“Güneşi durduramam çünkü zaten durdu, ben onu bulunduğu yere yerleştirdiğimden beri hep duruyordu, Sen efendisin, yanılmazsın, ama benim gözlerimin gördüğü bu değil, güneş burada doğuyor, bütün gün gökte yolculuk ediyor ve karşı tarafta yok oluyor, ertesi sabah da geri geliyor, Gerçekten bir şey kımıldıyor ama güneş değil o dünya, Dünya kımıldamıyor, efendi, dedi yeşu, gergin, umutsuz bir sesle, Hayır, dostum, gözlerin seni yanıltıyor, dünya kımıldıyor, kendi etrafında dönüyor ve uzayda da güneşin etrafında dolanıyor, O halde, eğer böyleyse, dünyaya emret dursun, beni ilgilendirmez, yeter ki amorileri yok edeyim, Dünyayı durdurursam yalnızca amorilerin işi bitmekle kalmaz, dünyanın, insanlığın da sonu olur, her şey biter, burada bulunan bütün varlıklar ve her şey, kökleriyle toprağa tutunan ağaçlar bile, her şey dışarı hücum eder, tıpkı bir sapanla atılan bir taş gibi…” (s. 101-102).
Saramago, Jose (2015). Kabil, (çev. Işık Ergüden), Kırmızı Kedi Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın