“Yeniden değerlendirme’ öze-yabancılaşmayı (self-alienation) ‘aşma’ sürecedir. Öze-yabancılaşmayla tabiata-karşı değerler ve yaşama alışkanlıkları edinme yüzünden psişik-fizyolojik yapının katılaşmasını (scleroid), enerji alışverişinin ve duyguların bloke olmasını kast ediyorum. Moralizasyon (ahlakileşme) ilkesi yüzünden insan organizması katılaşarak dünyayı değerlendirme fonksiyonu tutucu, durağan hale gelir. Kişi, yemek yeme, cinsi duygu ve davranışlardan tutun da entellektüel yorumlarına kadar, bütün hayati faaliyetlerinde kapalı, katı ve gayritabii hale gelir.
‘Yeniden değerlendirme’ ilkesi ise bu problemden kurtulma yönündeki harekettir. Bu anlamda, ‘kendini aşma’, ‘özgürlük’, ‘gücü isteme’ ve ‘yaratma’ terimleri yeniden değerlendirme ile eşanlamlıdır.
Moralizasyon ve yeniden-değerlendirme ilkeleri Nietzsche’nin antropolojisinin temelini oluşturur.
Nietzsche’nin antropolojisini tahlile başlamadan önce, onun insan anlayışının temel bazı özelliklerini gözönünde ve hatırda tutmada fayda var:
a) Zamanında, hem dini doktrinler hem de laik doktrinler (Darwinciler, liberaller, sosyalistler) insanın tekamül ettiği (evrimci) görüşü benimsemişti. Oysa, Nietzsche’ye göre, 19 asır, Renaissance çağına nazaran daha geridir.
b) İnsan görüşüyle ilgili bir başka özellik Nietzsche’nin insanların eşit olduğu fikrine itirazıdır. İnsanlar eşit değildir; standart insan tipi yoktur. İnsanlar, bilinç seviyeleri ve fizyolojik durumları esasına göre farklı tipler oluştururlar” (s. 101).
Baykan, Fehmi (2008). Nietzsche’nin Felsefesi, BilgeSu Yayıncılık, Ankara.
Bir Cevap Yazın