"Parisli bir karı ile bu yolda edilen latife ayıp sayılmadıktan başka, belki de zarafete hamlolunur. İstanbul'da olsa adeta çapkınlık olmak üzere hükmedilirdi. İnsanlığın garaib-i bi-nihayesinden birisi de budur. Cemiyet-i beşeriyyenin şu noktasında haram, ayb-ı memnu olan bir şey, öteki noktasında mubah, memduh ve mücazdır. Her ne hal ise bizim iki refik işlerini bitirdikten sonra... Continue Reading →