Fordizm Ne Demek?

“(fordism) Antonio Gramsci'nin tanımladığı şekliyle Fordizm, ileri kapitalizmin tipik özelliği olacağı düşünülen ve Henry Ford'un seri otomobil üretimi sistemiyle örneklenen bir üretim organizasyonunun karşılığıdır. Fordist üretim organizasyonu, hareketli bir montaj hattını, standartlaştırılmış çıktıları ve düşük fiyatların, yüksek ücretlerin, reklam ve tüketici kredisinin bir araya gelerek teşvik ettiği talebi kapsadığından, emeğin yönetilmesini, üretimin ve pazarlamanın daha... Continue Reading →

Canlıcılık Ne Demek?

“(fr. animisme; alm. Animismus; ing. animisim). Her şeyde canlılık bulan öğreti. Düşünsel ve bedensel yaşamın ilkesi olarak tek bir ruhu benimseyen, böylece nesnelerde de insan ruhsallığına benzer bir ruhsallık bulan öğreti. Bu öğreti insanlığın tarihi kadar eski olan bir düşünce biçimine dayanır. Canlıcılık ruhun varlığını benimsemekle kalmaz, canlılığı madde dünyasına da götürür ve bu ikinci... Continue Reading →

Alman Tarih Okulu Ne Demek?

"(İng. German school of h,story; Fr. Ecole d'histoire allemande). Kökeni ve gelişimi açısından Herder'e bağlı olan ve seçkin temsilcileri arasında, von Humbolt ve Sybel bulunan tarih okulu. İlerlemenin bir tarih kategorisi olmadığını dile getirerek, tarihin aklın gerçekleşme alanı olduğu düşüncesine ve dolayısıyla Hegelci tarihi determinizm görüşüne karşı çıkan okul, tarih bilgisinin, bir halkın kendisiyle ilgili... Continue Reading →

Colin Renfrew ve Paul Bahn- Arkeoloji Anahtar Kavramlar

"Yunan, Mısır, Asur, Babil ve eski Orta Amerika gibi eski kültürlerin birçoğunda insanın onbinlerce yıl öncesinden geldiğine inanılırken, böyle bir düşünce, insanın kökeniyle ilgili tek çerçevenin yazılı belgeler, özellikle de İncil olduğu Ortaçağ Avrupası'nda bulunmamaktaydı. 17. yüzyıla gelindiğinde insan tarihinin tümünü kapsayan bir zaman çizelgesi oluşturma çabaları, dünyanın İ.Ö. 23 Ekim 4004 günü öğleyin yaratıldığını hesaplayan... Continue Reading →

Aristoteles- Poetika

"9. O halde tragedya, ortalama insandan daha iyi olan insanların taklidi olduğuna göre, ozanların, taklit ederken iyi portre ressamlarını örnek olarak almaları gerekir. Çünkü; portre ressamları, portresini yaptıkları kimselerin özelliğini ortaya koymakla ve onlara benzer bir resim yapmakla, aslında onları, olduklarından daha güzel olarak resmederler (idealleştirirler). Böylece taklit edici ozan da, eğer kızgın, hafifmeşrep ya da bu... Continue Reading →

Friedrich Schiller – Bir Eğitim Ülküsü Olarak Ruh Yüceliği

  "Bu yeryüzünde hayat boyu bize eşlik etmesi için tabiat bize iki daimon armağan etmiştir. Bunlardan munis ve çekici olan ilki, neşeli oyunlarıyla zahmetli meşakkatli olan yolculuğumuzu kısaltır; bizim için zorunluluğun zincirlerini/prangalarını hafifletir, neşeyle ve sevinçle bizi en tehlikeli yerlere götürür, orada biz saf ruhlar gibi hareket eder, ve hakikat bilgisiyle ve vazife ifasıyla maddi... Continue Reading →

Andrey Tarkovski- Mühürlenmiş Zaman

"Yaratma süreci her sanatçıda farklı yollar izler. Ancak bence, bütün sanatçılar -gizli ya da açık- halkla bir ilişki kurma, onlar tarafından anlaşılma umudu taşımaları ve uğradıkları her başarısızlığın altında ezilmeleriyle birbirlerine benzerler. Meslektaşları tarafından takdir edilen, dahası tanrısallaştırılan Cézanne'ı bir komşusunun ressam olarak kabul etmemesi, onun açısından ne büyük bir felaket olmuştu. Ancak bu yüzden... Continue Reading →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑