Mauetike Ne Demek?

"Ünlü Yunan filozofu Sokrates'in ilk bakışta olumsuz bir öğretim yöntemiymiş gibi görünen doğurtma ya da öğretim yöntemi. Gerçek öğretim faaliyetinin, sanki bilgi temas yoluyla dolu bir kaptan boş bir kaba damla damla akıtılabilen bir şeymiş gibi, bilginin öğretmenin çabasıyla bir başkasının ruhuna damla damla akıtmak, öğrencinin zihninde yoktan varetnek olmadığını savunan Sokrates, felsefi tartışmalarında, tıpkı bir... Continue Reading →

Orhan Veli – Denize Doğru

"RAHATI KAÇAN AĞAÇ İnsan, sevdiği birini tükenmiş görmek istemez. Onda, her zaman, yeni şeyler bulmak, o ana kadar keşfedilmemiş cepheler keşfetmek ister. Hem de çok sevdiğim Melih Cevdet'te son günlerde böyle yeni taraflar bulup sevindim. Onun aşağı yukarı bütün şiirlerini yazıldıkları günden beri bilir, o günden beri seve seve okurum. Ama, buna rağmen, o şiirlerin... Continue Reading →

Antoine de Saint-Exupéry – Küçük Prens

  "Günaydın," dedi Küçük Prens. "Günaydın," dedi satıcı. Susuzluk giderici haplar satan bir adamdı bu.Haftada bir hap içtiniz mi artık içecek bir şey aramıyordunuz. "Bunları neden satıyorsun?" diye sordu Küçük Prens. "Zamanın boş yere harcanmasını önlemek için. Uzmanların hesabına göre bu haplar alınınca haftada elli üç dakika kazanılıyor." "Peki, bu elli üç dakikada ne yapacağız?"... Continue Reading →

Pyotr Alekseyeviç Kropotkin – Ekmeğin Fethi

  "Parlamentarizmin yanlışları ve temsili yönetim adı verilen garabetin kusurları öylesine kör kör parmağım gözünedir ki, bu yönetim biçiminin eleştirisiyle uğraşan düşünürlerin bile (J. Stuart Mill, Lavergne) yalnızca genel hoşnutsuzluğu dile getirdikleri söylenebilir. Gerçekten de, saçmalığı düşünebiliyor musunuz: Üç beş kişiyi seçiyorsunuz ve onlara 'Bizim hayatımızın her alanıyla ilgili yasalar çıkarın, hatta hayatımızın sizin hiç... Continue Reading →

Gilles Deleuze – Felix Guattari – Felsefe Nedir?

"Bir düzlemin bir ötekinden "daha iyi" olduğu, ya da en azından dönemin zorluklarına yanıt verip vermediği söylenebilir mi? Zorluklara yanıt vermek ne demektir ve bir düşünce imgesinin devinimleri ya da diyagramsal belirticileriyle, bir dönemin devinimleri ya da toplumsal-tarihsel belirticileri arasında ne tür bir bağlantı vardır? Bu sorular, ancak, felsefenin tarihi yerine felsefenin zamanı dikkate alınarak,... Continue Reading →

Kendinde Varlık Ne Demek?

"[İng. being in itself; Fr. etre en soi]. Varoluşçu felsefenin kurucusu Sartre'ın, dış dünyada varolan cansız şeyler, nasılsa öyle olan somut varlıklar ve bu arada, tıpkı cansız nesneler gibi, pasif olup etkinlikten kaçınan, sorumluluk yüklenmeyen insan varlıkları için kullandığı terim. Buna göre, kendinde varlık, farklılaşmamış, hiçbir özelliği olmayan, kaba varoluştur. O, zamandışı olup, değişmezdir; ne... Continue Reading →

Annie Pralong – Bizans Yapılar, Meydanlar, Yaşamlar

"...Ayasofya, İmparator İustinianos tarafından 532 Nika ayaklanmasında yanan ve arkeolojik kazılarda birkaç kalıntısı ortaya çıkarılan bazilikanın yerine yapılmıştı. Kilise, benzeri olmayan genişlikte bir alanı kaplayan 30 metre çapındaki kubbesi ile 537'de açıldı. İkinci açılışı yine İustinianos döneminde 562'nin İsa'nın doğum gününe denk gelir, zira kubbenin bir kısmı, doğu kemeri ve doğu kesimindeki yarım kubbe 553-557... Continue Reading →

René Magritte 1898-1967

René Magritte, The Treachery of Images, 1929, Los Angeles County Museum of Art   "Magritte, adlandırılması gerekmeyen bir şeye, o şeyin gerçekteki varlığını yadsıyan saçma bir ad vererek gerçeklikle çatışma yaratır. Bir pipo resminin altına 'Bu bir pipo değildir' yazarak nesnenin imgesinin gerçek ve dokunulabilir bir şeyle karşılaştırılmaması gerektiğini belirtir.  Magritte'in en ünlü imgelerinden biri... Continue Reading →

Michel Foucault – Bu Bir Pipo Değildir

  "Birinci çizimin, 1926 tarihli olduğunu sanıyorum: titizlikle çizilmiş bir pipo bu ve altında, öğrenci defterlerinin başında ya da bir hayatbilgisi dersinden sonra karatahta üzerinde rastlanabilene benzeyen muntazam, özenli, yapay bir elyazısıyla, bir manastır yazısıyla yazılmış şu açıklama var: 'Bu bir pipo değildir'.    İkinci çizim -sanırım sonuncudur bu- Aube a l'Antipode'da (Dünyanın Öte Yüzünde... Continue Reading →

Kavram Ne Demek?

"[Os. mefhum; İng. concept; Fr. concept; Al. begriff]. Bir şeyin, bir nesnenin zihindeki ve zihne ait tasarımı; soyut düşünme faaliyetinde kullanılan ve belli bir somutluk ya da soyutluk derecesi sergileyen bir düşünce, fikir ya da ide. Soyutlama yoluyla elde edilen zihinsel tasavvur olarak kavram, ortak özellikleri paylaşan bir nesneler kompleksinin veya söz konusu nesnelerin paylaştığı... Continue Reading →

Prokopios – Bizans’ın Gizli Tarihi

  "... bu imparator, huyları bakımından gerçek düşüncelerini saklayan, düzenci, yüze gülücü, ağzı sıkı bir insandı. Gerçek görüşlerini örtmeyi çok iyi beceren ikiyüzlü bir kimseydi. Sevinç ya da üzüntü nedeniyle değil de, durumlar gerektirdiği zaman hemen gözyaşı dökebilirdi. Her zaman yalan söylerdi. Bu konuda dikkatsiz davranmaz, uyruklarıyla uğraşırken bile yalanlarını hem imzasıyla, hem de en... Continue Reading →

‘Credo quia absurdum est’ Ne Demek?

"Akıl ya da doğruluk karşısında, İsa'nın buyruklarına ve otoritesine duyulan güvenin sonucu olan inancın önceliğini ve üstünlüğünü savunan Tertullianus'un sozü: 'Saçma olduğu için, inanıyorum'. Zaman zaman credo quia impossibile est ('imkansız olduğu için, inanıyorum') olarak da ifade edilmiştir" (s. 183).   Cevizci, Ahmet (1999). Paradigma Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul.

Lucius Mestrius Plutarkhos – Müzik Üzerine

  "Şarkı söyleyen birini dinlerken, aynı anda üç şey işitiriz. Tin ya da pes olan sesi, bu sesin uzunluğunu ya da kısalığını ve söylenen hece ya da harfi. Sesler aracılığı ile ezgiyi, bu seslerin süresi aracılığı ile ritmi, harfler ve heceler aracılığı ile de dile getirilen duyguyu kavrarız. Bunlar eş zamanlı oluştuğu için, dinleyeni aynı... Continue Reading →

William Faulkner – Ses ve Öfke

  "Pencerenin gölgesi perdelerin üstüne vurduğu zaman yedi ile sekiz arası idi, sonra zaman içinde yeniden buldum kendimi, saati işitince. Büyükbabamındı ve babam bana verdiği zaman, Quentin, sana bütün umutların ve özlemlerin mezarını veriyorum demişti; o daha çok insan yaşantılarının saçmalığına varman için acıta acıta kullanılmaya elverişlidir, böylece senin kişisel ihtiyaçlarını babanın ve onun da... Continue Reading →

Conatus Ne Demek?

"Bilincin iradi boyutu. Felsefe literatürüne Spinoza tarafından armağan edilmiş olan conatus kavramı, eyleme ve daha özel olarak da kişinin kendi varlığını koruması ve sürdürmesi amacına büyük bir güçle yönelmiş eğilimler ve güçler bütününü gösterir" (s. 182).   Cevizci, Ahmet (1999). Paradigma Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul.

Svetlana Aleksiyeviç – Nazi İşgalinde Sovyet Kadınları

  "Sofiya Mironovna Vereşak efsanevi Jitomir yer altı örgütünde çarpışmış ve mucizevi bir şekilde SD zindanlarından sağ çıkmayı başarmış. İşte onun yaşam öyküsü: Savaşta başardığımız her şey, savaş öncesi soluduğumuz havanın sonucudur. SD’ler tarafından son kez sorgulandıktan sonra, üçüncü kez, kurşuna dizileceklerin listesine alındım. Beni art arda sorgulayanlardan üçüncüsü tarih eğitimi gördüğünü söylüyordu. Bizim neden... Continue Reading →

    Solaklar Köyü sınırları içinde bulunan kayaevleri, ilçe merkezine 4 km uzaklıktadır. Seben-Bolu yolu üzerinden yaklaşık 2 kilometre içeride bulunan kayaevleri Solaklar Köyü'nün kuzeydoğusunda köye yaklaşık 750 metre uzaklıktadır. Kuzderesinin açtığı vadinin kuzeyindeki kayalık yamaçta yer almaktadır. Kayaevlerinin şu an üç katı ziyarete açıktır. Kaya yerleşimi girişinin sonunda zemin kat olarak değerlendirilebilecek oyularak açılmış... Continue Reading →

Civitas Solis Ne Demek?

"İtalyan filozofu Campanella'nın tasarladığı ütopik devletine verdiği ad: Güneş Ülkesi. Hint Okyanusundaki bir adada kurulmuş olan Güneş devletinde egemen güç, tıpkı Platon'un Cumhuriyet'inde olduğu gibi, bilim ve felsefedir. Devletin yöneticileri pratik ve teorik bağlamdan çok iyi yetişmiş olan kimselerdir; nitekim, devletin başında hem filozof ve hem de rahip olan bir hükümdar vardır. Devletin istikrar ve... Continue Reading →

Roland Barthes – Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler)

  "Eninde sonunda - ya da sınırda - bir fotoğrafı iyice görebilmek için en iyisi başka bir yana bakmak, ya da gözleri kapamaktır. "Görüntü için gerekli koşul, görmedir" demiş Janouch, Kafka'ya; Kafka da gülümseyerek yanıtlamış: "Biz nesneleri aklımızdan çıkarmak için fotoğraflarız. Öykülerim gözlerimi kapamamın bir yoludur." Fotoğraf sessiz olmalıdır (yaygaracı fotoğraflar vardır, onları sevmem): bu... Continue Reading →

Aristoteles – Nikomakhos’a Etik

  "Ne ki, insan olduğu için dış iyilere de gerek duyacaktır, çünkü doğası, teoria yaşamıyla ilgisi içinde 'kendine yeter' değil: Bedenin sağlıklı olması, beslenme, öteki gerekenler de bulunmalı. Dış iyiler olmaksızın mutlu olunamasa bile, sanılmamalı ki, mutlu kişi olmak için pek çok, büyük şeylere gerek duyulacak: Kendine yeterlik ile eylem ise aşırılıkta değildir; 'denize karaya... Continue Reading →

George Orwell – Hayvan Çiftliği

"Artık bütün emirler Squealer ya da öteki domuzlardan biri tarafından iletiliyordu. Napoléon ancak on beş günde bir halkın arasına çıkıyor, çıktığı zaman da yanında yalnızca köpeklerden oluşan maiyeti değil, siyah bir horoz da bulunuyordu. Horoz önden yürüyor ve Napoléon konuşmasına başlayacağı zaman bir borazancı gibi, avazı çıktığı kadar, 'Ü-ürü-üüü!' diye ötüyordu. Napoléon'un, çiftlik evinde bile ötekilerden ayrı... Continue Reading →

Kültürel Görecilik Ne Demek?

"(cultural relativism) Kültürel görecilere göre, kavramlar toplumsal düzlemde kurulmuştur ve değişik kültürlere göre farklılaşır. Bu kavramlar içinde, doğru, ahlaki olarak geçerli sayılan ve bilginin, hatta gerçekliğin kendisini oluşturan temel nosyonlar vardır. Peter Winch ('Understanding a Primitive Society', American Philosophical Quarterly, 1964), gerçeklik duygumuzun toplumsal bir kurgu olduğu ve bir toplumda egemen olan söyleme dayandığı görüşündedir.... Continue Reading →

Bilinemezcilik Ne Demek?

"[Os. lairfaniye; İng. agnosticism; Fr. agnosticisme, Al. agnosticismus]. 1869 yılında, Darwinci evrim teorisinin savunucusu ünlü T. H. Huxley tarafından yaratılmış bir terim olarak bilmeme; bilememe haline işaret eden akım ya da tavır. Rus düşünür ve eylemcisi Lenin'in, felsefeleri temelde maddecilik ve Berkeley'le başlayan idealist felsefeler olarak ikiye ayırdıktan sonra, Hume'la Kant'ın doğanın, görünüşlerin gerisindeki gerçekliğin... Continue Reading →

Kültürel Gecikme Ne Demek?

"(cultural log) William F. Ogburn'un daha geniş kapsamlı teknolojik evrimcilik kuramının bir parçası olarak geliştirdiği bir kavram ve kuram. Kültürel gecikme kuramı, bir toplumun teknik gelişmesi ile ahlaki ve hukuksal kurumları arasında bir uçurum bulunduğunu anlatır. Bazı toplumlarda görülen (en azından bazı) çatışmalar ile problemler, ahlaki ve hukuksal kurumların teknik gelişme düzeyine ayak uyduramamasıyla açıklanabilir"... Continue Reading →

Vincent van Gogh – Patates Yiyenler ve İlk Dönem Eserlerinden Örnekler

The Potato Eaters (1885) by Vincent van Gogh (1853- 1890)   "Modern sanatın oluşmasında önemli etkileri olan ARD-İZLENİMCİLİK akımının en önemli temsilcilerindendir. Bir Protestan papazın oğlu olan Van Gogh, Zevenbergen ve Tilburg'daki yatılı okullarda okumuş, 1869'da sanat yapıtları alıp satan Goupil firmasına girerek işten çıkarıldığı 1876'ya değin firmanın Lahey, Brüksel ve Londra şubelerinde çalışmıştır. Bir... Continue Reading →

A Priori ve A Posteriori Ne Demek?

"1. Önerme, kavram, akıl yürütme ve bilgi türleri arasında yapılan ve temelde, önermelerin doğruluklarına ilişkin bilgiyi nasıl elde edebildiğimiz konusuyla ilgili olan temel ayırım. Buna göre, a priori bir önerme, doğru ya da yanlış olduğu deneye başvurmadan, deneyimden önce ya da tecrübeden bağımsız olarak bilinen önermedir. Başka bir deyişle, bütünün parçalarına eşit olduğu önermesi a... Continue Reading →

Henri Lefebvre – Şehir Hakkı

  "Spekülatif sistematikleştirme yoluyla bir bütünlüğü hedefleyen felsefi tefekkür açısından, yani Platon'dan Hegel'e klasik felsefe açısından şehir kesinlikle ikincil bir tema ya da herhangi bir konu değildi, bundan çok daha fazlasıydı. Felsefi düşünce ile kent hayatı arasındaki bağlar -bunları açıklamak hala gerekse de- düşünüm sürecinde açıkça görülür. Site ve şehir, filozoflar ve felsefe açısından basit... Continue Reading →

Mehmet Nurettin Karaoğuz tarafından Ankara İl Özel İdaresine bağışlanan bina 1977 yılında müze olarak açılmıştır. Klasik Osmanlı mimari özelliklerini taşıyan müze binası 1850 yılı yapımıdır ve 3 katlıdır. Giriş katı taş duvar olup, ahır ve avlu bölmesi olarak kullanılmıştır. Üst katlarise ahşaptan yapılmış olup, duvarların iç ve dış sıvaları yöresel tatlı kireç ile kaplıdır. Bütün... Continue Reading →

Mihail Bahtin – Sanat ve Sorumluluk İlk Felsefi Denemeler

"Bir hayata dışarıdan beden kazandıran veya onu bedenselleştiren tüm güçler, özsel olmayan ve tesadüfi güçler olarak görülür ve her türlü dışarıdalığa derin bir güvensizlik doğar (dinde bu, Tanrı'nın "içkinleştirilmesi" ile, hem Tanrı'nın hem de dinin "psikolojikleştirilmesi" ile, kiliseyi dışsal bir kurum olarak anlayamama ile ve içeride-içsel-olan her şeyin genel bir yeniden değerlendirilmesiyle ilişkilendirilir). Yaşanmış hayat,... Continue Reading →

Herman Melville – Katip Bartleby

  "Düşünceler içinde evime doğru yürürken, kendimi beğenmişliğim merhametimi bastırdı. Bartleby'den kurtulmayı ustalıkla başardığım için kendimi kutluyordum. Ustalıkla diyorum, tarafsız okurlara da böyle görünüyor olmalı. İzlediğim yolun güzelliği kuşkusuz sakinliğinde yatıyor gibiydi. Ne hoyratça zorbalık yapmıştım, ne harhangi bir kabadayılık ne de öfkelenip gözünü korkutmuştum; büroda dört dönüp o dilenci numaralarını da alıp da gitmesi... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑