Jack london – Ademden Önce

Hızlı Şunu da hatırlatmak gerekir ki, az önce Hızlı hakkında çizdiğim portre; hiçbir şekilde, tarih öncesi devirde yaşayan, ikinci benin, yani Koca Diş’in çizdiği portre değildi. Çağdaş insan olan ben, rüyalarımın aracılığıyla ve Koca Diş’in gözleriyle görüyorum. Geçmiş devrin birçok olayı için de durum aynıdır. İzlenimlerimle, okuyucularıma sergileyemeyeceğim kadar karmaşık bir ikilik var. Hikayemin bu... Okumaya Devam et →

Jack London – Yakalanış

Johnny, on dördüne girince kolalama bölümünde çalışmaya başladı. Fabrikada bu, başlı başına bir olaydı. Gel zaman git zaman, bu olay, uykudan ya da haftalığını alma gününden bile çok daha önemli, daha anımsanmaya değer bir şey olmuştu. Bir dönüm noktasıydı bu. Johnny, dokuma bölümünde, bir tezgâhın başında on altıncı yaş gününü kutladı. Evet, burası da heveslendirici... Okumaya Devam et →

Jack London – Kızıl Veba

“Para nedir Granser?” İhtiyar daha cevap vermeye fırsat bulamadan aklına bir şey gelen çocuk, zafer kazanmışçasına üstündeki ayı postunun içindeki keseye elini sokup hırpalanmış ve kararmış bir gümüş dolar çıkardı. Parayı yaklaştırınca ihtiyarın gözleri ışıldadı. “Ben göremiyorum,” diye mırıldandı. “Bak bakalım tarihini görebilecek misin, Edwin?” Çocuk kahkahalarla güldü. “Harikasın Granser,” diye bağırdı hoşnutlukla, “her zaman... Okumaya Devam et →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑