Thomas Bernhard – Bitik Adam

''Ama basit insanlar karmaşık insanları anlamazlar ve onları kendi iç dünyalarına iterler, hem de herkesten daha insafsızca, diye düşündüm. Basit insan denilenlerin kişiyi kurtaracağına inanmak en büyük yanılgıdır. İnsan en bunalımlı zamanında onların yanına gider ve onlardan resmen kurtuluş dilenir, onlarsa kişiyi daha da derin bir umutsuzluğa iterler. Zaten onlar nasıl olur da karmaşık birini... Continue Reading →

Sencer Divitçioğlu – Oğuz’dan Selçuklu’ya

  "Pekiyi! Oğuz boylarını simgeleyen bu kuşları* nasıl yorumlayabiliriz? Onlar hangi işlevi yüklenmişlerdir? Sorunun, (yaklaşık) yorumunu belki Kaşgarî'de buluruz. Onda şöyle bir kavram var: eşlik < eşliğ. Anlamı, 'sahip olunan aile ruhu'dur. Totem, ongun, törit, tanara gibi çok şey anlatmak isteyen bu kavram, şu dörtlükle daha da belirginleşir. anıng işin keçürdüm eşin yeme gaçurdum ölüm... Continue Reading →

Muharrem Ergin – Orhun Abideleri

  "Küçük kardeşim Kül Tigin vefat etti. Kendim düşüncelere daldım. Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu. Kendim düşünceye daldım. Zamanı Tanrı yaşar. İnsan oğlu hep ölmek için türemiş. Öyle düşünceye daldım. Gözden yaş gelse mani olarak, gönülden ağlamak gelse geri çevirerek düşünceye daldım. Müthiş düşünceye daldım. İki şadın ve küçük kardeş yeğenimin,... Continue Reading →

Georges Bataille – Eros’un Gözyaşları

  "...Gerçekte, cinsel etkinlik karşısındaki çekinme duygusu, en azından bir anlamda, ölüm ve ölüler karşısındaki çekinme duygusunu anımsatmaktadır. Şiddet her durumda tuhaf şekilde bizi aşmaktadır; her defasında olup biten şey, her defasında bu şiddetin zıtlaştığı şeyler düzenine yabancıdır. Ölümde, kuşkusuz, cinsel etkinliğin nezaketsizliğinden farklı olan bir densizlik vardır. Ölüm gözyaşlarına ve bazen de cinsel arzu... Continue Reading →

Saul Frampton – Montaigne’in Kedisi (Ben Kedimle Oynarken Onun Benimle Oynamadığını Nereden Bileyim?)

   "...her şeyin yanlış olduğunu düşünmek isterken, düşünen biri olarak kendimin bir şey olmam gerektiğini fark ettim; ve şu gerçeği fark ettim 'Düşünüyorum, o halde varım.' Bu öylesine kesin bir fikirdi ki, şüphecilerin en mantıksız şüpheleri bile bu fikri sarsamadı.' Burada açık olan, sadece talihsizliğe değil, şüpheye de kapalı bir düşünce konusu olan Kartezyen cogitoya... Continue Reading →

Platon – Sokrates * Savunma

  XXXII "Daha farklı bir yönden bakacak olursak, ölümün bir iyilik olduğunu umut ettirecek bir sebep daha buluruz. Ölüm, şu iki şeyden biridir: Ya bir hiçlik, tamamen bilincin kaybedilmesidir ya da herkesin dediği gibi, ruhun bu dünyadan ayrılıp başka bir dünyaya geçmesidir. Ölüm bir şuursuzluk, deliksiz, düşsüz bir uykuysa ne eksik, ne de tam bir... Continue Reading →

Bertrand Russell – Felsefe Yazıları

  "Yalnızca geçmiş tam olarak gerçektir: Şimdi, artık var olmayanın değişmezliğine doğru sürüp giden acılı ve mücadeleli bir doğuştur sadece. Yalnızca ölüler tamamen mevcuttur. Yaşayanların hayatları kesik, kopuk, belirsiz ve değişime tabidir ama ölülerin hayatları tamama ermiştir, dünyanın her şeye gücü yeten tek tanrısı olan Zaman'ın salınımlarından etkilenmezler. Onların başarıları ve başarısızlıkları, umutları ve korkuları,... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑