“[ing. analytical philosophy; Fr. philosophie analytique ].
20. yüzyılda özellikle İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde çok etkili olan ve dil üzerinde yoğunlaşarak, olgulara ya da anlamlara uygun düşecek en iyi ve en dakik mantıksal formu bulmak için, tümceleri ya da kavramları veya dilsel ifadeleri analiz etme işiyle uğraşan felsefi akım; felsefenin, kendi alanı içine giren problemleri kesin sonuçlu olarak çözecek biricik yönteminin felsefi analizi ya da kavram analizi olduğuna inanan çağdaş düşünce geleneği.
Buradan da anlaşılacağı üzere, Moore, Russell, Wittgenstein, Ryle, Ayer, Carnap, Quine, Chomsky gibi düşünürler tarafından temsil edilen analitik felsefenin temel özellik ve tezleri şu şekilde sıralanabilir: 1 Analitik felsefe, dünya üzerine haklı kılınmış bilgi ve inançları bize yalnızca gözlem ve deneyin sağlayabileceğine inandığı için, Bacon ve Locke’la başlayıp, Berkeley, Hume ve Mill’le devam eden İngiliz empirist geleneğinin yirminci yüzyıldaki mirasçısı olmak durumundadır. Bu çerçeve içinde, bilimleri, kuramlarını gözlem yoluyla doğrulayan olgusal bilimler ve yöntemleri, teoremlerin verilmiş aksiyomlardan çıkarsanmasmdan meydana gelen a priori ya da formel bilimler olarak ikiye ayıran analitik felsefe, bu şema dışında kalan felsefenin görevinin kavramsal ya da dilsel analiz olduğunu söyler.
2 Analitik felsefe geleneği, şu halde; dille dünya arasında tam bir karşılıklılık ilişkisi bulunduğunu, dilin yapısının dünyanın yapısını yansıttığını savunan resimsel bir dil görüşü benimseyerek, dilsel ya da kavramsal analizi ön plana çıkartır” (s. 46-47).
Cevizci, Ahmet (1999). Paradigma Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın