“Ah Beren, Beren!” diye bir ses geldi,
“neredeyse geç kalacak, bulamayacaktım seni!”
Aman mağrur olanım, korkusuz ellim ve
yüreklim daha veda zamanı gelmedi, ne de
ayrılıyoruz şimdi! Olanlar Elf soyundan
böyle çabuk vazgeçmezler kucakladıkları aşktan.
Benim aşkım da en az senin ki kadar bil ki,
ölümün kapılarını zorlamak ve kulelerini
yıkmak açısından, bir gözdağıyla, hala var olan
zayıf ve çelimsiz de olsa, teslim olmayan,
başarısızlığı kabul etmeyen, dünyanın dibine
atılsa da yok edilemeyecek, sahip büyük bir güce.
Ah saf sevgilim! Böyle bir takipten kaçabileceğini
zannediyordun demek ki; bu cılız kuvvete, bendeki
güvenmeyerek, aşıkını düşünüyordun demek ki
aşktan korumanın doğru olduğunu: o aşıkını ki
yardım edemeden sana, elleri kolları bağlı, kırılmış
kanatları, iyi niyetle de olsa tutsak edilmiş
olmaktansa mezara ve işkencelere razı olan
ve aşkı, sırf senin için var edilmiş bulunan!”
Böyle geldi Luthien ona geri işte:
İnsanların idraklerinin çok ötesinde
Kavuştular birbirlerine : Kıyısında
dehşetin durdular, çöl ile orman arasında.(s.175)
Tolkien, J.R.R.(2019). Beren ile Luthien,(çev. Çiğdem Erkal), İthaki Yayınları, İstanbul
Bir Cevap Yazın