“(Physiocrats, Physiocratic Thought) Fransız siyasal iktisatçı Francois Quesnay (1694-1774) ve aynı eğilimdeki başka iktisatçıların yazılarıyla ilişkilendirilen bir toplum kuramı okulu. Fizyokrat düşünce Adam Smith ve Kari Marx üzerinde bıraktığı (merak uyandıracak kadar eşit ölçüde) etkisinden dolayı, esas olarak sosyologların ilgi alanındadır. Fizyokratlar, zenginliğin mübadeleden kaynaklandığını öngören merkantilist inancı eleştirmiş ve gelişmiş çiftçilik teknikleri, mali reform... Continue Reading →
Cogito Ne Demek?
“(‘Düşünüyorum’ anlamında lat. söz; Cogito ergo sum’un kısaltılmışı). Descartes ‘ın yönemli kuşkudan sonra ya da yöntemli kuşkuyla ulaştığı varlık deneyi. Descartes varlığı kanıtlamak için kuşkudan yola çıkar: her şeyden kuşkuya düşebileceğini, ama kuşkulanan ben’den kuşkuya düşemeyeceğini görür. Böylece Cogito ergo sum (düşünüyorum öyleyse varım) ilkesine ulaşır. Descartes önce ‘Gördüğüm her şeyi yalan sayayım: (...) hiçbir... Continue Reading →
Salutatorium Ne Demek?
"Roma'da imparatorun kabul salonu." (s. 155) Saltuk, Secda (2007). Arkeoloji Sözlüğü, İnkilap Kitabevi, İstanbul. "Roma'da imparatorun kabul salonu. Daha sonra bu sözcük piskoposluk konutlarının aynı işlevi gören mekanı için kullanılmıştır." (s. 208) Sözen, Metin ve Tanyeli Uğur (2007). Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul. Flavian Palace (Domus Flavia), Roma
Analitik Felsefe Ne Demek?
"[ing. analytical philosophy; Fr. philosophie analytique ]. 20. yüzyılda özellikle İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde çok etkili olan ve dil üzerinde yoğunlaşarak, olgulara ya da anlamlara uygun düşecek en iyi ve en dakik mantıksal formu bulmak için, tümceleri ya da kavramları veya dilsel ifadeleri analiz etme işiyle uğraşan felsefi akım; felsefenin, kendi alanı içine giren... Continue Reading →
José Ortega y Gasset- Sistem Olarak Tarih
"Temel işlevlerini zihnin birtakım özel işleyiş biçimlerinden ibaret sayarak, aklın yapılan tüm tanımlamaları dar görüşlü olmaktan başka, en belirleyici boyutunu kaldırıp atmak ya da köreltmek suretiyle onu kısırlaştırmışlardır. Benim gözümde, bizi gerçekle ilişkiye sokan, aşkınlıkla yüz yüze gelmemizi sağlayan her türlü zihinsel işlem, sahici ve kesin anlamıyla akıldır. Geri kalanı olsa olsa... zihindir; salt evcil,... Continue Reading →
David Hume – İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma
"... her etki nedeninden ayrı bir olaydır. Bu yüzden de nedende bulunamaz ve etkinin başlangıçta a priori uydurulması ya da kurulması tümüyle rastgele olmak zorundadır. Ve akla geldikten sonra bile, akla aynı ölçüde tutarlı ve tabii görünecek başka birçok etki olacağına göre, etkinin nedenle bir arada olması da eşit derecede rastgele görünmek zorundadır. Öyleyse... Continue Reading →