“Şaşılacak bir sessizlik oldu: Kabile, Domuzcuk’un söyleyebileceği tuhaf şeyleri merakla bekliyordu.
Bir sessizlik ve bir duraklama oldu ama Ralph, bu sessizliğin içinde, havadan gelen garip bir ses duydu kulağının dibinde. Tüm dikkatini ona vermediği halde, ‘tak’ diye bu hafif sesi yeniden duydu: Biri taş atıyordu. Bir elini kaldıraçtan hala ayıramayan Roger’di taşı atan. Yukarıdan bakınca Roger’in gözünde, Ralph karışık bir saç yığını, Domuzcuk da bir yağ tulumuydu.
‘Size söyleyeceğim şu: Küçük çocuklar gibi davranıyorsunuz topunuz.’
Domuzcuk, büyülü beyaz denizkabuğunu havaya kaldırınca, yükselen yuhalamalar gene kesildi.
‘Hangisi daha iyi? Sizler gibi yüzü boyalı bir vahşi sürüsü olmak mı, yoksa Ralph gibi akıllı olmak mı?’
Vahşiler arasında büyük bir gümbürtü koptu. Domuzcuk gene bağırdı:
‘Hangisi daha iyi? Kurallar yapıp anlaşmak mı, yoksa ava çıkıp öldürmek mi?’
Gene bağırışmalar ve gene ‘tak’ diye hafif bir ses.
Bu gürültü arasında Ralph’in sesi duyuldu:
‘Hangisi daha iyi? Düzen ve kurtuluş mu, yoksa ava çıkıp her şeyi berbat etmek mi?’
Artık Jack da avazı çıktığı kadar bağırdığı için, Ralph’in sesi duyulamıyordu. Jack gerileyip sırtını kabileye vermişti. Kabile, mızraklarla diken diken, tehlikeyle yüklü, sağlam bir kitle olmuştu. Saldırmaya niyetlenenler vardı aralarında; kendi kendilerini kışkırtıp buna hazırlanıyorlardı; dar geçidi silip süpüreceklerdi. Ralph biraz yanda, karşılarında duruyordu; elinde mızrağı, tetikteydi. Domuzcuk, Ralph’in yanındaydı. Denizkabuğunun çabucak kırılabilecek ışıldayan güzelliği, hala ellerindeydi; onu bir tılsım gibi kaldırmış tutuyordu. Gürültü fırtınası, kinle yoğurulan ve sesle yapılan bir büyü gibi, Ralph ile Domuzcuk’a çarptı, ta yukarılarda Roger, kendini koyuverdi; çılgınca bir haz duyarak, olanca gücüyle kaldıraca abandı.
Ralph büyük kayayı görmeden önce duydu. Ayak tabanlarının altında toprağın sarsıldığını hissetti; dik yamacın tepesindeki taşlar yerinden koptu. Sonra koskocaman, kırmızı canavar gibi bir şey, geçide fırladı. Kabile çığlık atarken, Ralph yere kapaklandı.” (s. 221-222)
Golding, William (2008). Sineklerin Tanrısı, (çev. Mina Urgan), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın