National Geographic'in 1957 Aralık ayı sayısında yayınladığı gökyüzü haritası. Harita kuzey ve güney yarım kürelerden gökyüzünü ve yıldızların konumlarını içeren iki parçadan oluşmaktadır. Kaynak
Bilimin Birliği Ne Demek?
"[İng. the unity of science; Fr. l'unite de la science]. Mantıkçı pozitivistler ve özellikle de Otto Neurath tarafından geliştirilen birlikli bilim ideali veya formel ve sosyal bilimler de dahil olmak üzere, tüm bilimlerin tek bir bilime indirgenmesi gerektiği tezi. Mantıkçı pozitivistler tarafından lnternational Encylopedia of Unified Science adlı ansiklopedide ifade edilen bu görüş, bilimin birliğini... Continue Reading →
J. R. R. Tolkien – Kralın Dönüşü Yüzüklerin Efendisi III
“Heyetin başında uzun boylu, kem bir suret kara bir ata binmiş geliyordu, eğer bindiği bir at idiyse tabii; çünkü çok iri ve korkunçtu, yüzü korkunç bir maske, daha çok canlı bir kellenin kafatası gibi bir şeydi; gözlerinin çukurlarında ve burun deliklerinde alevler yanıyordu. Binici tamamen siyahi giysilerle bürünmüştü ve yüksek miğferi de siyahtı; yine... Continue Reading →
Henry Miller – Oğlak Dönencesi
"Persona non grata! Tanrım, her şey ne kadar berrak görünüyor gözüme. Bir seçim yapmak mümkün değildi: Elimdekiyle yetinmek ve onu sevmeyi öğrenmek zorundaydım. Solucanlarla birlikte yaşamayı öğrenmek zorundaydım - ya lağım fareleriyle birlikte yüzecek ya da boğulacaktım. Sürüye katılmayı seçersen bağışıklık kazanırsın. Kabul görmek ve takdir edilmek istiyorsan kendini hiçliğe indirgemen, sürüdeki diğer koyunlardan ayırt... Continue Reading →
Henry Miller – Yengeç Dönencesi
"Hayatın her hangi bir noktasında bir şekilde salt gerçekle yüz yüze gelen kişi, Gautama ya da İsa gibi adamlara duyduğu ve onları kutsal kalan hayranlığı yitirir; asıl korkunç olan insanların bu bok çukurundan güller yaratmış olmaları değil, bir şekilde gülü istemiş olmaları. Nedendir bilinmez ama mucize peşinde insan, onu gerçekleştirmek için her şeyi göze... Continue Reading →
Isaac Asimov- Vakıf
"...Sesi giderek yükseliyordu. 'Ben kamuoyunun hizmetkarıyım sadece. Halkım beraberinde zoraki bir din getiren hiçbir ticarete sıcak bakmıyor.' Mallow aniden durdu. 'Zoraki bir din mi?' 'Daima öyle olmadı mı? Yirmi yıl önce Askone'nin başına gelenleri anımsayınız. Onlara bazı ürünler satarak işe başladınız, bir süre sonra halkınız bu ürünlerin gereği gibi kullanıldığından emin olma bahanesiyle Vakıf misyonerlerinin... Continue Reading →