“Artık bütün emirler Squealer ya da öteki domuzlardan biri tarafından iletiliyordu. Napoléon ancak on beş günde bir halkın arasına çıkıyor, çıktığı zaman da yanında yalnızca köpeklerden oluşan maiyeti değil, siyah bir horoz da bulunuyordu. Horoz önden yürüyor ve Napoléon konuşmasına başlayacağı zaman bir borazancı gibi, avazı çıktığı kadar, ‘Ü-ürü-üüü!’ diye ötüyordu. Napoléon’un, çiftlik evinde bile ötekilerden ayrı odalarda kaldığı söyleniyordu. Yemeklerini yalnız başına yerken, yanı başında iki köpek bekliyor; bir zamanlar oturma odasındaki cam dolapta duran Crown Derby yemek takımını kullanıyordu yalnızca. Bu arada öteki iki yıldönümünün yanı sıra, Napoléon’un doğum gününün de tören atışıyla kutlanacağı açıklanmıştı.
Artık kimse Napoléon’dan yalnızca ‘Napoléon’ diye söz edemiyordu; resmi bir ağızla ‘Önderimiz Napoléon Yoldaş’ denmesi gerekiyordu. Domuzlar ise ona Tüm Hayvanların Babası, İnsanların Korkulu Rüyası, Koyunların Koruyucu Meleği, Yavru Ördeklerin Can Dostu gibi unvanlar bulmakta birbirleriyle yarışıyorlardı. Squealer, gözlerinden yaşlar akarak yaptığı konuşmalarda, Napoléon’un ne kadar bilge, ne kadar iyi yürekli bir hayvan olduğundan, yeryüzündeki tüm hayvanlara, özellikle de öteki çiftliklerde hâlâ cehaletin karanlığında köle gibi yaşayan mutsuz hayvanlara ne kadar derin bir sevgi beslediğinden dem vuruyordu. Kazanılan her başarının, her sevindirici olayın Napoléon’a mal edilmesi artık bir alışkanlık olmuştu. Bir tavuğun başka bir tavuğa ‘Önderimiz Napoléon Yoldaş olmasaydı, altı günde beş yumurta yumurtlayamazdım,’ dediği; gölden su içmekte olan iki ineğin, ‘Napoléon Yoldaş’ın önderliği olmasaydı, gölün suyu bu kadar tatlı olur muydu?’ diye bağırdığı bile duyulmuştu. Çiftlikteki hayvanların bu konudaki duygu ve düşünceleri, Minimus tarafından kaleme alınan Napoléon Yoldaş adlı bir şiirde yankılandı:
Yetimlerin biricik babası!
Mutluluğumuzun pınarı!
Yem kovanlarının sultanı!
Gökyüzündeki güneşi andırırsın,
Dingin ve buyurgan bakışınla
Yüreğime coşku salarsın,
Napoléon Yoldaş!
Kullarının sevdiği her şeyi
Sensin onlara bağışlayan,
İki öğün yemek, tertemiz saman döşek;
Büyük küçük her hayvan
Rahat uyur her akşam,
Sensin onları koruyup kollayan,
Napoléon Yoldaş!
Bir gün bir yavrum olursa,
Daha ufacık bir bebekken
Altı karış olmadan boyu
Öğrenmeli senin değerini bilmeyi,
Gözlerini açar açmaz dünyaya
Ciyak ciyak basmalı çığlığı:
Napoléon Yoldaş!” (s. 99-100)
Orwell, George (2007). Hayvan Çiftliği, (çev. Celal Üster), Can Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın