Bedia Akarsu – Immanuel Kant’ın Ahlak Felsefesi

  "Ahlakın kavramları duyulur-üstü nesneleri gerektirir görünüyor. Tanrı, özgürlük ve ölümsüzlüğü kabul etmekle yüküm, ahlaksal yaptırım ve erdemle mutluluğun uyuşması gibi kavramları bir temele oturtabiliriz. Oysa bu duyulur-üstü nesneler bilinemez bizim için. O zaman da ahlakın temeli bilgi değil, bir çeşit duygu olur. Böyle olunca da ahlak kaynağında mistik olur ki bunu Kant kabul etmez.... Continue Reading →

Kurtul Gülenç ve Özlem Duva (haz.) – Yargıya Felsefeyle Bakmak

  "Yukarıda da işaret edildiği üzere mantık çalışmalarının hemen hemen hepsinde tümce ile önerme arasında bir farklılık olduğu vurgulanır. Tüm bunlarla söylenmek istenen tümcenin söz-dizim kurallarıyla ilgili olduğu, yargı bildiren tümcenin ise mantığa konu olduğudur. Öte taraftan her ne kadar yargılar, bir bilim dalı olması bakımından mantığın inceleme sınırları içinde olsalar da, yargının bilgi ortaya... Continue Reading →

Ian Almond – İbni Arabi ve Derrida Tasavvuf ve Yapısöküm

  "Mükerreren karşı karşıya kaldığımız Derrida ve İbni Arabi'nin sonsuz hermenötiği arasındaki temel fark aslında mesajın sorusuna dayanmaktadır. Hermenötik kelimesinin (etimolojisini hatırlarsak, peygamber [Tanrı'nın haberini taşıyan]Hermes'ten geliyor) tam temelinin içine kurulmuş, bir varlıktan diğerine tek, spesifik bir şey söylemek için gönderilmiş bir mesaj olarak metin düşüncesi Derrida'nın hahamsal/Rousseaucu yorumlamadan hoşlanmamasına açıklamaktadır -bu anlayış yorumu (Alan... Continue Reading →

Organon Ne Demek?

"(Yun.): Alet, araç  Aristoteles'in mantıkla ilgili yaptıklarının bütününe verilen ad. Aristoteles'in kendisinin mantık için kullandığı terim 'analitik'tir. Aristoteles'te mantık doğru düşünmenin yöntemi ve sanatı, bilimlerin yöntemidir. Organon denmesinin nedeni de bu anlamla ilgili: Doğru düşünmenin aleti; bilimsel bilgiye götüren araç" (s. 129).   Akarsu, Bedia (1975). Felsefe Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.

Koşulsuz Buyruk Ne Demek?

"[Alm. kategorischer Imperativ] [Fr. impéraratif catégorique] [Es. T. mutlak emir]: Hiç bir koşula bağlı olmayan, salt olan; bir eylemi başka herhangi bir erekle bağlılık kurmadan, yalnızca kendisi için, nesnel zorunlu olarak buyuran, anlamı doğrudan doğruya kendisinde olan buyruk. // Koşulsuz buyruk (kategorik imperatif) eylemin kendisine uyacağı ilke ve biçimi saptar. Bunu da Kant şöyle anlatır:... Continue Reading →

İoanna Kuçuradi – İnsan ve Değerleri

  "Felsefi bilginin tarihinde rastlanan belli başlı sorulardan üçü, birer 'değerlendirme açısı'yla ilgili sorulardır. Bunlardan biri 'moral' değerlendirmeyle ilgili soru; diğeri 'estetik' değerlendirmeyle ilgili soru; üçüncüsü ise epistemolojik değerlendirmeyle ilgili sorudur: yani 'iyi- kötü nedir?', 'güzel çirkin nedir?', 'doğru - yanlış (doğru bilgi – yanlış bilgi) nedir?' sorularıdır. Bir alternatif şeklinde ortaya konan bu sorulara... Continue Reading →

Aristoteles – Nikomakhos’a Etik

  "Ne ki, insan olduğu için dış iyilere de gerek duyacaktır, çünkü doğası, teoria yaşamıyla ilgisi içinde 'kendine yeter' değil: Bedenin sağlıklı olması, beslenme, öteki gerekenler de bulunmalı. Dış iyiler olmaksızın mutlu olunamasa bile, sanılmamalı ki, mutlu kişi olmak için pek çok, büyük şeylere gerek duyulacak: Kendine yeterlik ile eylem ise aşırılıkta değildir; 'denize karaya... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑