George Orwell – Wigan İskelesi Yolu

Gözlerini ekonomik olgulardan ayıramadıklarından, insanın ruhu olmadığı sanısıyla hareket ederek açık açık ya da gizliden materyalist bir ütopyayı hedef olarak aldılar. Bunun sonucunda da faşizm, hedonizme ve bayağı “gelişme” anlayışına başkaldıran tüm içgüdüleri istismar etme şansına erişti. Kendisini Avrupa geleneklerinin savunucusu olarak gösterebildi ve Hıristiyanlık inancına, vatanseverliğe ve askeri erdemlere hitap edebildi. Faşizmi “kitlesel sadizm”... Continue Reading →

Kemal Okuyan – Devrimin Gölgesinde: Berlin, Varşova, Ankara 1920

''İşaret etmek istediğim, aralarındaki bütün ayrımlara karşın, Bakü Kurultayı'nın katılımcılarının önemli bölümünün dünya devriminin yayılması lafzıyla Sovyet düzeni için yıkıcı ve bölücü bir program etrafında toplanmakta oluşudur. 'Müslüman coğrafyanın tüm sınıfları proleterdir' demeye başlayan Galiyev ve diğerlerinin, Lenin'i çarpıtarak referans olarak gösterdikleri Avrupa'da işçi sınıfının 'satın alındığı' tezinden hareketle, 'Komünizm' ya da 'Bolşevizm' sancağı altında... Continue Reading →

İgor Gali-V.İ. Gromov-O.S. Şenin-G.A. Vasilyev – Sovyetler Birliği Neden/Nasıl Yıkıldı

''Gorbaçov'un , SBKP MK genel sekreterliğine getirilmesi, aslına bakılırsa Sovyet karşı  devriminin gerçekleştirilmesinde ilk operasyon oldu. Gorbaçov'u açıkça satın aldılar. Onun yönetimi tarafından alınan ve çalınan 80 milyar doların dışında, anekdot niteliğindeki bir olayı da anımsayalım. Kohl, Sovyet ordusunu Doğu Almanya'dan  çıkması için  Sovyetler Birliği'ne  160 milyar mark önerdiğinde, Gorbaçov 16 milyar marka razı olmuş...... Continue Reading →

Emmanuil Kazakeviç – Mavi Defter

  ''Tavan arasında geçirdiği günlerde, tahtaların arasındaki yarıklardan, marangozlukla veya toprağı kazmakla uğraşan Yemelyanov’u ve kollarında iki yaşındaki Goşa ile bahçedeki küçük tuğla fırında akşam yemeği hazırlayan karısını seyretmek hoşuna gidiyordu. Kadının düzgün alnını küçük ter damlaları kaplıyor, sevimli yüzü kıpkırmızı kesiliyordu. Bu çalışan insanların, işçi sınıfım özgürleştirmek için canını vermeye hazır gerçek devrimciler olduğunu... Continue Reading →

Karl Marx – 1844 El Yazmaları

''Ne var ki, Hegel insanın kendi bilincine varmasındaki yabancılaşmadan, Feuerbach da tarihi olmayan, bir sınıfı olmayan, soyut insanın yabancılaşmasından söz ediyordu. Marx, işçinin 'yabancılaşma'sından söz eder. 'Yabancılaşma' kavramına bütünüyle yeni iktisadi sınıfsal ve tarihi bir içerik kazandırır. Marx'ın 'yabancılaşma' terimiyle anlatmak istediği, işçinin kapitalist için zorla çalışması, işçinin çalışmasının ürününü kapitalistin kendine mal etmesi, ve... Continue Reading →

Cengiz Aytmatov – İlk Öğretmen

'Bu portreyi hiç unutamadım. Sonraları neden bilmem bu portrenin eşini hiçbir yerde görmedim. Hala ondan söz ederken ''Duyuşen'inki'' derim.  Bu portrede  Lenin, kendine bol gelen bir asker ceketi giymiş, zayıf çehreli, sakallıydı. Yaralı kolu sargılı aşağıya sarkıyor, arkaya kaykılmış kasketinin altından dikkatli ve sakin bakıyordu. Yumuşak, yüreğimizi ısıtan bakışları, sanki bize ''Bilseniz çocuklar, ne aydınlık... Continue Reading →

Nikolay Çernişevski – Nasıl Yapmalı?

  ''Derken, nedendir bilinmez, düşünceleri yavaş yavaş o konuya kaymaya başladı... Anılar canlandı kafasında... Belli belirsiz birtakım sorular, ele geçmez, uçucu, sessiz birtakım sorular biriktikçe birikti, çoğaldıkça çoğaldı ve gitgide belirsizliğini yitirip  açık bir biçim alarak bir tek soruda birleşti: 'Bana ne oluyor? Neler düşünüyorum böyle? Bu duyguların neyin nesi, nerden çıktı?' Ve Vera Pavlovna'nın... Continue Reading →

Fehmi Baykan – Nietzsche’nin Felsefesi

  "Yeniden değerlendirme' öze-yabancılaşmayı (self-alienation) 'aşma' sürecedir. Öze-yabancılaşmayla tabiata-karşı değerler ve yaşama alışkanlıkları edinme yüzünden psişik-fizyolojik yapının katılaşmasını (scleroid), enerji alışverişinin ve duyguların bloke olmasını kast ediyorum. Moralizasyon (ahlakileşme) ilkesi yüzünden insan organizması katılaşarak dünyayı değerlendirme fonksiyonu tutucu, durağan hale gelir. Kişi, yemek yeme, cinsi duygu ve davranışlardan tutun da entellektüel yorumlarına kadar, bütün hayati... Continue Reading →

Aleksandr Bogdanov – Kızıl Yıldız-2 Mühendis Menni

''Onun da sonu gelir. İnsanlık ileri gider; ama o ölür. Suçlar kesin olarak ortadan kalktığında adalet düşüncesi ölecektir. İnsanların yaşamı ve gelişimi hiçbir baskı ve boyunduruk altında kalmadığında özgürlük düşüncesi de ömrünü tamamlamış olacaktır. Düşünceler doğar, yaşamak için savaşır ve ölürler. Genellikle biri diğerini öldürür, özgürlüğün otoriteyi, bilimsel düşüncenin dinsel düşünceyi, yeni bir kuramın eskisini... Continue Reading →

Hakan Çörekçioğlu – Modernite ve Ütopya

  "Eseri içerdiği hicivle, kelime oyunlarıyla ve tüm ironisiyle ciddiye alan yorumlar ise iki temel grupta toplanır. Birinci yorum More'un Utopia anlatısında önerdiği komünist alternatife yoğunlaşır ve More'u öncü bir sosyalist hümanist olarak selamlar. Bu yorum ünlü Alman Marksist Karl Kautskye'e kadar geri gider. Türkçe literatürde bu görüşün en önemli savunucularından biri Mina Urgan'dır. Her... Continue Reading →

Özgür Şen – Marx’ın Marksizmi

''Sosyalizm insanlığın tarih boyunca ürettiği sorunların, insanın kendi kurduğu bir bulmacanın çözümüdür. Bu sorun ve bulmacanın tarihsel karakteri hiçbir şekilde yok edilemez. Başka bir deyişle, insanlığın komünizm idealinden en uzak düştüğü karanlık zamanlarda dahi, bu idealin tarihsel temelleri sapasağlam ayaktadır. Bu idealin toplumsal öznesi olarak işçi sınıfının yapması gereken bu tarihsel temellerin üzerinde devrimci bir... Continue Reading →

Ernest Mandel – Marx’ın İktisadi Düşüncesinin Oluşumu

  "Marx'da kapitalizm asla sadece artık değerin özel mülk edinilmesi ile tanımlanmamıştır; hatta Engels, devletin, artık değeri bir bütün olarak burjuvazinin yararına mülk edindiği bir durumu imgeler; ama bu kapitalizmin ortadan kalktığı anlamına gelmez.* Sermayenin Marxist teorisi kapitalizmi, üretim araçlarının sermayeye ve iş gücünün metaya dönüşmesiyle, yani meta üretiminin genelleşmesiyle tanımlar. Üretim araçlarının meta olmaya... Continue Reading →

Svetlana Aleksiyeviç – Nazi İşgalinde Sovyet Kadınları

  "Sofiya Mironovna Vereşak efsanevi Jitomir yer altı örgütünde çarpışmış ve mucizevi bir şekilde SD zindanlarından sağ çıkmayı başarmış. İşte onun yaşam öyküsü: Savaşta başardığımız her şey, savaş öncesi soluduğumuz havanın sonucudur. SD’ler tarafından son kez sorgulandıktan sonra, üçüncü kez, kurşuna dizileceklerin listesine alındım. Beni art arda sorgulayanlardan üçüncüsü tarih eğitimi gördüğünü söylüyordu. Bizim neden... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑