Georges Bataille – Eros’un Gözyaşları

20919730726.jpg

 

“…Gerçekte, cinsel etkinlik karşısındaki çekinme duygusu, en azından bir anlamda, ölüm ve ölüler karşısındaki çekinme duygusunu anımsatmaktadır. Şiddet her durumda tuhaf şekilde bizi aşmaktadır; her defasında olup biten şey, her defasında bu şiddetin zıtlaştığı şeyler düzenine yabancıdır. Ölümde, kuşkusuz, cinsel etkinliğin nezaketsizliğinden farklı olan bir densizlik vardır. Ölüm gözyaşlarına ve bazen de cinsel arzu gülüşüne bağlanmıştır. Ama gülüş göründüğü kadarıyla gözyaşlarının zıttı değildir; gülüşün konusu ile gözyaşlarının konusu her zaman, şeylerin düzenli gidişatını, alışık olduğumuz gidişatını keserek,  bir tür şiddetle ilişki olurlar. Gözyaşları genelde, üzüntü veren beklenmedik olaylara bağlanırlar, ama diğer taraftan mutlu ve umulmadık sonuç bazen bizi o kadar coşturur ki ağlamaya başlarız. Cinsel düzensizlik kuşkusuz bizi  gözyaşlarından kurtarmaz ama her zaman bizi rahatsız eder ve bazen bizi alt-üst eder ve şu iki olaydan biri gerçekleşir; cinsel düzensizlik ya bizi güldürür; ya da bizi sıkıştırmanın şiddetinin içine sokar…

Kuşkusuz, ölümün ve ölüm bilincinin erotizmle olan birliğini açık ve belirgin bir biçimde görmek zor. Azgınlaşmış arzu özünde, sonucu olduğu yaşamın karşısında olamaz. Erotik doruk hatta, en büyük gücü ve en büyük şiddeti iki varlığın birbirini çektiği, birleştikleri ve sürüp gittikleri anda ortaya çıkan yaşamın doruğudur. Burada söz konusu olan yaşamdır, yaşamın yeniden üretilmesidir ama yaşam yeniden ürerken taşar; taşarken en uç coşkunluğa ulaşır. Kıvranırken, kendinden geçerken, zevkin aşırılıkları içinde kaybolan bu birbirlerine karışmış bedenler daha sonra onları çürümenin sessizliğine adayacak olan ölümün tersine giderler.

Aslında, görünüşe göre herkes için erotizm, sonsuzca ölümün yıkıntılarını onaran doğuma, üremeye bağlıdır.

Hayvanın, bazen şehvet duygusu azgınlaşan maymunun erotizmi bilmediği de bir gerçektir. Tam da ölümün duygusundan yoksun olduğu ölçüde erotizmi de bilmemektedir. Aksine, insan olduğumuz ve ölümün karanlık perspektifi içinde yaşadığımız ölçüde erotizmin azgın şiddetini, umutsuz şiddetini biliyoruz.

Aklın faydalı sınırlarından söz ederken, cinsel düzensizliğin zorunluluğunu ve pratik anlamını algıladığımız doğrudur. Ama son evresine “küçük ölüm” adını verenler, kendi acılarından, erotizmin kasvetli anlamını görmekte haksızlar mı?”

Bataille, Georges (1997), Eros’un Gözyaşları, çev. M.Mukadder Yakupoğlu, Göçebe Yayınları, İstanbul.

gnl2017153024.jpg

Lascaux Mağarası’nda bulunan yaklaşık 30.000 yıllık çizim

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: