Friedrich Engels – Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni

''Letourneau'nun (Evolution du mariage et de la famille, 1888) hayvanlar dünyasından toplamış olduğu bir sürü olgudan çıkardığı sonuca göre, her türlü kuraldan yoksun cinsel ilişkiler, burada da, aşağı bir dereceye aittir. Ama bütün bu olgulardan benim çıkarabileceğim tek sonuç, bunların insan ve onun ilkel varlık koşulları bakımından kesin olarak hiçbir şeyi tanıtlamadıklarıdır.  Omurgalı hayvanlardaki uzun... Continue Reading →

Karl Marx – 1844 El Yazmaları

''Ne var ki, Hegel insanın kendi bilincine varmasındaki yabancılaşmadan, Feuerbach da tarihi olmayan, bir sınıfı olmayan, soyut insanın yabancılaşmasından söz ediyordu. Marx, işçinin 'yabancılaşma'sından söz eder. 'Yabancılaşma' kavramına bütünüyle yeni iktisadi sınıfsal ve tarihi bir içerik kazandırır. Marx'ın 'yabancılaşma' terimiyle anlatmak istediği, işçinin kapitalist için zorla çalışması, işçinin çalışmasının ürününü kapitalistin kendine mal etmesi, ve... Continue Reading →

Karl Marx – Friedrich Engels – Alman İdeolojisi

      "İnsanların kendi geçim araçlarını üretiş tarzları, herşeyden önce doğada hazır buldukları ile yeniden üretmeleri gereken geçim araçlarının doğasına bağlıdır. [s.5] Bu üretim tarzı, basitçe bireylerin fizik varlıklarının yeniden üretimi olarak ele alınmamalıdır. Bu üretim tarzı, daha çok, bu bireylerin belirli bir faaliyet tarzını, onların yaşamlarını ortaya koyan belirli bir biçimi, belirli bir... Continue Reading →

Walter Benjamin – Pasajlar

  "Gerek malın, gerekse onu çevreleyen eğlence atmosferinin görkeminin baş tacı edilmesi, Grandville'in sanatının gizli temasıdır.* Bu sanatın ütopik ve kinik öğeleri arasındaki ayrılık, bu temadan kaynaklanan bir durumdur. Grandville'in sanatında cansız nesneler betimlenirken kılı kırk yararcasına ayrıntıya inilmesi, Marx'ın malın "tanrıbilimsel kökenli olumsuz özellikleri" diye adlandırdığı olguya uygun düşer. Bu özellikler, "spécialité"de açık seçik... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Perikles ve Verdi (François Chatelet’nin Felsefesi)

  "Eylemin kendisi, ilişki olarak daima siyasidir. Bu sitede olabilir, ama benim içimde, başka gruplarda, küçük gruplarda da olabilir, sadece benim içimde de. Psikoloji veya tek kabul edilebilen psikoloji bir siyasettir; çünkü kendimle insani ilişkiler her zaman lazımdır. Psikoloji değil, ben'in bir siyaseti vardır. Metafizik değil, varlığın siyaseti vardır. Bilim değil, maddenin siyaseti, çünkü insanın... Continue Reading →

Fizyokratlar ya da Fizyokrat Düşünce Ne Demek?

“(Physiocrats, Physiocratic Thought) Fransız siyasal iktisatçı Francois Quesnay (1694-1774) ve aynı eğilimdeki başka iktisatçıların yazılarıyla ilişkilendirilen bir toplum kuramı okulu. Fizyokrat düşünce Adam Smith ve Kari Marx üzerinde bıraktığı (merak uyandıracak kadar eşit ölçüde) etkisinden dolayı, esas olarak sosyologların ilgi alanındadır. Fizyokratlar, zenginliğin mübadeleden kaynaklandığını öngören merkantilist inancı eleştirmiş ve gelişmiş çiftçilik teknikleri, mali reform... Continue Reading →

Karl Marx ve Friedrich Engels – Komünist Manifesto

  "Burjuvazi tarihte tam anlamıyla devrimci bir rol oynamıştır. İktidarı ele aldığı her yerde burjuvazi, feodal, pederşahi, duygusal ilişki olarak her ne varsa hepsine son verdi. İnsanı 'doğal efendileri'ne tutsak eden karmaşık feodal bağları hiç acımadan kopardı ve insanla insan arasında soğuk çıkar ve 'peşin ödeme'- den başka bir bağ bırakmadı. Burjuvazi, dini inancın ateşli... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑