"Sallanarak yürüdüm. İnsanın biraz ekmeği olsa! Sokaklarda ısıra ısıra gidebileceği, bir küçük nefis çavdar ekmeği! Hem yürüyor hem de bu en iyisinden çavdar ekmeğini hayal ediyordum; şimdi yemesi ne hoş olurdu! Açlık iflahımı kesiyordu; ölmeyi yok olmayı özledim, duygulandım, ağladım. Sefaletim bitip tükenmek bilmiyordu! Ansızın sokağın ortasında durdum, vurdum ayağımı yere, bastım küfürü. Ne... Okumaya Devam et →