Homeric – Moğol Kurdu

"Öküz Yılı'nda Börte dördüncü çocuğunu, sonradan Toluy olarak adlandırılacak oğlunu doğurdu. İşte o sıralarda, Toğrıl kendi oğlunun nerede olduğunu öğrendi. Nilka yanında bin Karaim atlısıyla Camuka'nın ordusuna sığınmayı başarmıştı. Toğrıl yazı oğlunun yanında geçirdi, sonra Temuçin'in obasına döndü. Nilka, Camuka'nın da yardımıyla Orhun'un kıyılarını geri almak umudundaydı. Bu umut Toğrıl'ı sevince boğsa da, Camuka'yı tasarılarının... Okumaya Devam et →

A.M. Celal Şengör – Aptalı Tanımak

  Yobazlar Gezegeninde Üniversite? 19 Mart 2005, Cumhuriyet Bilim Teknik’te Yayımlanmıştır* “Bugün, tüm dünyanın akılcı düşünceden tamamen uzaklaşmış, kendini inanca ve onun ürünü olan dinsel düşünceye vermiş sistemlerin egemenliğinde olduğu varsayılan bir durumda, şimdi anladığımız anlamda bir üniversitenin mümkün olup olmadağını tartışacağım. Böyle bir durum 4. Yüzyıl’la 10. Yüzyıl Avrupası için geçerliydi. İslam alemi benzer... Okumaya Devam et →

Edgar Allan Poe – Bütün Hikayeleri

  Balon Şakası “GÜNLÜK       “6 Nisan Cumartesi.- Karşılaşabileceğimiz her güçlüğün önlemini geceden aldıktan sonra, bu sabah şafakta balonu şişirmeye başladık. Ama yoğun bir sis katlı ipeğin yapış yapış olmasına yol açmıştı, bu yüzden işimiz on bire kadar bitmedi. Sonra büyük bir sevinçle, yavaşça ama sabit bir hızla havalandık. Kuzeyden esen hafif rüzgar bizi İngiliz... Okumaya Devam et →

Vladimir Propp – Masalın Biçimbilimi

    "Olağanüstü masalların yapısının değişmezliği, bu masalların varsayımsal bir tanımını yapmamızı sağlar, bu tanım da şöyle dile getirilebilir: Olağanüstü masal, değişik biçimleriyle belirtilen işlevlerin birbirini düzenli bir biçimde izlemesine göre oluşmuş bir anlatıdır. Bu işlevlerin bazıları bazı anlatılarda yoktur, bazılarınınsa bir başka anlatıda yinelendikleri görülür. Söz konusu tanım, olağanüstü sözcüğünün anlamını yitirmesine yol açar... Okumaya Devam et →

Moritz Winternitz – Hint Destanları (Ramayana, Mahabharata, Harivamşa)

  Destanlarla İlgili Kısa Bilgiler “Destanların çekirdek konularına bakıldığında, Mahabharata Ramayana’dan daha eski gözükmektedir. Ancak Ramayana’nın yazıya geçirilip, bitirilişi (yaklaşık MÖ 2. Yüzyıl) Mahabharata’dan daha önce olduğu için, daha eski bir destan olarak kabul edilir. RAMAYANA, öncelikle Buddhist inançtan etkilenmiştir ve halk arasında yaşayan baladlar, destan bitirilmeden önceki zaman içinde, sık sık destan anlatımlarında kullanılmıştır.... Okumaya Devam et →

Michel Foucault – Ders Özetleri

"Egzomolojez, 'inanç belgesi' olarak Hıristiyanın onsuz edemeyeceği bir şeydir ve Hıristiyan için vahiy ile açıklanmış hakikatler, sadece bir inanç konusu değil, aynı zamanda kendini bağımlamanın temelindeki yükümlülüklerdir; yani inançlarını sürdürme ve koruma yükümlülüğüdür, bunları gerçekleyen otoriteyi kabullenmedir; bunları, kamu önünde itiraf etmektir; bunlarla uyum halinde yaşamaktır vb. Ama, çok geçmeden bir başka çeşit egzomolojez ortaya... Okumaya Devam et →

Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken

Tahta At adlı öyküden... "Bize şimdi yeni bir hava getir, Tahta Atın nasıl yapıldığını anlat. Tuzak nasıl kuruldu, onun şarkısını söyle. Şehrin girişinde sağlamlığını bugün de koruyan duvarlar Romalılardan kalmadır. Sen bize güzel bir masal anlatırsan, dedim ona, ben de senin sayende dünyaya belki yeni bir şeyler söylerim. Gördüğünüz kuyuda bir zamanlar bütün şehre yetecek... Okumaya Devam et →

Tulepbergen Kaipbergenov – Karakalpak Kızı

"Sen burada kadın yöneticisi mi olursun?' 'Kadın kollarından söz ediyorsanız evet.' 'Aha, demek sen. Adalet istiyorum,' diye heyecandan bağırdı. İnce sakalını çekiştirerek kavgacı bir tavırla ekledi: 'İnsan söz vermişse tutmak zorunda değil mi? Cevap ver!' 'Elbette!' Yaşlı adamın ne istediğini anlamaya çalışan Cumagül’ün sesi inandırıcı çıkmamıştı. 'Verdiğim söz için başlık almışken nasıl olur da!' 'Demek... Okumaya Devam et →

Füreya Koral (1910-1997)

"Füreya Koral, 1927'de Notre Dame de Sion Kız Lisesi'ni bitirmiş, bir süre İÜ Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne devam etmiştir. Bu arada özel keman dersleri almaya başlayarak 1940-44 arasında müzik eleştirileri yazmış ve çeviriler yapmıştır. Seramik çalışmalarına 1947'de gittiği İsviçre'de başlamış, 1949'da Fransız seramikçi Serré'nin önerisiyle Paris'te özel bir atölyede çalışmalarını sürdürmüştür. 1951'de Paris'te Galeri M.A.I'deki... Okumaya Devam et →

Maksim Gorki – Çocukluğum

"Büyükannem cumartesileri ve bayram günleri akşam ayinleri için beni kiliseye götürürdü. Orada, kimin hangi Tanrıya dua ettiğini anlardım hemen: rahibin ve zangoçun sözleri büyükbabamın Tanrısına, ahalinin sözleriyse büyükannemin Tanrısına yönelikmiş gibi gelirdi bana. O zamanlar bana acı veren bu birbirinden ayrı Tanrıların bulunduğu şeklindeki çocukça düşünceyi, şimdi ancak kaba çizgileriyle açıklayabiliyorum. Yalnız kesin olarak o... Okumaya Devam et →

Jerzy Kosinski – Boyalı Kuş

"Gavrila'nın yardımıyla ilk kitabımı okudum. Önce annesini, sonra da babasını yitirip, benim gibi yeryüzünde tek başına kalan bir çocuğun karşılaştığı çeşitli güçlükleri anlatıyordu. Kitabın adı 'Çocukluğum'du. Gavrila, bunu yazan Maksim Gorki'nin Sovyet yazarlarının en büyüklerinden biri olduğunu anlattı bana. Eserleri, kitaplığın birkaç rafını dolduruyor, kendisi bütün dünyada tanınıyordu. Gorki'nin kitabını birkaç kere okudum. Onu okudukça... Okumaya Devam et →

Richard Kearney -Yabancılar, Tanrılar ve Canavarlar

"Antropologlar genellikle kurban etmeyi övmeye veya kusurlu addetmeye meyletmez, onun ilkel yapısını tanımlamakla yetinir. Mesela Mircea Eliade, kurban etmeyi, "kutsal"ı "profan"dan (esasen düzen ve kaosa ilişkin evrendoğum mitleri aracılığıyla) ayırmanın bir yolu olarak tanımlar. Georges Dumézil, egemenlik işlevlerinin yapısal kurumsallaşmasının bir ifadesi olarak değerlendirir. Georges Bataille'a göre, faydacı şeylerin dünyasından, kaynaşma ve içkinliğin "gerçekdışı" mitik... Okumaya Devam et →

İbrahim, Üç Melek ve İshak’ın Kurban Edilişi

İbrahim, Üç Melek ve İshak'ın Kurban Edilişini gösteren bir mozaik, 6. yüzyıl, Ravenna "İbrahim bir gün Mamre meşeliğinde, gündüz sıcağında, çadırın önünde oturmaktaydı. Tanrı göründü. İbrahim başını kaldırdı, baktı ki üç adam duruyor ayakta. Onlara doğru koşup secdeye geldi. Sonra çadıra koşup, körpe bir buzağıyı getirdi; çabucak pişirmesi için hizmetçiye verdi. Konukların önüne ayran, taze... Okumaya Devam et →

Gülnur Acar Savran ve Nesrin Tuna Demiryontan- Kadının Görünmeyen Emeği

"Kadınların ezilmesini ya da ideolojik olarak değersizleşmesini devlet başlatmadığı halde, devletin gelişimi kadınların durumunu birçok bakımdan kötüleştirdi. İlk olarak, adaletin, politik iktidarın ve emek yükümlülüklerinin dayatılmasını tekelleştirmeyi ve merkezileştirmeyi başardığı ölçüde devlet, yalnızca klanların erkek reislerine yardımcı olarak da olsa, çoğu kez kadınları da içeren eski otorite hiyerarşisini massetti. Otoritenin yeni kamusal, hiyerarşik doğası, aristokrat... Okumaya Devam et →

Ziya Gökalp – Şiirler ve Halk Masalları

YARADILIŞ Türk Kozmogonisi I. "Önceleri yoktu Gündüz, Görünmezdi aydın bir yüz;   Doğmamıştı henüz gökler, Ne Ay, ne Gün, ne de Ülker;   Yoktu hala nur ordusu; Vardı yalnız bir kara su!   Bir gün deniz dalgalandı, İçinden bir kuş uyandı:   Demir gaga, demir pençe, Adı Tuğrul, uçtu yüce.   Yumurtası düştü: şırakkk.. Kırılınca... Okumaya Devam et →

17 Ağustos Akşamı Venüs Doğu Uzamında En Büyük!

  Botticelli, Venüs'ün Doğuşu   "Venüs çok eski bir Latin tanrıçasının adıdır. Meyve bahçelerinin koruyucusu olarak saygı gören Venüs sonradan Yunan etkisi altında Aphrodite ile bir tutulmuştur. Aeneas'ın anası sayılan Venüs İmparatorluk çağında Gens îulia'nın atası sayılmıştır (Aeneas)." (s. 290). "APHRODİTE'NİN DOĞUŞU: Aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'nin doğuşu üzerine iki ayrı kaynağımız vardır: Biri Hesiodos,... Okumaya Devam et →

Yusuf Has Hacib – Kutadgu Bilig

  "Hakan dedi: İyi iki türlüdür                                            872 Bunlardan biri doğrudan iyilik yolunu tutandır   Biri anadan doğma iyidir Bak iyi olup doğru yolda yürür   Bir diğerinin iyiliği ödünçtür Kötüye katılırsa kötülük yapar  ... Okumaya Devam et →

Leylâ Erbil – Cüce

‘’Çetrefil sorunlarla boğuşmaktasın; gün günden yıl yıldan yenemediğin bu kaçıştan ya da bu derin sevdadan söz etmek zorunda duyumsuyorsun kendini okura… Okura mı? Hani yoktu onlar? Onlar için yazmazdın sen hani? Yazmıyorsun! ; ama hala kolladığın birkaç kişi var. ‘’Hiç oluş’’a doğru yol alışı arzu ve istençle aramana tanık olsunlar istiyorsun onlar; ‘’unutuluş’’a gögüs germeye... Okumaya Devam et →

Alice K. Turner – Cehennemin Tarihi

"Viking cehennemi de Niflheim diye adlandırılıyordu. Buranın, Dünya Ağacı’nın, Yggdrasil’in köklerinin altında, en kuzeydeki yer olduğu düşünülüyordu. Doğusu devlerin ülkesi Jotunheim, güneyi büyük boşluk Ginnugagap’ın ötesinde dev Surl'un yönettiği ateşli bir bölge olan Muspell’di. Midgard, ya da Orta Yer bizim dünyamızdı. XII. yüzyılda İzlandalı şair Snorri Sturluson’un yazdığı Prose Edda da, Tartaros’un Erebus ya da... Okumaya Devam et →

Julian Baldick – Hayvan ve Şaman Orta Asya’nın Antik Dinleri

"Çinli tarihçiler kehanet ve sağaltıcılıktaki Hun uzmanlarına atıfta bulunur ve bize Hunların "dokuz göğe kurban edilmiş dokuz göğün büyücülerinden'' söz eder. Tarihçiler şamanlardan bahsediyor gibiler. Hastalıkları tedavi etmek için insan kurban etme yoluna başvurulduğunu öğreniyoruz: Roux Ortaçağ Moğollarının ölüme razı olarak bir hastayı ölümden kurtarabildiğine işaret eder. "Dokuz gök"e dayanarak, Çinli tarihçiler Hunlarda her göğün... Okumaya Devam et →

Şefik Can – Klâsik Yunan Mitolojisi

İKARİOS'UN ÖLÜMÜ "Bir gün, bu uzun ve bitmez seyahatleri sırasında Dionysos, İkarios'un evine geldi, oraya misafir oldu. Kendisini çok iyi karşıladılar, izzet ikramda bulundular, gitmeden evvel Dionysos kendisine gösterilen misafirperverliğe karşılık olarak ev sahibine üzüm yetiştirmenin usulünü, bağcılık fennini ve şarap yapmayı öğretti. Bağbozumu gelince, İkarios, bu esrarlı içkiden yalnız kendisinin faydalanmasını düşünmedi, üzümün faydasını, şarabın... Okumaya Devam et →

27 Temmuz Tam Ay Tutulması

"Bu geceki dolunay Antilop Dolunayı olarak bilinir çünkü yılın bu zamanı erkek antilopların boynuzlarının çıktığı aydır. Ayrıca Gök Gürültüsü Dolunayı ve Saman Dolunayı olarak da adlandırılır. Türk Mitolojisindeki Yelbegen gökyüzünde yaşayan yıldızlara ve Aya musallat olan yedi başlı bir devdir. Zaman zaman bu kötücül varlık yıldızların peşine düşer, onları ısırır ve ağzındaki parçaları aşağıya tükürürmüş.... Okumaya Devam et →

George Orwell – Kitaplar ve Sigaralar

"Totaliter devlet, ihtiyaç duyduğu için şimdilik bilim insanlarına hoşgörüyle yaklaşıyor. Nazi Almanya'sında dahi Yahudi olmayan bilim insanlarına görece iyi davranılıyordu ve bir bütün olarak Alman bilim camiası Hitler'e karşı direniş göstermedi. Kısmen liberal düşünce alışkanlıklarının kolayca aşılamaması, kısmen de savaş hazırlığı ihtiyacı nedeniyle tarihin bu aşamasında en zorba hükümdar bile fiziksel gerçekliği dikkate almak zorunda.... Okumaya Devam et →

Anne Frank – Hatıra Defteri

28 Mart 1944 Salı "Ve Peter... Peter'den vazgeçmek istemiyorum. Öyle sevgi dolu ki; ona hayranım. Aramızda o kadar güzel şeyler olabilir ki! Neden yaşlılar bu işe burunlarını sokuyorlar? İyi ki ben içimdekileri belli etmemeye alışkınım. Ona nasıl deli gibi vurulduğumu göstermemeyi çok güzel başarıyorum; peki, acaba o bir şey söyler mi? Onun yanağını da, rüyamda... Okumaya Devam et →

Jared Diamond – Tüfek, Mikrop ve Çelik

  “Sonuç olarak, Bereketli Hilal ile Doğu Akdeniz toplumları ekolojik açıdan kırılgan çevre koşulları içinde var olma bahtsızlığına uğradılar. Ekolojik olarak kendi kaynaklarının tabanını yok ederek kendi kuyularını kazdılar. En eski toplumlardan, doğudaki (Bereketli Hilal’deki) toplumlardan başlayarak her bir Akdeniz toplumu kendi kuyusunu kazarken güç batıya kaydı. Kuzey ve Batı Avrupa bu akıbete uğramaktan kurtuldu... Okumaya Devam et →

İbrahim Çallı 136 Yaşında!

İbrahim Çallı, Zeybekler, 1923   (1882 Çal-Denizli, 1960 İstanbul) "Türk İzlenimcileri'nin önde gelen temsilcilerinden olan Çallı, bir sanatçı kuşağına (1914 Kuşağı) adını vermiştir. Genç yaşta İstanbul'a gelmiş, çok küçük memuriyetlerde çalıştıktan sonra Şeker Ahmed Paşa aracılığıyla 1906'da Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girmiştir. 1910'da bu okulu bitiren Çallı, ertesi yıl devlet tarafından Paris'e yollanmış ve 1914'e değin... Okumaya Devam et →

Henrietta Mccall – Mezopotamya Mitleri

"Atrahasis Miti ...Sümerlerin krallar listesinin bir uyarlamasına göre Atrahasis, Gılgamış Destanı'nın XI. Tableti'nde Utnapiştim'in babası olarak bahsedilen Şuruppak (şu nada Orta Mezopotamya'daki Tell Fara) kralı Ubara-Tutu'nun oğludur. Aslında Atrahasis (Çok Bilge) ve Utnapiştim (Yaşamı Buldu) İncil'de bahsedilen Nuh'un eşdeğerleridir. Ayrıca Sümerlerde bir eşdeğeri de vardır, Ziusudra (Uzun Yaşam). Yani Atrahasis eski çağların evrensel bir figürüdür.... Okumaya Devam et →

Şevki Balmumcu ve Ankara Sergievi (Büyük Tiyatro ve Opera Binası)

"Türkiye'de 1930'larda ağırlık kazanan Akılcı-İşlevci Mimarlık eğiliminin başarılı temsilcilerinden biri olan Balmumcu, Bonatz tarafından Büyük Tiyatro Binası'na (1948) dönüştürülen Ankara Sergievi tasarımıyla tanınır. 1928'de GSA (MSGSÜ) Mimarlık Bölümü'nden mezun olmuş, 1928-30 arasında Yalova Kaplıcası'nın onarımında ve Seyr-i Sefain Umum Müdürlüğü'nde çalışmıştır. 1930-32 arasında Bursa'da Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu) Tiyatro ve Sinemasının inşaatında kontrol mimarı... Okumaya Devam et →

Hayat Ağacı Ne Demek?

Filistin'in Eriha kentinde bulunan Emevi Halifesi Hişam Bin Abdülmelik’in yaptırdığı ve sarayın zemininde yer alan "Hayat Ağacı"  mozaiği   "Doğa dinlerinden tek tanrılı dinlere kadar pek çok inançta, hayat ağacı kavramı yer almaktadır. Bu ağaç yaşamın ve var olma bilincinin bir sembolüdür. İskandinav mitolojisinde dünyanın merkezinde yer alan kader ağacı, Yggdrassil bulunmaktadır. İnsanların kaderleri bu ağaçta... Okumaya Devam et →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑