"Ahlakın kavramları duyulur-üstü nesneleri gerektirir görünüyor. Tanrı, özgürlük ve ölümsüzlüğü kabul etmekle yüküm, ahlaksal yaptırım ve erdemle mutluluğun uyuşması gibi kavramları bir temele oturtabiliriz. Oysa bu duyulur-üstü nesneler bilinemez bizim için. O zaman da ahlakın temeli bilgi değil, bir çeşit duygu olur. Böyle olunca da ahlak kaynağında mistik olur ki bunu Kant kabul etmez.... Continue Reading →