Cihan onu yaralamıştı, şimdi Hayyam da onu yaralıyordu. Onları saran sessizliğin içinde fazla ileri gidip gitmediklerini soruyorlardı kendi kendilerine, bir toparlanıp hâlâ kurtarılabilecek olanı kurtarmanın vakti gelmemiş miydi daha? İşte o an da Hayyam, Cihan'a değil, kadıya kızdı. Konuşmasına izin verdiği için pişman olmuştu ve o sözlerin sevgilisine yönelik bakışını geri dönülmez bir biçimde bozup... Continue Reading →