplanınca, alemden özellikle hacminin küçüklüğüyle ayrışmış, kemalinin mertebesi onun adına geride kalmıştır. Bütün varlıklar, kendi kemallerini kabul etmiştir. Hak kamildir. İnsan ise iki kısma ayrılır.... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑