“Kadınların ezilmesini ya da ideolojik olarak değersizleşmesini devlet başlatmadığı halde, devletin gelişimi kadınların durumunu birçok bakımdan kötüleştirdi. İlk olarak, adaletin, politik iktidarın ve emek yükümlülüklerinin dayatılmasını tekelleştirmeyi ve merkezileştirmeyi başardığı ölçüde devlet, yalnızca klanların erkek reislerine yardımcı olarak da olsa, çoğu kez kadınları da içeren eski otorite hiyerarşisini massetti. Otoritenin yeni kamusal, hiyerarşik doğası, aristokrat kadınların aile konumları sayesinde kullandıkları biçimsel olmayan ve temsili yetki içeren iktidarlara bir son verdi. Erken Sümer’de, aristokrasinin hem kız hem de erkek çocukları tapınak okullarında eğitilirken III. Ur hanedanlığına gelene kadar, yazıcılar esas olarak profesyonel erkeklerdi. Benzer bir biçimde, Yunan kentleri merkezileşip profesyonel bürokrasiler geliştirdikçe, hakim aristokrat ailelerdeki kadınların etkisi, politik alandan bütünüyle dışlanmalarıyla yer değiştirdi. Yine, Karolenjler dönemi Avrupa’sında ve on ikinci yüzyılda (her iki dönem de devletin merkezileşme dönemleridir), önceki iki yüzyılın aileye dayalı politik sistemlerinde hazinedar ya da yargıç olarak görev almış olan soylu hanımefendilerin ve kraliçelerin yerini profesyonel erkek yöneticiler aldı ve kadınların etkinlikleri evle ve manastırla sınırlandı.” (s. 74).
Savran, Gülnur Acar ve Demiryontan, Nesrin Tuna (2016). Kadının Görünmeyen Emeği, Yordam Kitap, İstanbul.
İlkel tarım topluluklarında cinsiyetin fiziksel yeterlikleri çerçevesinde gerçekleşen doğal iş bölümünün, önce topluluktan topluma evrilen ilkel devlet, sonrasında modern devletin inşası ve bugüne kadar gelen binlerce yıllık birikimin, din, gelenek gibi vasıtalarla artık kültür kodlarına işlenmesi gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeği ortada olduğu halde; doğrudan kadın vurgusunun yapıldığı ve sesinin yükseltildiği savlar beraberinde büyük bir kandırmacayı ve hedef saptırmayı da barındırıyor iddiasındayım. Ataerki diye bir şeytan işaret edildi ve taşlanıyor. Sistemin tahakküm araçlarından birisi zerre kadar patriarşi olmadığı gibi, korkarım erkekler bu düzenin paryaları olma yolunda hızla ilerliyorlar. Kadın lobilerinin mazlum maskesiyle oluşturdukları siyasi erk üzerindeki baskı, genel isyan ihtimalini ziyadesiyle azaltmakta…
BeğenBeğen