‘’Çetrefil sorunlarla boğuşmaktasın; gün günden yıl yıldan yenemediğin bu kaçıştan ya da bu derin sevdadan söz etmek zorunda duyumsuyorsun kendini okura… Okura mı? Hani yoktu onlar? Onlar için yazmazdın sen hani? Yazmıyorsun! ; ama hala kolladığın birkaç kişi var. ‘’Hiç oluş’’a doğru yol alışı arzu ve istençle aramana tanık olsunlar istiyorsun onlar; ‘’unutuluş’’a gögüs germeye hazır olduğunu, ancak o son anda tuhaf bir değişikliğe, -bir kazaya- uğradığını anlasınlar istiyorsun… Çünkü şu içinde yaşadığın eve kadar üşüşmüş karınca denilen asalaklardan çektiğin yetmezmişçe hiç içine sinmeden ama –seve seve- bu gelecek sanatçı muhabire nasıl razı oluşunu anlarlarsa tanıyacaklarını umuyorsun bir insanlık durumunu sende; belki de yinelemektesin ısrarla her vakit söyleyip yazdığını: yaralı doğar bütün insanlar, anlaşılmak, sevilmek, sevecenlik dilenir ömrünce… ‘’Son an,’’ dedin biraz önce, payı var mı olan bitende son anın, -cücenin- onu da tam bilemiyorsun.’’ (s. 11)
Erbil, Leyla (2015). Cüce, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın