Bastıran uykuyu büyük bir gürültü götürdü başımdan, zorla uyandırılan biri gibi silkindim kendime geldim; ayağa kalkıp, dinlenmiş gözlerimi çevremde gezdirdim, anlamak için bulunduğum yeri. Sonu gelmez iniltilerin yükseldiği acılı uçurum vadisi yanıbaşımda duruyordu. Karanlıktı, derindi içi, öyle bir sis vardı ki, dibine bakınca bir şey seçilmiyordu. Yüzü sararan ozan: “Şimdi karanlıklar dünyasına iniyoruz” dedi. “Ben... Okumaya Devam et →
Amin Maalouf – Semerkant
Cihan onu yaralamıştı, şimdi Hayyam da onu yaralıyordu. Onları saran sessizliğin içinde fazla ileri gidip gitmediklerini soruyorlardı kendi kendilerine, bir toparlanıp hâlâ kurtarılabilecek olanı kurtarmanın vakti gelmemiş miydi daha? İşte o an da Hayyam, Cihan'a değil, kadıya kızdı. Konuşmasına izin verdiği için pişman olmuştu ve o sözlerin sevgilisine yönelik bakışını geri dönülmez bir biçimde bozup... Okumaya Devam et →