“Öyküleri birbiri ardından hızla okuyarak sonunda bir incir ağacı hakkında yazılmış bir öyküye geldim.
Bu incir ağacı Yahudi bir adamın eviyle bir manastırın arasındaki yeşil çayırda yetişmişti, Yahudi’yle esmer güzeli bir rahibe, olgun incirleri toplamak üzere geldikleri ağacın altında hep karşılaşırlarmış, bir gün ağacın dalındaki kuş yuvasında, çatlayan bir yumurta görmüşler, küçük kuşun yumurtayı gagalayarak dışarıya çıkışını seyrederken elleri birbirine değmiş, o günden sonra rahibe bir daha incir toplamaya gelmemiş, yerine huysuz, Katolik bir mutfak hizmetçisi gelmeye başlamış ve incir toplamayı bitirdiklerinde adam kendisinden fazla toplamış olmasın diye incirlerini saymış, bu da adamı çok sinirlendirmiş.
Bence çok güzel bir öyküydü bu, özellikle kışın karlar altında kalan, ilkbaharda yemyeşil meyvelerle bezenen incir ağacının anlatıldığı bölümü sevmiştim. Son sayfaya geldiğimde üzüntü duydum. Bir çitin altından emeklercesine o siyah satırların arasından içeri sokulup o kocaman, yemyeşil incir ağacının altında uyumak istedim.” (s. 58-59).
Plath, Sylvia (2015). Sırça Fanus, (çev. Handan Saraç), Kırmızı Kedi Yayınevi, İstanbul.
Bir Cevap Yazın