“İktidar bağıntılarının somut çözümlenmesini gerçekleştirmek için, hükümranlığın hukuksal modelini bir yana bırakmak gerekir. Gerçekten de bu model, bireyi, doğal hakların ya da ilkel iktidarların öznesi olarak ele alır ve devletin ideal oluşumunu irdelemeyi amaçlar. Ayrıca, yasayı, iktidarın temel belirlenimi olarak görür. İktidarı, ilişkinin temel terimlerinden yola çıkarak değil de, etkilediği öğeleri belirleyen olması bakımından, bu ilişkinin kendisinden yola çıkarak incelemek gereklidir. Başka bir deyişle, soyut öznelere, boyun eğmeleri için kendilerindeki ya da iktidarlarındaki ne gibi şeylerden vazgeçebildiklerini sormak yerine, boyun eğme ilişkilerinin özneleri nasıl ürettiğini sormak daha doğrudur. Yine aynı biçimde, bütün iktidar formlarının, sonuçlanma ya da gelişim yoluyla içinden türedikleri biricik formu ya da merkezi araştırmak yerine, bu formları, önce çoğullukları, farkları, özgüllükleri ve geri dönemezlikleri içinde değerlendirmek ve dolayısıyla kesişen, birbirine gönderen, yaklaşan ya da bunun tersine çatışan ve birbirini ortadan kaldırmaya yönelen kuvvet bağıntıları olarak incelemek gerekir. Nihayet, iktidarın belirimi olarak yasaya bir ayrıcalık yüklemek yerine, bu yasanın uyguladığı kısıtlama tekniklerini saptamaya çalışmanın daha doğru olacağını söyleyelim”(s.93)
Foucault, Michel (2001), Ders Özetleri (1970-1982), (çev. Selahattin Hilav), YKY, İstanbul.
Bir Cevap Yazın