J.R.R. Tolkien – Büyük Wootton Demircisi

…Eski aşçıların el yazılarını çözebildiğinde, tarifler kafasını karıştırdı, çünkü hiç duymadığı bir sürü şeyden, ayrıca unuttuğu ve zamanında bulamayacağı malzemelerden bahsediyorlardı ama defterde geçen bir iki baharatı deneyebileceğini düşündü. Kafasını kaşıdı ve son Aşçıbaşı’nın özel kekler için sakladığı baharatları ve diğer malzemeleri koyduğu bir sürü farklı bölmesi olan eski siyah kutuyu hatırladı. İşi devraldığından beri... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Beren ile Luthien

“Ah Beren, Beren!” diye bir ses geldi, “neredeyse geç kalacak, bulamayacaktım seni!” Aman mağrur olanım, korkusuz ellim ve yüreklim daha veda zamanı gelmedi, ne de ayrılıyoruz şimdi! Olanlar Elf soyundan böyle çabuk vazgeçmezler kucakladıkları aşktan. Benim aşkım da en az senin ki kadar bil ki, ölümün kapılarını zorlamak ve kulelerini yıkmak açısından, bir gözdağıyla, hala... Continue Reading →

J.R.R. Tolkien – Ham’lı Çiftçi Giles

Güzel bir geceydi. inekler tarlalara yayılmıştı ve Çiftçi Giles'ın köpeği kendi başına yürüyüşe çıkmıştı. Ayışığından ve tavşanlardan hoşlanan bir köpekti. Elbette, yürüyüşe çıkmış bir de dev olduğundan habersizdi. Bilse, izinsiz dışarı çıkması için iyi bir sebep olurdu. Ama sakin sakin mutfakta oturması için daha iyi bir sebep olurdu. Saat iki civarında dev, Çiftçi Giles'ın tarlalarına... Continue Reading →

J.R.R. Tolkien – Kullervo’nun Hikâyesi

  "Ne demeye yaratıldım ben? Kim beni yaratıp mahkum etti Böyle güneş ve ay altında dolanmaya Açık göklerin altında, ebediyen? Diğerleri yolculuklarını evlerine yapabilir Akşam vakti pırıldayarak duran Ama benim yuvam ormanın içi. Yaban konaklarda uyumam gerek Ve acı yağmurlar yıkamalı beni Benim ocak başım fundaların ortasında Geniş odalarında rüzgarlar patlıyor Yağmur altında, iklimin kucağında.... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Tom Bombadil’in Maceraları

  11 FASTITOCALON   "Bak, Fastitocalon orada! Güzel bir yer, burada çıkalım karaya, Biraz çıplak bir yer olsa da. Gel, bırak denizi! koşalım, Dans edelim, güneşte uzanalım. Martılar oturuyor, bak! Dikkat! Batmaz martılar. Otururlar, gezinirler, göz kırparlar: Onlar işaret yollar, Olur da biri koyarsa aklına Yerleşmeyi adaya Hastalanmıştır belki Islaklık tak etmiştir canına Ya da... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Hobbit (Şiir 2)

  “Soğuk, dumanlı dağların ardındaki ıraklara Derin zindanlarla eski mağaralara Düşmeli yolumuz gün doğmadan oralara Efsunlu, soluk altını aramaya   Eskinin cüceleri kudretli büyüler yaptı Çekiçler inerken çınlayan çanlar örneği Karanlık şeylerin uyuduğu, derin mekanlarda Otlakların aşağısındaki boş salonlarda   Kadim kral için, bir de lordu elflerin, Dövüp işledirler nice menevişli altın yığınını Ve yakalayıp... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Hobbit (Şiir 1)

  “Kırın bardakları ve çatlatın tabakları Bükün bıçakları ve eğin çatalları Nefret eder Bilbo Baggins bundan- Kırıp Şişeleri mantarları yakmanızdan!   Kesin örtüyü ve basın yerdeki yağa! Dökün sütü kilerin ortasına! Bırakın kemikleri yatak odasındaki halıda! Sıçratın şarabı her bir kapıya!   Atın kaseleri kaynayan çanağa, Ufalayın topunu kalın bir sopayla Bitince işiniz, sağlam bir... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Roverandom

  "Mew hafifçe bağırdı ve gagasıyla yerde yatan bir odun parçasına vurdu. Odun parçası dümdüz yükseldi hemn ve Psamathos'un sol kulağı çıktı. Ardından diğer kulak ve büyücünün çirkin kafasının ve boynunun geri kalanı belirdi.    'Siz ikiniz günün bu saatinde ne istiyorsunuz?' diye homurdandı Psamathos. ' En sevdiğim uyku saatim bu.'    'Görüyorum ki, sen... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Silmarillion

"Mirkwood'da daha ilk gölgelerin hissedildiği sırada, Ortadünya'nın batısında, insanların Sihirbazlar dediği Istari beliriverdi. O dönemde, limanlarda yaşayan Cirdan dışında hiç kimse nereden geldiklerini bilmiyordu; Cirdan ise, denizin öte yanından geldiklerini sadece Elrond'a ve Galadriel'e açıkladı. Ama sonradan Elfler arasında, Batı'nın Efendilerinin onları haberci olarak gönderdikleri konuşuldu; Sauron yeniden ortaya çıktığı takdirde, gücünün karşısında duracak, Elflere,... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Kralın Dönüşü Yüzüklerin Efendisi III

  “Heyetin başında uzun boylu, kem bir suret kara bir ata binmiş geliyordu, eğer bindiği bir at idiyse tabii; çünkü çok iri ve korkunçtu, yüzü korkunç bir maske, daha çok canlı bir kellenin kafatası gibi bir şeydi; gözlerinin çukurlarında ve burun deliklerinde alevler yanıyordu. Binici tamamen siyahi giysilerle bürünmüştü ve yüksek miğferi de siyahtı; yine... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – İki Kule Yüzüklerin Efendisi II

  “Yavaş yavaş tekrar oturdu Theoden, sanki yorgunluk Gandalf’ın iradesine karşı çıkarak yeniden onu ele geçirmek için mücadele edermiş gibi. Dönüp büyük konağa baktı. ‘Heyhat!’ dedi, ‘bu kem günler benim olsun da bana, barışı hak ettiğim şu kocamış günlerimde denk gelsin. Yiğit Boromir’e ne yazık! Gençler yok oluyor, yaşlılar sağ kalıp kuruyor.’ Dizlerini buruşuk elleriyle... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Yüzük Kardeşliği Yüzüklerin Efendisi I

  "Aslında üç ayrı Amaç nedeniyle! Her şeyden önce, hepinizden ne kadar çok hoşlandığımı, yüz on bir yılın böylesine mükemmel ve şayanı takdir hobbitler arasında yaşamak için çok kısa bir süre olduğunu söylemek için. Müthiş bir onay galeyanı.    İçinizden en az yarısını, arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum; ve yarınızdan azını hak ettiğinizin ancak yarısı... Continue Reading →

J. R. R. Tolkien – Hobbit

  "Topraktaki bir oyunta bir hobbit yaşardı. Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu, iğrenç, pis, ıslak bir oyuk değil, oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil: Bir hobbit kovuğuydu ve bu da konfor demekti" (s. 7). Tolkien J. R. R. (2011). Hobbit, (çev. Gamze Sarı), İthaki Yayınları,... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑