Copernicus – Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine

copernicus

 

“Zaten bu güzeller güzeli tapınaktaki ışığı, her yeri aynı anda böylesine aydınlatabilen buradan başka ve daha iyi bir yere kim yerleştirebilir ki? Gerçekten de evrenin bu aydınlatıcısına kimisinin akıl, kimisinin de kılavuz demesi boşa değildir. Trimegistus* onu görünen Tanrı, Sophocles’in Electra‘sı ise her şeyi gözetleyen** olarak betimlemiştir. Güneş sanki kral tahtında oturuyormuş gibi etrafında dönen yıldızlar ailesini yönetir. Dünya da Ay’la olan münasebetinde hiç aldatılmaz; aksine Aristoteles’in Canlılar Üzerine‘de dediği gibi Ay da Dünya’yla çok yakın bir ilişki içindedir. Güneş tarafından yüklenen Dünya her yıl gebe kalır. Böylece bu düzende, evrenin başka hiçbir yerde rastlanamayacak takdir edilesi simetrisini veya kürelerin büyüklüğüyle devinimin kesin uyumunu buluyoruz. Gerçekten de dikkatle inceleyen biri Jüpiter’in ileri ve geri gidişlerinin Satürn’ünkinden daha büyük; Mars’ınkinden daha küçük olmasını ve yine Venüs’te Merkür’ünkinden daha büyük görünmesini anlayabilir. Dahası Satürn’deki bu karşılıklı hareketlerin niçin Jüpiter’dekinden daha sık, Mars ile Venüs’teyse Merkür’dekinden daha ender görüldüğünü; Satürn’ün, Jüpiter’in ve Mars’ın karşı konumlarda, kaybolma ve yeniden doğuşlardakine göre Dünya’ya daha yakın göründüğünü de bilebilir. Özellikle de Mars tüm gece boyunca ışıldadığında sanki Jüpiter’le aynı boyuttaymış gibi görünür; sadece renginin kızıllığıyla ondan ayrılır. Oysa büyüklük bakımından ancak ikinci yıldızlar arasında yer alır ve devinimi dikkatli bir gözlem sayesinde bilinebilir. Bütün bunlar hep aynı nedenden, Dünya’nın deviniyor olmasından kaynaklanır. Bu hareketlerden hiçbirinin sabit yıldızlarda görülmemesinin nedeni, aşırı uzaklıklardan ötürü onlara ait devinimlerin gözden kaçmasıdır. Öyle ki optikte de gösterildiği gibi, görülebilir her nesnenin seçilemeyeceği daha uzak bir nokta vardır. Yıldız ışıklarının titremesi, en uzaktaki gezegen olan Satürn’le sabit yıldızlar küresi arasında çok büyük bir mesafe olduğunu gösterir. Bu özellik sayesinde bu yıldızlar gezegenlerden ayrılabilir; zira hareket edenle etmeyen arasındaki fark çok büyük olmalıdır. Kuşkusuz O tanrısal iş öyle yüce, öyle büyük ki!” (s. 47-49).

 

Nicolas_Copernic,_Nicolai_Copernici_Torinensis_De_revolutionibus_orbium_coelestium,_libri_IV,_Nuremberg,_Iohannes_Petreius,_1543_(double_page,_annotations_et_corrections)

 

Copernicus, (2017). Torunlu Nicolaus Copernicus’un Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine VI Kitap, (çev. C. Cengiz Çevik), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.

 

* Trimegistus ya da Hermes Trimegistus: İsmi ‘Üç kat büyük Hermes’ anlamına gelmekle birlikte Yunan tanrısı Hermes ile Mısır tanrısı Thoth’un bir karışımı olarak düşünülmüştür. Helenistik dönem Mısır’ında iki tanrı arasında bir uyum görülünce ikisine bir tapınak yapılarak birlikte tapınılmış (N. G. Clark, s. 17vd, 2008).

** E. Rosen’ın Alexander von Humboldt ve August Böckh’ten aktardığı bir yoruma göre Sophocles’in Electra‘sında Güneş’e ‘her şeyi gözetleyen‘ niteliği atfedilmediği için Copernicus’un burada aklında kaldığınca böyle bir ifade kullandığı düşünülebilir; zira söz konusu Güneş betimlemesi yine Sophocles’in Oedipus Colonus’ta adlı eserinin 869. satırında geçmektedir. Buna karşılık yine E. Rosen’ın aktardığı gibi, Copernicus’un eserini Almancaya çeviren Carl Ludolf Menzzer Copernicus’un buradaki alıntısının doğru olduğunu savunarak Electra‘daki 823-826 ve 174-175 aralığındaki satırları kaynak göstermiştir. Oysa ilk aralıkta Güneş’in her şeyi değil sadece özel suçları gözetlediğinden bahsedilir; ikinci aralıkta ise Sophocles’in her şeyi gözetleyen olarak gördüğü Güneş değil baş tanrı Zues’tur. Ecole Pratique des Hauntes Etudes’ten A. Koyre, Revolutionibus‘un ilk kitabının Fransızca çevirisinin bu bölümünde C. L. Menzzer’in hatalı aktarımını kaynak alıp Electra‘nın 823-826 dizelerini kaynak göstermiştir. Dahası görkemli Nikoluas Kopernikus Gesamtausgabe‘ın ikinci cildinin editörleri olan F. Zeller ve K. Zeller de Menzzer’in hatalı aktarımını yorumsuz bir şekilde kullanmıştır. Buna karşılık Varşova Üniversitesi’nden A. Birkenmajer bu hatayı tekrarlamayıp Copernicus’un buradaki Güneş betimlemesinin Oedipus Colonus’ta adlı eserinin 869. dizesinde geçtiğini söylemiştir (E. Rosen, s. 17-20, 1995). Biz de burada Copernicus’un alıntının kaynağı konusunda yanıldığını düşünüyoruz.

*** F. A. Yates’in yorumuna göre Copernicus’cu Güneş anlayışı, uzunca bir süre karanlık mağaralara gömülmüş olan eskiçağın ve hakiki felsefenin doğumunu muştalamaktadır (F. A. Yates, p.238, 1999). Buradaki Güneş betimlemelerini bu gözle değerlendirmek gerekir. Ayrıca Güneş’e diğer göksel cisimlerin yöneticiliğini atfetme teması Yaşlı Plinius’ta, Naturalis Historia II.4. 12-13’te geçer; bu da Copernicus’un esinlendiği bir kaynak olabilir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: