“Yavaş yavaş tekrar oturdu Theoden, sanki yorgunluk Gandalf’ın iradesine karşı çıkarak yeniden onu ele geçirmek için mücadele edermiş gibi. Dönüp büyük konağa baktı. ‘Heyhat!’ dedi, ‘bu kem günler benim olsun da bana, barışı hak ettiğim şu kocamış günlerimde denk gelsin. Yiğit Boromir’e ne yazık! Gençler yok oluyor, yaşlılar sağ kalıp kuruyor.’ Dizlerini buruşuk elleriyle... Continue Reading →