İKİ DELİLİK REJİMİ
“Guattari göstergesel bir düzene ilişkin bir tabloyu çizmekte; burada tarihsel olduğu kadar patolojik olarak da tanımlanabilecek bir örnek vermek istiyorum. 19. yüzyılın sonunda, psikiyatride önemli bir vaka olarak iki işaret rejimi ortaya çıktı, fakat bu tüm bir gösterge bilimi ilgilendirecek bir şekilde psikiyatrinin dışına doğru yayıldı. Karmaşık bir şekilde işleyen fakat anlaşılması kolay birinci işaretler düzenini anlıyoruz: bir işaret diğer işaretlere gönderme oluyor, diğerleri ise başkalarına, ve bu sonsuza kadar böyle gidiyor (yayılma, sürekli genişleyen bir dolaşım). Biri sokağa çıkıyor, kapıcısının ona iğneli bir bakış attığını düşünüyor, ayağı kayıyor, bir çocuk dilini çıkarıyor, vs. Sonuçta her işaret ikili bir şekilde eklemlenmiştir demek oluyor bu, bir işaret sonsuzca bir başka işarete gönderiyor ve işaretlerin sonsuz varsayılan bütünü bir majör gönderene yolluyor. İşte bu rejimin paranoyak düzenidir, fakat despotik ya da imparatorlukçu da diyebilirdik.
Bunların dışında bambaşka bir rejim daha var. Bu kez bir işaret yahut bir grup işaret bir çizgi takip etmeye, örmeye başlıyor. Artık söz konusu olan sürekli olarak genişleyen bir dolaşımın ürünü değil, aksine çizgisel bir ağdır. Birbirlerine gönderen işaretler yerine bir konuya gönderme yapan işaretler vardır: hezeyan [délire] lokal bir şekilde kendisini inşa ediyor, düşünceden çok harekete ilişkin bir hezeyan bu, bir çizgi başka bir çizgiye girişmeden önce sonuna kadar götürülmeli (Almanların kavgacı hezeyan olarak adlandırdıkları, prosedür icabı sayıklama). Clérambault gibi bir psikiyatr bu anlamda hezeyanı iki büyük gruba ayırıyor: paranoyak ve tutkulu*[passionnel
Belki de psikiyatrinin krizinin en büyük nedenlerinden birisi tamamen farklı işaret rejimleri arasındaki karşılaşmadan kaynaklandı. Paranoyak hezeyanın insanı deliliğe ait her türlü işareti veriyor, onu her zaman kapatabiliriz, fakat başka açıdan, o asla bir deli değil, zira akıl yürütmesi mükemmel. Tutkulu arzunun insanı deliliğe ilişkin hiçbir işaret taşımıyor, fakat buna rağmen o bir deli, deliliği kendisini sert eyleme geçişler ile gösteriyor (örneğin cinayet). Burada da Foucault iki vakanın farkını ve birbirini tamamlamasını derinlikli bir şekilde tanımlamıştır. Bu örnekleri verişimin sebebi göstergebilimlerin çokluğuna ilişkindir, yani, işaretlerin ne aynı rejime ne de aynı işleve sahip olduğu bütünler hakkında, bir fikir verebilmektir”(s.21-22-23).
Deleuze, Gilles (2017), İki Delilik Rejimi (Metinler ve Söyleşiler 1975 – 1995), Yay. Haz. David Lapoujade, çev. Mahir Ender Keskin, Bağlam Yayıncılık, İstanbul.
Bir Cevap Yazın