“Bazen kuş biçimindeki ana-tanrıça yuvada kuluçkaya yatar. V. N. Çernetsov zamanında, Mansilerin ‘kuşlarla’ ilgili birtakım şarkıları kaydedilmiş olup, onlardan birisi şöyledir:
Yedi göller kıyısına, sazlarla kaplanmış,
Kuru saz parçalarından,
Kızları yetiştirmek için yuva,
Kuş-ben yapıyorum.
Kendi göğsümden yumuşak tüy,
Kuş-ben koparıyorum.
Sert kabuklu iki yumurta
Kuş-ben yumurtluyorum.
Sağlam kabuklu iki yumurta, gagalandı,
Küçüğün birinin gözleri benimkilere benzer,
Küçük gagası benimkine benzer.
Diğer küçüğün
Gözleri tamamen bambaşka,
Ağzı tamamen bambaşka-
İnsanoğlunun kızı
İnsanoğlunun yavrusu…
Şarkıda izlendiği gibi, kuş, ilk kadın-ebeveyn-ata ve bununla kuş-ata kadından, insan-ata kadına geçiş gösteriliyor. Derin arkaik kökene sahip esintilerden ibaret olan bu şarkılar, herhangi bir ritüelin sözlü tasarımıdır… Sembolik olarak, Türkçedeki ‘yuva’nın (Altay, Hakas; uya) anlamı; yuva, delik, in, beşik, kavramlarını kapsar; bununla birlikte C. Closon ‘kuş yuvası’ anlamının Sibir Türk dillerinde oldukça eski olduğuna inanır” (s. 90-91).
Sagalayev, Andrey Markoviç (2017). Ural-Altay Mitolojisinde Arketipler ve Semboller, (çev. Ali Toraman), Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın