William Irvın – Mark T. Conard- Aeon J. Skoble – Simpsonlar ve FELSEFE

WhatsApp Image 2020-11-22 at 17.57.08

Böyle Buyurdu Bart:

Nietzche ve kötü olmanın erdemleri

                                                                                                       MARK. T. CONARD

 

Şu an için, varoluş komedisi “kendi bilincine” varmadı. Şu an için hala trajedi çağında, ahlaklar ve dinler çağında yaşıyoruz.

                                                                                                                    -Nietzche

 

LESSİCA LOVEJOY: Sen kötüsün Bart Simpson.

BART: Hayır değilim! Ben daha çok…

JL: Evet öylesin. Kötüsün… Ve bu hoşuma gidiyor.

BART: Tepeden tırnağa kötüyüm ben, canım…

 

İyi Kızlar ve Kötü Erkekler

              Hikayeleri biliyorsunuz: Jebediah Springfield heykelinin kafasını uçurdu; ailenin Noel ağacını yaktı; Bonestorm CD’sini çaldı; IQ testinde hile yaptı ve kapağı dehalar okuluna attı; bütün kasabayı kuyuya küçük bir çocuğun düştüğüne inandırdı vs., vs., vs., vs. Bart sürekli başını belaya sokan küçük, sevimli bir afacan değildir; altın kalpli bir isyankâr da değildir. O hazırcevap bir küçük suçlu, açık mavi pantolonlar giyen kötü bir çocuk, bir oyunbozan, (eğer inanıyorsanız) şeytanın küçülmüş halidir.

           Muhtemelen, kız kardeşinin iyi kız olduğunu düşünüyorsunuzdur. Çünkü zeki, yetenekli, hayli mantıklı, akılcı ve duyarlı biri. İlke sahibi: Gördüğü yerde haksızlıkla savaşıyor, hayvan haklarına inandığı için et yemez; tamahkar Bay Burns’ün aşırılıklarına karşı mücadele ediyor; arkadaşlarına, ailesine, aslında bütün talihsiz insanlara şefkat ve sevgi besliyor. O sevmekten hoşlandığımız küçük bir kız. Muhtemelen onun şovdaki tek beğenilesi karakter olduğunu düşünüyorsunuz.

           İsterseniz size önce başka bir kötü adamdan, felsefenin kötü adamından bahsedeyim (Ne, felsefede kötü adamlar yok mu sanıyordunuz?). Adı Friedric Nietzsche ve -felsefi olarak- tepeden tırnağa kötüdür, canlarım. O bir anlamda felsefi bir hazırcevap suçlusudur. Otoriteye karşıdır, oyunbozandır. Peki Şeytan’ın küçülmüş hali mi? Bilmem, fakat Deccal! diye bir kitap yazdı. Birçok insanın sevdiği ve diğer her şeyden üstün tuttuğu bütün her şeyden, ideallerden nefret eder gibiydi; üstelik bu ideallerin, bazı insanların nefret ettiği şeylerle nasıl ilişkili olduğunu zeki bir biçimde göstererek tuzla buz etti. Dini payladı, acımayla alay etti. Sokrates’e kendini ciddiye alan bir şarlatan dedi. Kant’a yozlaşmış, Descartes’e yüzeysel ve John Stuart Mill’e hödük dedi! Herkesin bildiği üzere Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında, kadınlara mı gidiyorsun, “Kamçını unutma!” dedi.

          Şimdi, her ne kadar Nietzsche geleneksel idealle, “iyi insan”la, şefkatli, dinen erdemli insanla alay edip reddetse de kendi idealini yarattı: Özgür ruh; geleneksel ahlakı, geleneksel erdemleri reddeden ve dünyanın kaosunu kucaklayıp kendi karakterine bir üslup veren insan.

         Nietzscheci perspektiften baktığımızda sakın yanlış karakteri beğeniyor olmayalım? Lisa, Nietzsche’nin, dünyayı yanlış tanıyan zayıflık, çürüme, köle ahlakı ve hıncı olabilir mi?  Elbette, kötü olmak keyiflidir, fakat acaba onda sağlıklı, hayatı onaylayan, felsefi olarak önemli bir şeyler de var mı? Acaba Bart Simpson, son tahlilde Nietzscheci ideal olabilir mi? (S.79-80-81)

 

Irwın, W./ Conard, M./ Skoble, A.(2003). Simpsonlar ve FELSEFE, (çev. Gökçen Ezber&Murat Sağlam), Güncel Yayıncılık, İstanbul

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: