Plutarkhos – Müzik Üzerine

(Eskiler, müziğin bölümlerini oluşturan ve birbirine eş aralık, nota ve tetrakhordlardan meydana gelen üç tipin yalnızca biri üzerinde düşünmüşler, diatonik ya da khromatiği değil de enarmonik türü ve diapason aralığını incelemişlerdi. Onlar, diğer türlerin ses aralıkları hakkında farklı görüşlere sahip olmuşlarsa da enormanik türün tekliği hususunda hemfikirdirler.) Şurası kesin, müziği tam olarak kavramak isteyen biri,... Continue Reading →

Thomas Bernhard – Bitik Adam

''Ama basit insanlar karmaşık insanları anlamazlar ve onları kendi iç dünyalarına iterler, hem de herkesten daha insafsızca, diye düşündüm. Basit insan denilenlerin kişiyi kurtaracağına inanmak en büyük yanılgıdır. İnsan en bunalımlı zamanında onların yanına gider ve onlardan resmen kurtuluş dilenir, onlarsa kişiyi daha da derin bir umutsuzluğa iterler. Zaten onlar nasıl olur da karmaşık birini... Continue Reading →

Cevad Memduh Altar – Sanat Felsefesi Üzerine

  "Romantik müzikte estetik beğeniye, dinleyenlerde kendiliğinden oluşan heyecanın, hatta aşırı duyarlılığın etkisiyle erişilebilmesine karşılık, Mozart'ın bir sonatını, eserin basılı notasını göz yoluyla izleyerek dinleyebilmek de mümkündür; çünkü romantiklerin oluşturduğu kendine özgü piyano tekniği ve böylesine bir tekniğe özgü estetik haz, eseri ayrıca notadan izlemeye de çoğunlukla olanak vermemektedir. Halbuki müzik estetleri ve yorumcularının çoğu,... Continue Reading →

Tülin Bumin – Hegel

  Hegel'de 'Sanatın Ölümü' Üzerine Bir Deneme "Hegel söylemi 'tarihin sonu' başlığı altında pek çok şeyin sonundan, tükenişinden, ölümünden söz eder. Sanat da bunlardan biridir. Sanat, Hegel için insanlığın geçmişine ait bir şeydir. Sanat türlerini mimarlıktan başlayıp heykel, resim, müzik ve şiirden geçerek nesre ulaşan ve giderek maddesel olandan, duyumlanabilir olandan uzaklaşan bir biçimde sınıflandıran... Continue Reading →

Ursula K. Le Guin – Her Yerden Çok Uzakta

  "Birşey yok hiçbirşey yok bundan üstün. Ömrümce görmezsem de bir daha, eh diyebilirim yine de, Bir kez orada bulundum."   "Hiç kadın besteci yok mu? Bir kaç tane olması gerekir' dedim. Varmış, ama pek fazla değilmiş. Fazla olsa bile bunu bilemezmişsin. Çünkü opera besteleseler sahnelenmez, senfoni yaratsalar icra edilmezmiş. 'Ama yapıtları iyi olsa, yani... Continue Reading →

Marcel Proust – Kayıp Zamanın İzinde (Swann’ların Tarafı)

  "Swann az önce, aşkını önemsiz bir saçmalık gibi gören duygusuz insanların yüzünde okuduğu sağduyuyu dayanılmaz bulmuştu; oysa kendisine acılarının anlamsızlığından bahseden Vinteuil'in cümleciği olunca, şimdi aynı sağduyuda bir şefkat buluyordu. Aradaki fark, cümleciğin o insanların aksine, bu ruh hallerini, gelip geçicilikleri konusundaki fikri ne olursa olsun, maddi hayattan daha ciddiyetsiz bir şey olarak değil,... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑