“[Alm. Intelligenz] [Fr. İng. intelligence] [Lat. intelligentia] [Es. T. zeka]: Kavrayış; anlayış; kavrama ve yargılama yetisi. Buna göre: 1- Karışık şeyleri, olayları çabuk kavrama ve kolaylıkla onlara uyma yeteneği. 2- Bilmeye yönelen yeti ve yeteneklerin toplamı (algılama, kavrama, soyutlama, kavram kurma , genelleştirme, birleştirme, sonuç çıkarma, eleştirme, yargılama, çözümleme]. a. (Duyuma karşıt olarak) Anlıkla eşanlamlı, kavramsal bilgi yetisi. b. (içgüdüye karşıt olarak) Ereğe erişmek için araçlardan düşünerek, bilerek yararlanma; isteyerek etkin olma yetisi. c. Olayları ya da başkalarının düşüncelerini kolaylıkla kavrama yetisi. 3- Olanakları yakalama, kavrama, yeni ödevlere ve yeni durumlara kendini uydurma ve onlarda kolaylıkla yolunu bulma yeteneği ve becerisi (kılgılı anlak). 4- Bağlantıları kavrama, görüşler edinme yetisi; tinsel kavrama gücü; tinsel uyanıklık; çabuk düşünme ve yargılama yetisi (kuramsal anlak) // Anlağın en aşağıdan en yükseğe (-> öke) değin dereceleri vardır; anlak derecelerinin saptanması için
testler uygulanır; belli sınırlarla hayvanlarda da anlağın bulunduğu kabul edilir” (s. 18).
Akarsu, Bedia (1975). Felsefe Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Bir Cevap Yazın