Cengiz Aytmatov – İlk Öğretmen

'Bu portreyi hiç unutamadım. Sonraları neden bilmem bu portrenin eşini hiçbir yerde görmedim. Hala ondan söz ederken ''Duyuşen'inki'' derim.  Bu portrede  Lenin, kendine bol gelen bir asker ceketi giymiş, zayıf çehreli, sakallıydı. Yaralı kolu sargılı aşağıya sarkıyor, arkaya kaykılmış kasketinin altından dikkatli ve sakin bakıyordu. Yumuşak, yüreğimizi ısıtan bakışları, sanki bize ''Bilseniz çocuklar, ne aydınlık... Continue Reading →

Tarihselci Yöntem Ve Bilim Tarihi

''Bu bildiride Newton'un buluşlarının arkasındaki toplumsal gelişmeler, İngiliz burjuva devrimi, onun uzlaşmaya varan sınıfsal ilişkileri, yeni burjuvazinin gereksinimleri, üretici güçlerin durumu birlikte bir sentez içinde ele alınmıştır. Daha önce bu tip yaklaşımlar 'Tarihselci Yöntem'in kurucularından Engels tarafından ele alınsa da, Hessen'in bildirisinin yaptığı etki büyük olmuştur. Kongrede genç bir fizikçi olarak bulunan John Desmond Bernal... Continue Reading →

Nevzat Evrim Önal – Bilmiyorlar, Ama Yapıyorlar

''Oysa aydınlanmanın acımasız bir diyalektiği vardır: Işığın varlığı anca nesneye düşüp yansıdığında görünür hale gelir ve ışık enerjidir, kaynağını tüketir. Yani, aydınlanmış olmak bir insanın kendi kendine yaşayacağı bir durum değildir, sürdürülmesi ancak başkalarını aydınlatmak için emek vererek mümkündür. Bu, aydınlanmış insanın yalnız sorumluluğu değil, varlık koşuludur. Tekelleşmiş burjuvazi, aydınlanmanın toplumsal mirasını reddederken, eğitimli emekçilere... Continue Reading →

Thomas Schroedter ve Christina Vetter – Çokaşklılık

''Evlilik, üzerine kadın ve erkek arasındaki iş bölümünün inşa edildiği, modernliğin ikili cinsiyet sisteminin standartlaşmasına kaynaklık eden temel zemindir; bugün evlilikte keşfettiğimiz, iş bölümü ve sevginin sıcaklığını bir araya getirme çabası olduğudur. Özel bir sözleşme, böylelikle, duygu yüklü bir ilişkiyle kaynaştırılmaktadır. Bu kaynaşmada cinselliğin rolü, ilişkiyi sosyoekonomik, duygusal ve bedensel olarak karşılıklı bağımlılığına dönüştürmektedir. Bu... Continue Reading →

Richard S. Westfall – Modern Bilimin Oluşumu

  Bilimsel Girişimciliğin Örgütlenmesi   “17. yüzyılda, bilim alanındaki gelişmeler bilimsel kavramları basit bir yeniden formüllendirmenin çok ötesindedir. Kaldı ki, kavramların yeniden formüllendirilmesi bile örneklerini sık sık gördüğümüz gibi ‘devrim’ nitelenmesini hak edecek ölçüde radikaldir. Bu dönemde bilim aynı zamanda örgütlü bir toplumsal etkinlik olarak da kendisini gösterdi. Daha önceki dönemlerde de kuşkusuz büyük bilimsel... Continue Reading →

A.M. Celal Şengör – Newton Neden Türk Değildi?

  Newton Neden Çinli Değildi? (ve Neden Türk Değildi?)* "Dünyanın yaşayan en büyük jeologlarından biri olan dostum Prof. Dr. Kenneth Jinghwa Hsü 1994 yılında Zürih'in meşhur Federal Politeknik'inden (Eidgenössiche Technische Hoschschule) yaş haddi nedeniyle emekli oldu. Adet olduğu üzere bir veda konuşması yapması gerekiyordu. Ben de bu konuşmayı dinlemek ve Ken'in emeklilik törenine iştirak etmek... Continue Reading →

Orhan Kemal – Grev

"Kadıncağız anlatmaya çalışsa da, hükümdar bu, dertlinin derdinden ne anlar? Gürlemiş: ‘Yıkıl karşımdan!’ Çok açık bir haksızlıktır bu. Arap karısı yıkılmış karşısından, fakat yılmamış, vazgeçmemiş davasından. Hükümdarı Allah’a havale etmiş. İddiasına göre, Mısır medeniyetinin yıkılması, hükümdarın bu haksızlığındandır. Günün birinde Tutankamon’un anasından emdiği süt burnundan fitil fitil gelecek. Kadın hep bu yüzden Musa’yı beklemiştir. Musa’ya... Continue Reading →

Karl R. Popper – Daha İyi Bir Dünya Arayışı

"...öncelikle kendimi, çağdaş olmayan bir felsefeci -bir zamanlar Kant'ın 'aydınlanma', diğerlerinin de 'aydınlatıcı' diye nitelediği, fakat günümüzde artık tanınmayan ve yok olmuş bir akımın taraftarı- olarak tanıtmak istiyorum. Bu da, benim bir rasyonalist olduğum ve de doğruya ve akla inandığım anlamına gelir. Fakat bu, insan aklının her şeye kadir olduğuna inandığım anlamına gelmez. Bir rasyonalist, bizim akılcılık-karşıtı dostlarımızın iddia ettiği gibi, saf bir us-varlığı olmak

Theodor W. Adorno – Max Horkheimer – Aydınlanmanın Diyalektiği (Felsefi Fragmanlar)

  "İnsanlar sonunda erkten nasıl vazgeçeceklerini şeylerin erkinden öğreniyorlar. Ne zaman ki en yakın pratik amaçların ulaşılmış en uzak amaçlar olduğu ortaya çıkar ve " muhbir ve casusların ihbar edemeyeceği" toprakların, yani egemen bilimin yanlış anladığı doğaya ait toprakların kökenimizin toprakları olduğu hatırlanır, o zaman Aydınlanma kendisini tamamlamış ve ortadan kaldırarak aşmış olur. Günümüzde Bacon'un... Continue Reading →

Araçsal Akılcılık Ne Demek?

"[lng. instrumental rationalism; Fr. rationalisme instrumental] Amaçların belirlenmesiyle, amaçların rasyonalitesi ya da geçerliliğiyle değil de, salt belirli ya da daha önceden belirlenmiş amaçlara en iyi ve emin bir biçimde nasıl ulaşılacağıyla ilgili olan, verilmiş amaçlara ulaşmanın en etkili yollarının seçimi üzerinde duran akılcılık türü. Daha çok Frankfurt Okulu düşünürlerinin Aydınlanmaya ve modernliğe ilişkin eleştiri ve değerlendirmelerinin... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑