"Fransız ulusu üç yüz altmış tür peyniri ve kültürü gibi şarabı da kendine özgü bir zenginlik olarak algılar. Bir totem-içkidir şarap, Hollanda ineğinin sütünün ya da İngiliz krallık ailesinin törenle içtiği çayın karşılığıdır. Bachelard, istem düşlemleri üzerine denemesinin sonunda, bu sıvının tözsel ruhçözümleyimini vermiş, şarabın güneş ve toprağın özsuyu olduğunu, temel durumunun ıslak değil,... Continue Reading →
Roland Barthes – Bir Aşk Söyleminden Parçalar
Proust: "Bazı bazı bir düşünce takılır kafama: sevilen bedeni uzun uzun incelemeye başlarım (uyuyan Albertine'in karşısında anlatıcı gibi). İncelemek demek karıştırmak demektir: içinde ne olduğunu görmek istermiş gibi, arzumun mekanik nedeni karşıt bedendeymiş gibi ötekinin bedenini karıştırırım (zamanın ne olduğunu anlamak için çalar saati söken çocuklara benzerim). Bu işlem soğuk ve şaşkın bir biçimde... Continue Reading →
Roland Barthes – Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler)
"Eninde sonunda - ya da sınırda - bir fotoğrafı iyice görebilmek için en iyisi başka bir yana bakmak, ya da gözleri kapamaktır. "Görüntü için gerekli koşul, görmedir" demiş Janouch, Kafka'ya; Kafka da gülümseyerek yanıtlamış: "Biz nesneleri aklımızdan çıkarmak için fotoğraflarız. Öykülerim gözlerimi kapamamın bir yoludur." Fotoğraf sessiz olmalıdır (yaygaracı fotoğraflar vardır, onları sevmem): bu... Continue Reading →
Roland Barthes- S/Z
"Söylem 'gerçek izlenimi yaratmak amacında' olduğundan vicdanını rahat tutmak için bir takım ufak tefek olaylar aktarır; büyük yapıların, ciddi simgelerin, görkemli anlamların da bu olayların oluşturduğu önemsiz dipyüzeyden sıyrılarak ortaya çıktıkları sanılır: böylece tüm eleştiri betikte anlamsız bir şeyler olduğu, bir başka deyişle, aslında, doğadan bir şeyler olduğu düşüncesine dayanır: anlam, yüceliğini, yine de not edilmiş olan,... Continue Reading →
Roland Barthes- Göstergeler İmparatorluğu
"Bilinmeyen bir dilin uğultulu kitlesi çok hoş bir koruma oluşturur, yabancıyı (ülkenin ona düşman olmaması koşuluyla) ana dilin tüm sapmalarını: konuşan, kişinin bölgesel ve toplumsal kökenini, ekin, akıl, beğeni düzeyini, içinde kendi kendini kişi olarak kurduğu ve sizden onaylamanızı istediği imgeyi kulaklarında durduran bir sesli zarla sarar. Bu nedenle, yabancı ülkede ne kadar rahattır insan!... Continue Reading →
Göstergebilim Ne Demek?
"(semiology, semiotics) Göstergeleri ve gösterge sistemlerini inceleyen dal. Göstergebilim, Saussure'ün yapısal dilbilimine çok şey borçludur ve 1970'lerde yapısalcılığın yükselişinin bir parçası olarak gelişmiştir. Özellikle ideoloji konusunda çalışan sosyologlar -bilhassa Marksist veya feminist arka plana sahip olanları- açısından son derece çekici olmuştur. Gösterge kavramı Saussure'den (Genel Dilbilim Dersleri) [Course in General Linguistics], 1916) alınmıştır. Gösterge, gösteren... Continue Reading →