Caspar David Friedrich 244 Yaşında! (5 Eylül 1774- 7 Mayıs 1840)

Caspar_David_Friedrich_-_Wanderer_above_the_sea_of_fog

Wanderer above a Sea of Fog (1818)

“1800 yıllarından itibaren, mimari ve heykelde anti-klasisist akım, kuvvetli bir hayranlıkla izlenirken, öncelikle manzara resminde doğacı bir eğilim Avrupa’ya yayıldı. Ancak kişinin yalnızlık zevkine uygun gelen bu doğa hayranlığı, bir romantik duygu ile bağımlıydı. Schelling: ‘Doğa kendini insanda, insan da kendini doğada bulur’ diyordu. O dönemden kalan mektuplarda, insanın ruh halinin, bir doğa parçasında kendini yansıtacağı belirtilmektedir. Böylece manzara resmi, aynı zamanda insanın bizzat iç resmi olmaktadır.

caspar

Monk By The Sea (1809)

Bu çağın manzara resimleri, gerçekçi ressamların, ya da empresyonistlerin resimleri gibi doğayı göstermiyorlar. Adeta doğayı şiirleştiriyorlar. Alman romantik manzara ressamı Caspar David Friedrich: ‘Gözünü kapa, manevi gözünle önce kendi resmini gör’ diyordu. Ayrıca şu söz de onundur: ‘Ressam önünde gördüğünü değil içinde gördüğünü resmetmelidir’. Bu görüş aynı zamanda Alman idealizmine de uygundur. Sanatçı eserini herkesten ve her şeyden bağımsız olarak yaratır. Bu görüş özellikle bu dönemin sanatçıya verdiği değeri gösterir. Bu ideale dayanan kişisel iç dünyanın ifadesi, Alman romantik ressamlarının eserlerinde yansır. Caspar David Friedrich (1774-1840) romantik-ideal manzaranın Alman temsilcisidir. ‘Deniz Kenarındaki Keşiş’  adlı eserinde, aşağıda kalan bir ufka değin uzanan deniz kenarında, tek başına bir insan gösterilmiştir. Büyük gök altındaki bir insanın doğanın muazzamlığı karşısında olan küçüklüğü, dikkat çekmektedir. Böylece Tanrının büyüklüğü duyurulmakta Hristiyan mistiği, patetik bir doğa mistiği haline gelmektedir… …Friedrich’de insanlar, geçmişe özlem duygusu içinde resmedilmişlerdir. Her şey çıplak, belirgin çizgiler içindedir. Onun resimlerinde hep uzaklara doğru bir perspektif gösterilmiştir. Bu sonsuzluğa özlem Alman romantik peyzajının dikkat çekici bir özelliğidir.” (s. 496)

“Manzara da, C. D. Friedrich’te olduğu gibi, bir ruh halini değil, görünen ne ise onu belirtmeliydi. Artık madde, şiir gibi değil, kendi durumu ile gösterilmeliydi. Böylece gözleme uyan bir gerçek ele alınacaktı. Alman gerçekçi ressamı Hans Thoma ‘Sanat, Tanrının yarattıkları ile yetinme ve memnun olmanın anlatımıdır’ diyordu.” (s. 508)

 

Turani, Adnan (2007). Dünya Sanat Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul.

 

caspar.jpg 2

Chalk Cliffs on Rügen (1818)

caspar3

Man and Woman Contemplating the Moon (1824)

casparchurch

The Cemetery Gate (The Churchyard) (1825-30)

caspar.jpg5

Graveyard under Snow (1826)

Görseller

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: