Bedia Akarsu – Immanuel Kant’ın Ahlak Felsefesi

  "Ahlakın kavramları duyulur-üstü nesneleri gerektirir görünüyor. Tanrı, özgürlük ve ölümsüzlüğü kabul etmekle yüküm, ahlaksal yaptırım ve erdemle mutluluğun uyuşması gibi kavramları bir temele oturtabiliriz. Oysa bu duyulur-üstü nesneler bilinemez bizim için. O zaman da ahlakın temeli bilgi değil, bir çeşit duygu olur. Böyle olunca da ahlak kaynağında mistik olur ki bunu Kant kabul etmez.... Continue Reading →

Bedia Akarsu – Mutluluk Ahlakı

  "Stoa ahlakının genel ilkelerini şu üç görüş noktasına geri götürebiliriz: En yüksek iyi, erdem ve bilge üzerindeki araştırmalar. İnsanın belirlenmesi ve insanın ahlaksal ödevlerinin araştırılması, Sokrates'ten beri gelen bütün ahlak felsefelerinde olduğu gibi, Stoalılarda da, iyi kavramının ve en yüksek iyi ya da mutluluğun kurucu parçalarının ne olduğu sorusuna bağlanır. Bunun da ancak akla... Continue Reading →

İoanna Kuçuradi – İnsan ve Değerleri

  "Bir başarı alanının belirli bir çağda ön plana geçmesi, çağa rengini veren başarı olması; insan başarılarının başka başka bağlarda ve başka başka insan gruplarında farklı önem taşıması, o alanda ortaya konan bağımsız yaratma ürünü eserlerin çapıyla ilgilidir. Söz gelişi klasik Antikçağ'da felsefenin değerlenmesi bir Platon'un, bir Aristoteles'in eserleriyle, Ortaçağ'da teolojinin ve dinin değerlenmesi bir... Continue Reading →

Rene Descartes – Ahlak Üzerine Mektuplar

  “Kraliçe Christine’e Egmond, 20 Kasım 1647    Madam, Eski feylesofların söylediği anlamda anlaşılan üstün iyi hakkındaki kanaatimi Majestelerine anlatmak şerefine kavuşmanın kendilerinin arzularından olduğunu Mösyö Chanut’den öğrenmiş bulunuyorum; bu buyruk benim için öyle büyük bir lütuftur ki, ona boyun eğmek arzusu beni başka her türlü düşünceden uzaklaştırıyor, ve yetkisizliğime bakmaksızın, bu konu üzerine ne... Continue Reading →

Aristoteles – Metafizik

  "Önce bilge kişinin her birini ayrıntılı olarak bilmemekle birlikte, mümkün olduğu ölçüde her şeyi bilen bir kişi olduğunu düşünürüz. İkinci olarak güç ve insanlar tarafından bilinmesi kolay olmayan şeyleri bilme gücüne sahip olan insanın bilge kişi olduğunu düşünürüz (Çünkü duyu algısı, bütün insanlarda ortak olduğundan, kolaydır ve Bilgelik'le hiçbir ilgisi yoktur). Sonra bilimin her... Continue Reading →

Koşulsuz Buyruk Ne Demek?

"[Alm. kategorischer Imperativ] [Fr. impéraratif catégorique] [Es. T. mutlak emir]: Hiç bir koşula bağlı olmayan, salt olan; bir eylemi başka herhangi bir erekle bağlılık kurmadan, yalnızca kendisi için, nesnel zorunlu olarak buyuran, anlamı doğrudan doğruya kendisinde olan buyruk. // Koşulsuz buyruk (kategorik imperatif) eylemin kendisine uyacağı ilke ve biçimi saptar. Bunu da Kant şöyle anlatır:... Continue Reading →

Teodise Ne Demek?

"(theodicy) Yunanca theos (Tanrı) ve dike (adalet) sözcüklerinden türetilen bir terim. Metafizikte, dünyanın Tann'nın yarattığı şekliyle temsil edilmesi, dünyanın bazı karakteristik özelliklerinin, genellikle ortakduyusal deneyimle çelişen özellikleri olması gerektiğini kanıtlamanın bir yöntemini sunuyordu. Bunun için, Tanrı'nın iyiliği ve her şeye kadir olmasına bakarak, görünen kötülüklere ve çekilen acılara rağmen dünyanın kendisinin de iyi olması gerektiği sonucuna... Continue Reading →

İoanna Kuçuradi – İnsan ve Değerleri

  "Felsefi bilginin tarihinde rastlanan belli başlı sorulardan üçü, birer 'değerlendirme açısı'yla ilgili sorulardır. Bunlardan biri 'moral' değerlendirmeyle ilgili soru; diğeri 'estetik' değerlendirmeyle ilgili soru; üçüncüsü ise epistemolojik değerlendirmeyle ilgili sorudur: yani 'iyi- kötü nedir?', 'güzel çirkin nedir?', 'doğru - yanlış (doğru bilgi – yanlış bilgi) nedir?' sorularıdır. Bir alternatif şeklinde ortaya konan bu sorulara... Continue Reading →

Aristoteles – Nikomakhos’a Etik

  "Ne ki, insan olduğu için dış iyilere de gerek duyacaktır, çünkü doğası, teoria yaşamıyla ilgisi içinde 'kendine yeter' değil: Bedenin sağlıklı olması, beslenme, öteki gerekenler de bulunmalı. Dış iyiler olmaksızın mutlu olunamasa bile, sanılmamalı ki, mutlu kişi olmak için pek çok, büyük şeylere gerek duyulacak: Kendine yeterlik ile eylem ise aşırılıkta değildir; 'denize karaya... Continue Reading →

Immanuel Kant – Pratik Aklın Eleştirisi

  "En yüksek kavramı, dikkat edilmezse, gereksiz tartışmalara yol açabilecek bir çift anlamlılık taşır. En yüksek, en üstün olan (supremum) ya da yetkin olan (consummatum) anlamına gelebilir. Bunlardan birincisi, kendisi koşulsuz olan, yani başka hiçbir koşula bağlı olmayan koşuldur (originarium); ikincisi, kendi türünden daha büyük bir bütünün parçası olmayan bütündür (perfectissimum). Erdemin (mutlu olmaya layık... Continue Reading →

Voltaire – Felsefe Sözlüğü

  'Beau, Beaute' Güzel, Güzellik "Bir kurbağaya güzelliğin, asıl güzelin, kalon'un ne olduğunu sorunuz. Size bunun, küçük kafasından fırlamış iki patlak iri gözü, yassı ve geniş suratı, sarı karnı, esmer sırtı ile dişisi olduğunu söyleyecektir. Gineli bir zenciye sorunuz; onun için güzel, kara, yağlı bir deri, batık gözler,yayvan bir burundur. Şeytana sorunuz; size güzelin bir... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑